ويكيبيديا

    "kalıntılar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • البقايا
        
    • بقايا
        
    • الرفاة
        
    • الأطلال
        
    • الرفات
        
    • الآثار
        
    • رفات
        
    • الرواسب
        
    • صناعاتهم اليدوية
        
    • يدل على
        
    • اليدوية عبارة
        
    • حطام
        
    kalıntılar aynı katille bağlantılıysa bu adam 10 yıldır ne yapıyormuş? Open Subtitles ان كانت البقايا بسبب نفس المجرم فأين كان لمدة 10 سنوات؟
    10 yıl önce bulunan kalıntılar da aynı ayda bulunmuş değil mi? Open Subtitles البقايا التي وجدت منذ 10 سنوات ايضا في نفس الشهر اليس كذلك؟
    Bu kalıntılar sadece iki hafta önce normal bir insan görünümündeydi. Open Subtitles من الممكن أن هذه البقايا كانت ذات مظهر إنسان قبل أسبوعين
    Yerlilere ait kalıntılar mezarlarından yağmalanmış, hatta doğrudan savaş meydanlarından alınmıştı. TED فقد تم نبش بقايا الأمريكيين الأصليين من قبورهم، حتى أنه تم أخذها وهي حديثة العهد من قلب ساحات القتال.
    Bunlar bir zamanların muhteşem bir saç toplumundan artakalan tarihi kalıntılar. Open Subtitles هذه بقايا تاريخية لمجتمع شعري ذي مكانة سابقة.
    kalıntılar son derece titiz bir şekilde ve kat kat kazılarak çıkarılmış. Open Subtitles لقد كُشفت الرفاة بطريقة عمل الحفر الصغيرة و ثم عمل الخنادق الصغيرة
    Nükleer kalıntılar dağılmıyor ama anti madde gitmek dağılmak istiyor. Open Subtitles البقايا النووية لا تختفي، لكن المادة المضادة تريد أن تختفي
    Sonraki bir saat içinde, avcı yavaşça geride sadece iğrenç kalıntılar kalıncaya kadar erkeğe kan kaybettirir. TED إذ أنها في الساعة التالية تمص دم هذا الذكر ببطء تاركةً وراءها بعض البقايا الملطخة بالدماء.
    Zannediyorum ki organik kalıntılar labaratuara gönderildi? Open Subtitles افترض ان البقايا العضوية قد ارسلت الى المختبر ؟
    kalıntılar böcek ve hayvan aktivitesinden dolayı önemli derecede bozuşmuş-- çoğunlukla köpek ve kemirgenler. Open Subtitles لقد أُفسدت البقايا بشكل كبير بفعل الحشرات و النشاط الحيواني
    kalıntılar Galler yakınında güney İngiltere'deki bir arkeolojik kazıda bulundular. Open Subtitles لقد عُثر على البقايا في موقع أثري جنوب إنكلترا قرب مدينة وولز
    Bakman gereken bazı kalıntılar var. Open Subtitles لديك بعض البقايا التي يجب أن ألقي عليها نظرة
    kalıntılar üzerinde bulduğum kraliçe arı ölüm zamanını geçen yılın Kasım ayı olarak gösteriyor. Open Subtitles الملكة الأوربية البغيضة لقد وجدته مع البقايا ضع زمن الوفاة في نوفمبر العام الماضي
    kalıntılar röntgen için hazır mı? Open Subtitles فقط عندما كانوا يخطئون هل البقايا جاهزة للتصوير الشعاعي؟
    Arda kalanlarsa zavallı kalıntılar. Diri mi yoksa ölü mü onlar? Open Subtitles أحملوا بقايا هؤلاء المساكين أحياءً وأمواتْ
    Bunlar üzerinde çalıştığım en küçük kalıntılar. Open Subtitles هذه هي أصغر بقايا بشرية عملت عليها أبداً
    İç Savaş'tan kalma en iyi şekilde korunmuş kalıntılar bulmayı umuyoruz. Open Subtitles ما نأمل أن نجده بالداخل بقايا أفضل الجثث حفظاً من عصر الحرب الأهلية
    Eğer bu belgeleme doğruysa, bu kalıntılar yontma taş devrine aitler. Open Subtitles لو هذه الوثائق صحيحة هذه الرفاة عمرها من العصر الحجري القديم
    Şimdi kuyruklu yıldızdan ve uydudan meydana gelen kalıntılar ve buz parçaları karıştılar. Open Subtitles اختلطت الأطلال الجديدة من القمر مع الجليد من المذنّب
    Albay, morg uzmanı elinden gelenin en iyisini yaptı ancak bu kalıntılar görülmeye uygun değil. Open Subtitles أيها العقيد، متخصصة المشرحة قامت بأفضل ما لديها ومن جهة ثانية لا يوصي بعرض هذا الرفات
    - Size kalıntılar arasındaki geçmişten dikkate değer bazı şeyler göstermek istiyorum, Bayan Grey. Open Subtitles سأريك أشياء مميزة قد وجدها علماء الآثار من الماضي
    Bunlar uzun zaman önceden kalma kutsal kalıntılar. Open Subtitles إنّها رفات مقدّسة يعود أصلها لزمنٍ سحيق مميّز جدًّا.
    Medial malleol üerindeki kalıntılar bize ne tür malzeme kullanıldığını söyleyebilir. Open Subtitles الرواسب على عظم الكعب الوسطي تخبرنا ماهية المادة التي قيدت بها حسناً , أنظر لهذا
    Eğer fark ettiyseniz elde etmeyi başardığımız tek kalıntılar ilkel müzik aletleriydi. Open Subtitles كذلك إذا لاحظتم أن كل ما وجدناه من صناعاتهم اليدوية عبارة عن آلات موسيقية بدائية
    İran boyunca, bu tür yapıların düzinelerce kalıntıları var. Üstelik Ortadoğu'nun geri kalanında ve Çin'e kadar tüm yollarda benzer kalıntılar var. TED توجد أنقاض للعشرات من هذه الأبنية في أرجاء إيران، وما يدل على وجود مثل هذه الأبنية في أرجاء بقية الشرق الأوسط وصولًا إلى الصين.
    Dişler ve kalıntılar boğazını tıkıyor. Open Subtitles سيكون لديها حطام أسنان في حنجرتها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد