ويكيبيديا

    "kalıcı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • دائم
        
    • دائمًا
        
    • يدوم
        
    • ثابت
        
    • دائمة
        
    • دائمه
        
    • نهائي
        
    • تدوم
        
    • أبدي
        
    • الدائمة
        
    • دواماً
        
    • ديمومة
        
    • الدائم
        
    • دائمي
        
    • دواما
        
    Milk gururla ofisine geldi ve kalıcı değişiklik yapmaya azmetti. TED تولى ميلك منصبه ببهجة عارمة، عازماً على إحداث تغيير دائم.
    Bunun yarısının, 600.000 kişide, kalbinde kalıcı hasar meydana gelir ki bu durum sonradan çok kötü problemler yaşamalarına sebep olur. TED نصفهم تقريبا ،أي ٦٠٠ ألف لديهم ضرر دائم بالقلب التي من شأنها أن تسبب لهم مشاكل سيئة للغاية في وقت لاحق
    Elbette Kapta Blue'ya sürekli maruz kalmak kalıcı hasarlara neden oluyor. Open Subtitles بالطبع, بتعريض مستمر لـ كابتا بلو يمكن أن يؤدي لضرر دائم
    Eğer o seviyede daha fazla kalsaydı, kalıcı bir hasar alacaktı. Open Subtitles أي وقت أطول على نفس المستوى وكانت ستعاني من ضرر دائم
    Güneşin dünyanıza kalıcı zarar vermesini önlemek için hala vaktimiz var. Open Subtitles مازال الوقت فى صالحنا قبل أن تسبب الشمس ضرراً دائم لعالمك
    Biraz önce hastanedeydim. Doktor iyi olduğumu söyledi. kalıcı bir hasar yokmuş. Open Subtitles لقد ذهبت للمستشفى و قال الطبيب أنني بخير لا يوجد ضرر دائم
    Aslında, kalıcı olması için ben de sorumluyu aramayı düşünüyordum. Open Subtitles في الحقيقة، أنا أَعتقدُ حول دَعوة عاملِ الحالةَ ويَجْعلُه دائم.
    Ve sadece az bir değişimle burada kalıcı olarak yaşayabilir duruma gelebilirler. Open Subtitles وهي تحتاج لتعديلات طفيفة لكي تمكنها من العيش على اليابسة بشكل دائم
    Daha kalıcı bir şeyler bulana kadar onu misafirhaneye koyacağız. Open Subtitles نضعه في جناح الزوار حتى نعثر له على مكان دائم
    Birine bu derecede kalıcı bir zarar vermek çok kötüymüş Open Subtitles إنه شىء رهيب أن تصابى بشىء دائم مقابل بعض النقود
    Sorunuma kalıcı bir çözüm getirirsen iyi para vermeyi düşünüyorum. Open Subtitles أنا أتمنى أن أدفع مالا كثيرا مقابل حل دائم لمشكلتي
    Biraz şans biraz da zamanla kalıcı bir hasarı olmayacak. Open Subtitles ،لكن بالحظ وبعض من الالتئام فلن يكون هناك ضرر دائم
    Evet, korneasında bir çizik var ama iyileşecek. kalıcı bir hasar yok. Open Subtitles نعم، لقد أصاب بخدش في القرنية لكن سيكون بخير، لا ضرر دائم
    Eşinizin ikinci dereceden yanıkları var ama kalıcı bir hasar yok gibi görünüyor. Open Subtitles لقد أصيب زوجكِ بحروق من الدرجة الثانية، لكنه نَجَا من أيّ ضرر دائم
    Hayatını kalıcı olarak değiştirecek bir konuda sana neden mi danışmadım? Open Subtitles لماذا لا أستشير لكم في قرار بشكل دائم قد تغير حياتك؟
    5 dosya da sabahın erken saatlerinde kalıcı olarak silinmiş. Open Subtitles وكانت الملفات الخمسة بشكل دائم حذف في وقت سابق اليوم.
    Ona şu anda yardım edemezsek kalıcı hasar görmesine neden olabilir. Open Subtitles ان لم نحضر له مساعدة على الفور قد يصيبه ضرر دائم
    Onu bir an önce felci kalıcı olmadan ameliyathaneye götürmemiz gerekiyor. Open Subtitles يجب أن ندخله إلى غرفة العمليات قبل أن يكون الشلل دائمًا
    Sizinle babamın benimle paylaştığı bir şeyi paylaşmak istiyorum: Hiçbir durum kalıcı değildir. TED أريد أن أتقاسم معكم شيئا علمني إياه والدي: لا شيء يدوم.
    Onunla daha fazla zaman geçirmeliyim. - daha kalıcı bir şey. Open Subtitles لكني أحتاج المزيد من الوقت معها شيئ ثابت
    Sağlam inşa edilmiş, kalıcı -- bunlar tamamen kendine özgü, nazik ve geçiciydiler. TED بصورة مهندسة دائمة قائمة انها عكس الصفات الموجودة في مجسماتي الناعمة المؤقتة الضعيفة
    Sakin ol, ahbap. %87 vakada kalıcı yan etkisi yok. Open Subtitles إسترخي يا رجل, 87 في المائة من الوقت لاتوجد أعراض جانبية دائمه
    Şunu da unutmayın, intihar geçici sorunların kalıcı çözümüdür. Open Subtitles و تذكر أن الانتحار هو حل نهائي لمشكلة مؤقتة
    İşini yapmazsan, ünün kalıcı olmaz. Open Subtitles لن تطرديني لن تدوم سمعتك إن لم تقم بعملك
    Carmila güneş ışığında yanma kaderini yaşadı neredeyse kalıcı bir ölüm. Open Subtitles كارميلا تعرضت للتدمير بسبب ضوء الشمس موت أبدي تقريباً
    40 yaşındaki bir kalıcı Bitkisel Yaşam Durumu hastasının bu bilinçsizlikten yaşama dönme şansı çok az ile hiç arasındadır. Open Subtitles فرصة المريض الذي يعمر 40 عام في مريض يصاب بحالة الخمول الدائمة لسيستعيد وعيه هي قليل جدا جدا الى لاشئ
    Ve senato da daha kalıcı... bir sistemi benimser. Open Subtitles و مجلس الشيوخ سيقبل بنظام اكثر دواماً للقيادة0
    Bu, müziğin yapılışında, en iyi, kalıcı müziklerin yapılışında, her zaman önemli bir unsur olacak. TED ولن تقل أهمية هذا العنصر في طريقة صناعة الموسيقى، طريقة تأليف أفضل الموسيقى وأكثرها ديمومة.
    Orada geriye kalan tek şey pozitif ışığın kalıcı gölgesi. TED الشيء الوحيد الذي بقي الآن هو الظل الدائم للضوء إيجابي.
    kalıcı olduğu kafama dank etti. Open Subtitles لا أعرف، أمي إنهُ.. الآن بما اني آراه إنهُ دائمي تماماً
    Daha kalıcı bir çözüm bulana kadar bu dünyaya sabitlememiz lazım onu. Open Subtitles نحن بحاجة إلى أن نفعل شيئا ل تثبيته في هذا العالم حتى نجد حلا أكثر دواما

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد