kalıntılar aynı katille bağlantılıysa bu adam 10 yıldır ne yapıyormuş? | Open Subtitles | ان كانت البقايا بسبب نفس المجرم فأين كان لمدة 10 سنوات؟ |
10 yıl önce bulunan kalıntılar da aynı ayda bulunmuş değil mi? | Open Subtitles | البقايا التي وجدت منذ 10 سنوات ايضا في نفس الشهر اليس كذلك؟ |
Bu kalıntılar sadece iki hafta önce normal bir insan görünümündeydi. | Open Subtitles | من الممكن أن هذه البقايا كانت ذات مظهر إنسان قبل أسبوعين |
Yerlilere ait kalıntılar mezarlarından yağmalanmış, hatta doğrudan savaş meydanlarından alınmıştı. | TED | فقد تم نبش بقايا الأمريكيين الأصليين من قبورهم، حتى أنه تم أخذها وهي حديثة العهد من قلب ساحات القتال. |
Bunlar bir zamanların muhteşem bir saç toplumundan artakalan tarihi kalıntılar. | Open Subtitles | هذه بقايا تاريخية لمجتمع شعري ذي مكانة سابقة. |
kalıntılar son derece titiz bir şekilde ve kat kat kazılarak çıkarılmış. | Open Subtitles | لقد كُشفت الرفاة بطريقة عمل الحفر الصغيرة و ثم عمل الخنادق الصغيرة |
Nükleer kalıntılar dağılmıyor ama anti madde gitmek dağılmak istiyor. | Open Subtitles | البقايا النووية لا تختفي، لكن المادة المضادة تريد أن تختفي |
Sonraki bir saat içinde, avcı yavaşça geride sadece iğrenç kalıntılar kalıncaya kadar erkeğe kan kaybettirir. | TED | إذ أنها في الساعة التالية تمص دم هذا الذكر ببطء تاركةً وراءها بعض البقايا الملطخة بالدماء. |
Zannediyorum ki organik kalıntılar labaratuara gönderildi? | Open Subtitles | افترض ان البقايا العضوية قد ارسلت الى المختبر ؟ |
kalıntılar böcek ve hayvan aktivitesinden dolayı önemli derecede bozuşmuş-- çoğunlukla köpek ve kemirgenler. | Open Subtitles | لقد أُفسدت البقايا بشكل كبير بفعل الحشرات و النشاط الحيواني |
kalıntılar Galler yakınında güney İngiltere'deki bir arkeolojik kazıda bulundular. | Open Subtitles | لقد عُثر على البقايا في موقع أثري جنوب إنكلترا قرب مدينة وولز |
Bakman gereken bazı kalıntılar var. | Open Subtitles | لديك بعض البقايا التي يجب أن ألقي عليها نظرة |
kalıntılar üzerinde bulduğum kraliçe arı ölüm zamanını geçen yılın Kasım ayı olarak gösteriyor. | Open Subtitles | الملكة الأوربية البغيضة لقد وجدته مع البقايا ضع زمن الوفاة في نوفمبر العام الماضي |
kalıntılar röntgen için hazır mı? | Open Subtitles | فقط عندما كانوا يخطئون هل البقايا جاهزة للتصوير الشعاعي؟ |
Arda kalanlarsa zavallı kalıntılar. Diri mi yoksa ölü mü onlar? | Open Subtitles | أحملوا بقايا هؤلاء المساكين أحياءً وأمواتْ |
Bunlar üzerinde çalıştığım en küçük kalıntılar. | Open Subtitles | هذه هي أصغر بقايا بشرية عملت عليها أبداً |
İç Savaş'tan kalma en iyi şekilde korunmuş kalıntılar bulmayı umuyoruz. | Open Subtitles | ما نأمل أن نجده بالداخل بقايا أفضل الجثث حفظاً من عصر الحرب الأهلية |
Eğer bu belgeleme doğruysa, bu kalıntılar yontma taş devrine aitler. | Open Subtitles | لو هذه الوثائق صحيحة هذه الرفاة عمرها من العصر الحجري القديم |
Şimdi kuyruklu yıldızdan ve uydudan meydana gelen kalıntılar ve buz parçaları karıştılar. | Open Subtitles | اختلطت الأطلال الجديدة من القمر مع الجليد من المذنّب |
Albay, morg uzmanı elinden gelenin en iyisini yaptı ancak bu kalıntılar görülmeye uygun değil. | Open Subtitles | أيها العقيد، متخصصة المشرحة قامت بأفضل ما لديها ومن جهة ثانية لا يوصي بعرض هذا الرفات |
- Size kalıntılar arasındaki geçmişten dikkate değer bazı şeyler göstermek istiyorum, Bayan Grey. | Open Subtitles | سأريك أشياء مميزة قد وجدها علماء الآثار من الماضي |
Bunlar uzun zaman önceden kalma kutsal kalıntılar. | Open Subtitles | إنّها رفات مقدّسة يعود أصلها لزمنٍ سحيق مميّز جدًّا. |
Medial malleol üerindeki kalıntılar bize ne tür malzeme kullanıldığını söyleyebilir. | Open Subtitles | الرواسب على عظم الكعب الوسطي تخبرنا ماهية المادة التي قيدت بها حسناً , أنظر لهذا |
Eğer fark ettiyseniz elde etmeyi başardığımız tek kalıntılar ilkel müzik aletleriydi. | Open Subtitles | كذلك إذا لاحظتم أن كل ما وجدناه من صناعاتهم اليدوية عبارة عن آلات موسيقية بدائية |
İran boyunca, bu tür yapıların düzinelerce kalıntıları var. Üstelik Ortadoğu'nun geri kalanında ve Çin'e kadar tüm yollarda benzer kalıntılar var. | TED | توجد أنقاض للعشرات من هذه الأبنية في أرجاء إيران، وما يدل على وجود مثل هذه الأبنية في أرجاء بقية الشرق الأوسط وصولًا إلى الصين. |
Dişler ve kalıntılar boğazını tıkıyor. | Open Subtitles | سيكون لديها حطام أسنان في حنجرتها |