ويكيبيديا

    "kıyafetleri" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الملابس
        
    • ملابس
        
    • ملابسه
        
    • الثياب
        
    • ملابسها
        
    • الأزياء
        
    • ملابسهم
        
    • ثيابه
        
    • الزي
        
    • الفساتين
        
    • أزياء
        
    • بدلات
        
    • فساتين
        
    • بملابس
        
    • اللباس
        
    Kendinize alacağınız kıyafetleri, ödememde bir sakınca görmezseniz, tabi ki.. Open Subtitles هذا، إن كنتِ لا تمانعين أن تأخذي راتباً لإختيار الملابس
    Sana yeni kıyafetleri giydirmeden önce Angela seni biraz temizleyecek. Open Subtitles قبل أن تضعين الملابس الجديدة عليك انجيلا سوف تنظفك قليلا
    Doğru kıyafetleri giydiğinde iyi olursun, etrafı aydınlatırsın, değil mi? Open Subtitles إن ارتديت الملابس الصحيحة فأنت بخير، أنت بخير حال، صحيح؟
    Bu kıyafetleri çıkarmış olsaydım bile yine üzerime giymek zorunda kalabilirim. Open Subtitles وحتى لو خلعت ملابس السجن هذه فيجب أن أرتديها ثانيةً قريباً
    Jen, erkek kıyafetleri de alırız. Her şey güzel olacak. Open Subtitles جين, يمكننا أن نحضر ملابس أولاد سيكون الأمر على مايرام
    "Asker, işgal altındaki bir mevziden sadece altındaki zemin yandığı zaman ve kıyafetleri için için yanarken sürünerek çıkabiliyordu." Open Subtitles الجندى يمكنه أن ينسحب من موقعه فقط عندما تشتعل النيران فى الأرض من تحته، و يبدأ الدخان فى التصاعد من ملابسه
    Her zaman aynı kıyafetleri giyiyorsun. Open Subtitles ترتدين الثياب نفسها دائماً, ألا تملكين غيرها ؟
    Kati, modaya istinaden, Diana'ya, sarmal kıyafetleri nohut köftesi gibi gözüküyor derken bunu aslında bir iltifat olarak kullandığımı söyle. Open Subtitles ،كايتي ، تتولي أمور الموضة أخبري ديان أنني عندما قلت .. ان ملابسها تشبه الفلافل قدت ذلك كنوع من المجاملة
    kıyafetleri çıkarmadan, bel üzerinden ve neden bilmiyorum ama prezervatif kullanman lazım. Open Subtitles فوق الملابس, وفوق الخصر, ولا أعرف السبب, لكن يجب أن ترتدي واقي
    Fakat bu kıyafetleri eskidiğinde kolayca sökülmesi için daha modüler olarak tasarlarsak bu durum değişebilir. TED لكنني أرى أنه يمكن تغيير ذلك إذا صممنا الملابس بطريقة معيارية تُسهّل تفكيكها في نهاية عمرها الافتراضي.
    İlk adımda kıyafetleri eskiyeceğini akılda bulundurarak tasarlayabiliriz. TED لكن يمكننا أن نبدأ بتصميم الملابس مع أخذ نهاية عمرها في الاعتبار.
    Bu da temiz çalkalama suyu. Yani kıyafetlerinizi buradan alıp, buraya koyardınız, ve sonra kıyafetleri bu elektrikli sıkıcıdan geçirirdiniz. TED هذا هو ماء الشطف النظيف. لذا ستُخرِجون الملابس من هنا، تضعونها هنا، ثم تبدأون الغسيل بضبط هذا المنبّه الكهربائي
    Beyaz kürklü sarı bir ceket, bir sarı ve bir siyah korsaj ve bu kıyafetleri birçok başka tabloda görürsünüz, Vermeer'in tablolarındaki başka kadınlarda. TED ومن بينها معطف أصفر مع فراء أبيض وكورساج أصفر وأسود وترى هذه الملابس في عدد من لوحاته نساء مختلفين في لوحات فيرمير
    Güvenilir bir yer bulduktan sonra ayakkabı ve dış kıyafetlerini çıkarmalı, maruz kalan cildi yıkamalı ve maruz kalan kıyafetleri kendilerinden uzağa saklamalılar. TED بعد العثور على مكان آمن، يجب عليهم إزالة أحذيتهم والطبقات الخارجية، يغسل أي جلد مكشوف، وتخزين الملابس الملوثة بعيدًا.
    Yaşlı adam kıyafetleri giymiyorum ki. Giyinme tarzımı beğenmiyor musun? Open Subtitles أنا لا أرتدي ملابس كبار السن، ألا تُعجبُكِ طريقة لبسي؟
    Bir şey soracağım, kıyafetleri veriyorlar mı yoksa kendin mi götürüyorsun? Open Subtitles لكن دعيني اسألكِ، هل دومًا يعطونكم ملابس أم تمثلون بملابسكم الخاصة؟
    Geri dönünce ilk işim gidip kadın kıyafetleri almak oldu. Open Subtitles أول شيء قمت به حين عودتي هو شراء ملابس نسائية.
    Şu eşkıyaları işin parçası gibi gösterecek uygun kıyafetleri var mı bari? Open Subtitles حسناً، لكن هل هؤلاء قطاع الطرق لديهم حتى ملابس المناسبة للعب الدور؟
    Kana bulanmış kıyafetleri nasıl açıklayacaksınız? Open Subtitles فهم دائماً مخطئون كيف ستفسر إذن ملابسه الملطخة بالدماء ؟
    Ve beni bu kıyafetleri giymeye zorladı... bana kız olmamam için bir çok şey yaptı. Open Subtitles صفعني بقوة شديدة لم أتمكن من النهوض وقد جعلني أرتدي هذه الثياب
    Ama üstünde kıyafetleri olsa da çıplak görmüşüm gibi geliyor. Open Subtitles لكنني أشعر بأنني رأيتها عارية، رغم أنها ترتدي كل ملابسها.
    Bütünüyle yeni bir gerçeklik yaratmak için, çalışmamda fiziksel olarak her bir şeyi yaratıyorum, bazen kıyafetleri ve sahneyi de. TED ولأخلق لهم واقعًا جديدًا بمجمله، أصنع كل شيء في عملي بنفسي، أحيانًا من الأزياء حتى المنصة.
    Hiç çıkarmadılar. Ayın sonunda bölük karargahına geri döndüklerinde kıyafetleri artık giyilemez durumdaydı. TED لم يغيروها أبدًا، وفي نهاية ذلك الشهر، عادوا مرة آخرى إلى مقر الشركة، وعندها، كانت ملابسهم غير صالحة.
    Oğlum meşhur cinayetlerinden sonra eve gelince... kıyafetleri kir içindedir. Open Subtitles حينما وصل إبنى إلى المنزل بعد واحدة من جرائمه المشهورة كانت ثيابه ملوثة بالدماء
    Sana diktiğim kıyafetleri beğenirsin umarım. Sevgiler, Annen. Open Subtitles آمـل أن يكون قد أعجبـك الزي الجديـد الذي صنعتـه لك , مـع حبـي , أمك
    Erkek kıyafetleri içinde kendimi iyi hissetmiyorum ama her gün elbise giyemem. Open Subtitles وأشعر بالغرابة عندما أرتدي ملابس الرجال لكن لا أستطيع إرتداء الفساتين كل يوم
    Daha sonra, erkekler bölümünde geçen uzun bir süreden sonra ormanın kralı Armani kıyafetleri için de olmaktan çok memnundu. Open Subtitles لاحقاً، في قسمِ الرجالَ وبعد اَكتشافُ إخوتَه المفقودين سر ملك الأدغال باكتشاف مظهره الجميل في أزياء أرماني
    Uyumlu dalış kıyafetleri alabilirdik, ama bence böyle daha zarif, değil mi? Open Subtitles يمكننا ان نحصل على نفس بدلات السباحه ولكننى أعتقد بأن هذا أكثر من أنيق .. أليس كذلك
    Prenses kıyafetleri içinde ve bir kalede yaşamayı bekleyerek büyüdü. Open Subtitles بل نشأت على ارتداء فساتين الأميرات والرغبة بالعيش في قلعة
    Hayır. Kuru temizlemeciden kıyafetleri alacaktı sadece. Open Subtitles لا، لقد كان يفترض أن يأتي بملابس من المغسلة
    Onlara neden bu güzel kıyafetleri giydiklerini soruyoruz. Open Subtitles سألناهن لماذا ترتدين هذا اللباس الجميل؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد