Geri döneceğine de yemin etti. Kaçacak bir yer yok. | Open Subtitles | التي أقسمت أنها ستعود من أجل المزيد لايوجد مكان للهرب |
Dinle, niçin gidip evden saat 23:00'te Kaçacak ve bir soyguncu gibi davranacak birini bulması ve kendisine bir tanık sağlaması olanaksız olsun. | Open Subtitles | لماذا لا يوظف شخص آخر للهرب من المنزل في الحادية عشرة متظاهراً أنه لص هذا يزوده بحجة غياب |
Ben de nihayet Miranda'nın horultusundan Kaçacak bir yer bulmuştum. | Open Subtitles | كنت قد وجدت أخيرا مكانا للهروب ميراندا وتضمينه في الشخير. |
Yoksa hep tahmin ettiğim üzere şımarık zengin bir çocuk gibi Kaçacak mısın? | Open Subtitles | او ستهرب مثل الفتي المدلل الهارب كما عرفتكم دائما ؟ |
Onu parçalayabilirdin. Şimdi paramla Kaçacak. | Open Subtitles | كان يمكنك أن توقف هذا الرجل الآن سيهرب بالمال بدون عقاب |
-Belki Kaçacak bir yeri olur bu konuda ne yapıcaz? | Open Subtitles | هنا يوجد مساحة كبيرة هناك طرق كثيرة كي يهرب منها |
Lütfen "sadık kalma" kısmını duadan çıkaralım yoksa gelin Kaçacak. | Open Subtitles | أرجو منك أن تلغي كلمة إطاعة. قبل أن تهرب العروس. |
Benzinin bitene kadar Kaçacak mısın ? Ya sonra ? | Open Subtitles | نظل نهرب حتى ينفذ منا الغاز , وبعدها ماذا؟ |
Kaçacak bir yer aramış ve yan binaya atlamaya karar vermiş. | Open Subtitles | لذا كان يبحث عن طريقة للهرب و قرر أن يقفز تجاه للمبنى المجاور |
Evet, evet. Kaçacak yer yok bebek, saklanacak yer de yok. | Open Subtitles | حسنا، جيد، حسنا لا يوجد مكان للهرب يا صغيرة لا مكان للإختفاء |
Kaçacak hiç bir yer olmadığını bilmeni istedim. | Open Subtitles | أرتدك فقط أن تعلم أنه لا يوجد مكان للهرب |
- Çünkü Kaçacak bir yerim kalmadı. - Çok korkmuştu. | Open Subtitles | لستُ أريد متابعة الهرب بعد الآن لأنّي لا أعرف مكاناً أخراً للهرب |
Bir gemide, Kaçacak bir yer olmadan kalmak istememiştir. | Open Subtitles | لا تريد أن تعلق على متن قارب، لا مكان للهرب |
Eğer uzaylılar saldırırsa, üzerimize çekeceğiz bizimle oyalanmalarını sağlayacağız ve belki siviller için Kaçacak bir boşluk oluşturabiliriz. | Open Subtitles | إذا قام هؤلاء بالهجوم , سوف نتخلص من نيرانهم نجعلهم يركزون علينا . ونفتخ نافذة للمدنين للهروب من خلالها |
Dünyayı kurtarıp da ne yapacaksın? Ne yapacaksın? Kaçacak mısın? | Open Subtitles | إذا اضطررت للقتال لإنقاذ العالم هل ستهرب من هذا؟ |
Jüri karar vermek için toplandığında... 35 adam tel altından Kaçacak. | Open Subtitles | فعندما ينكسر ذلك اللوح سيهرب 35 رجل اسفله |
Kaçacak olsaydı bunu daha önce yapardı. Onu birinin çaldığından eminim. | Open Subtitles | انه لن يهرب مع زمامه أنا أعرف انه عنيد ويقف |
Acaba, bu sefer de kızın yüzünden yemeğini yiyip hemen Kaçacak mısın? | Open Subtitles | هل ستأكل ثم تهرب مرة أخرى بسبب ابنتك هذه المرة أيضآ ؟ |
Cephanemiz bitmek üzereydi, Kaçacak yer yoktu. | Open Subtitles | كنا على وشك الموت من نفاذ الذخيرة وليس هناك مكانُ كي نهرب إليه |
Kızım evden Kaçacak kadar benden nefret ediyor. | Open Subtitles | وأبنتي تكرهني بما فيه الكفاية لتهرب من البيت |
- Kaçacak yer yoktu. - Ölümle burun buruna olduğumuzu biliyorduk. | Open Subtitles | لم يكن هناك مفر - علمنا أننا نواجه الموت تماما - |
Eğer çıkışı bulsaydın bile Kaçacak yer yoktu. | Open Subtitles | حتّى لو وجدتَ طريقك إلى خارج البرج فلا مهرب ممّا خلفه |
Özgürüm çünkü bu lanetli yerden Kaçacak kadar yaşama isteğim vardı. | Open Subtitles | أنا حر حر لأننى أملك الحرية لأهرب بعيدا عن هذا المكان الملعون |
Yumurtayı karaborsada satıp Kaçacak. | Open Subtitles | سيقوم ببيع البيضة في السوق السوداء ثم يقوم بالهرب. |
Beni duyduğunu biliyorum. Kaçacak yerin yok. | Open Subtitles | أعلم أنه يمكنك سماعي لا سبيل لك للفرار |
Peki, katilimiz kalp krizi başlamadan Kaçacak zamanı nereden buldu? | Open Subtitles | غير أن الأدرينالين سريع الفعالية إذا, كيف استطاع قاتلنا أن يكسب وقتاً ليهرب |
- Fark etmez. Kaçacak yeri yok. | Open Subtitles | لا يهُم , فليس لديه مكان ليذهب |