ويكيبيديا

    "imkansız" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المستحيل
        
    • مُستحيل
        
    • يستحيل
        
    • محال
        
    • مُحال
        
    • ممكن
        
    • مستحيلُ
        
    • الصعب
        
    • هذا مستحيل
        
    • مستحيلا
        
    • المستحيلة
        
    • المُستحيل
        
    • مستحيلة
        
    • مجال
        
    • ممكناً
        
    Hepimizi beslemek, giydirmek, ve barındırmak ve makul hayatlar yaşatmak imkansız olduğundan değil. TED لا يعني ذلك أنه من المستحيل تغذية وإيواء جميعنا وجعلنا نعيش حياة كريمة.
    Fareler ise yiyecekleri korumayı ve onları yalnız bırakmayı neredeyse imkansız hale getiriyor. TED ومن المستحيل الاحتفاظ بالطعام في المنزل بسبب الجرذان، ناهيك عن الطعام الطازج يوميًا.
    Başkaları her şeyi okumaya çalışıyor ama tabii ki, bu imkansız. TED وآخرون يحاولون قراءة كل شيء، ولكن هذا، مرة أخرى، من المستحيل
    Unutulması imkansız, biliyorsun, imkansız. Open Subtitles إنه مُستحيل أَنْ يَنْسي، أتَعْرفُ، مستحيل
    Resmin asında birleşmiş olduğunu anlamayı imkansız kılmak. TED حتى يستحيل أن تكتشف كيف تم تركيب الصورة
    Bu kadar aktif bombayı böyle ortalık yerde bırakmaları imkansız. Open Subtitles محال أن يتركوا قنابل حية هكذا ظاهرة للناس في العراء
    Arama emri çıkarabilmek için... bir yargıç ayarlayabilmem imkansız. Open Subtitles مُحال أنّي سأحصل على قاضي يوقّع على مذكرة التفتيش
    Sırf bir şeyler teoride imkansız diye gerçekte de imkansız olduğu anlamına gelmez. Open Subtitles لمجرد انا هناك شي نظريا مستحيل . هذا لا يعني انه غير ممكن
    Onlar hakkında tüm duyduğum ne kadar fakir olduklarıydı, bu yüzden onları fakirlik dışında, başka bir şekilde görmem imkansız hale gelmişti. TED كل ما سمعته عنهم هو كم كانوا فقراء، بحيث أصبح من المستحيل بالنسبة لي أن أراهم في أي وضع سوى أنهم فقراء.
    Yapmaya değer tek şey, imkansız olandır. Diğer her şey sıkıcı. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي نفعله هو المستحيل وغير ذلك هو أمر رتيب
    Çocukların tek başlarına büyük anneyi ikna_BAR_etmeleri imkansız olur diye düşünmüştüm. Open Subtitles فكرنا أنه من المستحيل على مجرد أطفال أن يقنعوا جدتهم بالتحرك
    Burada, Fransız... fahişelerinden başka... beyaz bir kadınla yatmak imkansız. Open Subtitles ‫هنا ‫عدا العاهرات الفرنسيات ‫من المستحيل أن تجدي نساء بيض
    Belki, benim gibi başka birinin olması size imkansız geliyor. Open Subtitles ربما تظنون أنه من المستحيل أن يوجد رجلاً آخر مثلى
    Sonra salınımlar donanımımızı eritti ve ölçülmeyi imkansız hale getirdi. Open Subtitles ثم تسببت التذبذبات في صهر معداتنا وجعلت من المستحيل قياسها
    Bir kızın sadece bir gecede erkeğe dönüşmesi fiziksel olarak imkansız. Open Subtitles أبريل من المستحيل أن تتحول إمرأة إلى رجل بين ليلة وضحاها
    İçeride onlardan bir ordu var. Tek başına girmen imkansız. Open Subtitles هناك جيش منهم فى الداخل ومن المستحيل أن تدخل بمفردك
    Evlat edinmeye çalışıyorum, ama işim bunu imkansız hale getiriyor. Open Subtitles أنا أُحاول تبني طفل، لكن عملي يجعل الأمر مُستحيل
    Özellikle bizim sahnede bu çok tehlikeli, çok imkansız çünkü bu treni oynatmanın gerçekten bir yolu yok, çünkü setimize tam oturmuş hâlde. TED وذلك أمر خطير، ويستحيل فعله، ولاسيما حيث نصور، لأنه يستحيل في الحقيقة تحريك القطار لأنه مركب بدقة على مكان التصوير.
    Etrafta bu kadar gardiyan varken buradan çıkması imkansız. Open Subtitles محال أن يتمكن من الهرب مع كل هؤلاء الحراس بالجوار
    Kaçmayı düşünüyorsun ama ikimiz de biliyoruz ki bu imkansız. Open Subtitles أنتَ تُخطط للهرب، وهو شيءٌ يعرف كلانا أنّه مُحال
    20 yıllık Afrika deneyimim görünüşe göre imkansız olasıdır. TED لقد عرفت من خبرة ال20 عام في أفريقيا أن ما نظنه مستحيلا هو في الواقع ممكن.
    - Bir çocuğum oldu. İmkansız ama... - Bir dakika. Open Subtitles كَانَ عِنْدي طفل أَعْرفُ بأنّه مستحيلُ انتظري دقيقة
    Bu yüzden sanırım daireye gönderilen yemeklerin incelenmesi de imkansız. Open Subtitles هل من الصعب فحص الاطباق الت كانت فى الشقة ؟
    Ama artık imkansız. Senden nefret ediyorum çünkü beni kaldırmaktan acizsin. Open Subtitles الآن هذا مستحيل أكرهك لانك لم تعد قادر على التأثير فيّ
    Görünürde imkânsız olana ulaştım ve hâlâ ulaşıyorum. TED لقد حققت ولازلت أحقق ما كان يبدو مستحيلا.
    Seni ve ona verdiğin her dakikanı, o imkânsız dostluğunu kıskanıyorum. Open Subtitles أشعر بالغيرة منك ومن كل لحظة تمنحها له من صداقتك المستحيلة
    İmkansız olanı başardık, bu da bizi güçlü kıldı. Open Subtitles لقد فعلنا المُستحيل وهذا يجعلنا مُحترفين
    Takımım olmadan, çevremdeki insanlar olmadan, derinliklerdeki bu macera imkansız olurdu. TED دونهم، دون فريقي، دون كل المحيطين بي، مغامرة الأعماق ستكون مستحيلة.
    Egeria hakkındaki gerçeklerin ortaya çıkmasının tretonin konusundaki çalışmalarımızı etkilemesi imkansız. Open Subtitles الكشف عن وجود إيجيريا لا مجال أن يؤثر على تحليلنا "للتريتونين"ِ
    Görelilik hakkında bildiğimi düşündüğüm herşeye göre, bu imkansız. Open Subtitles بناءا على كل ما أعرفه بشأنها هذا ليس ممكناً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد