"kadının" - ترجمة من تركي إلى عربي

• المرأة
• امرأة
• إمرأة
• النساء
• السيدة
• المرأه
• سيدة
• الإمرأة
• الفتاة
• نساء
• للمرأة
• الزوجة
• امراة
• أمرأة
• لامرأة

Çünkü erkeklerin kadınların işe alınmasını desteklemeleriyle, gerçekte kaç kadının profesyonel iş sahalarında işe alınmasının bir bağlantısı olduğunu keşfettik.
لأننا اكتشفنا رابطا بين دعم الرجال لعمل المرأة وكم تُشغّل في الحقيقة من إمرأة في المجالات المهنية في تلك الدولة.

İmgesi hızla çoğalsa da, Kahlo'nun eserlerinin bütünü bizlere hayat, iş ve ikonun ardındaki kadının mirası hakkında basit gerçekler olmadığını hatırlatıyor.
وعلى الرغم من انتشار صورتها، إلا أن أعمال كاهلو تذكرنا أنه لا توجد حقائق بسيطة عن حياة وعمل وإرث المرأة وراء الصورة.

O yüzden şimdi burada, bu kadının mektubunu beraber düzenleyelim istiyorum böylelikle, hikâyelerimizi gözden geçirip nasıl düzenleyebileceğimizi görelim.
لذا ما أريد فعله هو أنني أريد كتابة رسالة تلك المرأة مع بعضنا، الآن، لأريكم أنه يمكننا مراجعة قصصنا.

Hamilelikler bir kadının hayatında mutlu ve doyurucu anlarla dolu zamanlar olarak bilinir.
إن فترة الحمل من المفترض أن تكون سعيدة ومرضية في حياة أي امرأة

Burada küçük bir adamın ya da bir kadının yürüdüğünü görüyoruz.
نرى هنا أن هناك رجلاً يمشي على طول، أو ربما إمرأة.

Çoğu kadının yaptığı diğer şey ise her şeyi yapmamız gerektiğini düşünmemiz.
شيء آخر أن عديدًا من النساء نفكر بأن علينا فعل كل شيء.

Hey, telefonda kadının kurtulacağını sanıyorum demiştiniz. Hala öyle mi düşünüyorsunuz?
قلت لى على الهاتف ان المرأة سوف تعيش, هل تعتقد هذا؟

O kadının içinde ne fırtınalar koptuğunu tahmin bile edemezsin!
لن يمكنك أن تصدق ماكان يجري في داخل تلك المرأة

Ama bu kadının bir tahammül sınırı var ve kalemi senin kılıcından üstündür.
قم بخداعنا ولكن هذه المرأة هنا لديها حدود وقلمها أقوى من سيفك ياصديقى

Eminim o kadının dairesine giren biri, bir sürü şey öğrenebilir.
أثق من أنه يمكن تعلّم الكثير من دخول شقة تلك المرأة

Şu kadının dağa tırmanışını görmek için iyi para verirdim.
سوف أدفع الكثير من المال لأرى هذه المرأة تتسلق الجبل

Sarışın olmadıktan sonra bir kadının... gerçekten bir kadın olmadığını düşünüyorum.
لا أظن المرأة قد تكون إمرأة فعلا إلا إذا كانت شقراء

Hiçbir kadının, şiddet içeren bir durumu durdurmaya çalışmak zorunda kalmasını istemiyorum.
لا أريد أن تضطر أية امرأة إلى تقليل حدة أي حالة عنف.

Kılıcının ucu yıkımdan kaçmaya çalışan bir kadının ayağına değiyor.
يتلاقى طرف سيفه بقدم امرأة أثناء محاولتها الهرب من الدمار.

Hiçbir kadının işlerime karışmasını istemiyorum. Bu benim için çok önemli.
لا أريد لأى امرأة أن تتدخل فى شئونى انه أمر حاسم

Sen sadece, bir kadının çok iyi bir şef olabileceğini kabullenemiyorsun.
أنت فقط لا يمكنك تقبّل حقيقة أن تكون إمرأة طباخة ماهرة.

Öbür kadının benim için hiçbir anlamı olmadığını bilmeni istiyorum.
أريدك أن تعرفين أن النساء الأخرين لم يعنون الكثير لي

O yaşlı kadının ruhu hala oradaysa neden tadının değiştiğini öğrenemez miyim?
،إذا كانت السيدة العجوز مازالت حية لم أكُن لأعرف لماذا تغيّر الطعم؟

Bu kadının organlarını bekleyen üç eyaletten altı hastamız var.
لدينا ستة مرضى في ثلاثة ولايات ينتظرون أعضاء هذا المرأه

Genç bir kadının üç gün önce kaybolduğu rapor edilmiş.
سيدة أبلغ عن اختفائها منذ ثلاثة أيام أحدهم أبلغ هاتفيا

Ama kafandaki karışıklıklar bir kadının aniden hayatına girmesiyle son bulacak.
لكن تشويشك قريبا أن يجيء إلى النهاية الغير متوقعة بوصول الإمرأة.

Sanırım geçen sefer rapor ettiğim kadının Başkan Joo'yla özel bir ilişkisi var.
أعتقد أن الفتاة التي تحدثت عنها آخر مرة لديها علاقة خاصة مع الرئيس

Dört bekar kadının homoseksüel erkekler gibi davrandığı bir dizi.
أنه برنامج عن أربع نساء عازبات يتصرفن كأنهم رجال شاذين

Ona arka arkaya şunu hatırlat. Düğün sadece kadının istedikleridir.
فقط ذكره أن حفل الزفاف هي دائماً للمرأة وما تريده

Evde öldürülen kadının kocası da sokakta öldü. Ölüm Nedeni:
قتلت الزوجة في المنزل ومات زوجها في الشارع والسبب :

Bir kadının bunu idrak etmesini beklemiyorum ama ülkemiz sabotajcılarla dolu.
لا اتوقع من امراة ان تفهم ذلك ولكن وطننا يعج بالمتمردين

En ateşli şeyin 66 yaşında hamile bir kadının olduğunu söylüyorsunuz.
الشئ الأكثر أثارة على الأطلاق سيكون أمرأة حاملة بعمر 66 سنة

Ama Londra'da yalnız bir kadının tek başına ilerlemesinin kolay birşey olmadığını öğrendim.
لكني اكتشفت أن التجول وحيدة في لندن لم يكن أمراً سهلاً بالنسبة لامرأة