Tanrı onun ayakta kalmasını istiyor, insanlar bunu anlamasa bile. | Open Subtitles | الله, يعنيه أن يبقى, حتى لو لم يتفهم الناس ذلك. |
Yeniden evlendim, yeni bir hayatım var ve böyle kalmasını istiyorum.. yeni. | Open Subtitles | تزوّجت ثانية، لدي حياة جديدة، وأريد لحالي أن يبقى . . جديداً. |
Başka bir şekilde ifade edeyim o zaman. Senin kalmasını söylemeni istiyordu. | Open Subtitles | دعني اعيد هذا، لقد أرادت منك أنت أن تطلب منها بأن تبقى |
İnsanların paniğe kapılmasını istemiyorum bu yüzden senden bu söylediğimin aramızda kalmasını istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن يذعر الناس لذا أطلب منك مساعدتي في أن تبقى هادىء |
Ama bu şekilde kalmasını istiyorsak bu işe dahil olmamız gerekebilir. | Open Subtitles | لكن لو أردنا إبقاء الأمر هكذا ربما علينا أن أن نتدخل |
O gece... ondan benimle kalmasını istedim, böylece yatağın altında ne olduğunu görebilecekti. | Open Subtitles | تلك الليلة لقد طلبت منها ان تبقي معي لتري ماذا يوجد اسفل السرير |
Bu kapıların açık kalmasını ve herkesin bu kapılardan geçmesini sağlamak istiyorum. | TED | وأريد أن أضمن بقاء هذه الأبواب مفتوحة وأن باستطاعة أي شخص المرور من خلالها أيضاً. |
Ama öyle olmuş olsa bile, atın burada kalmasını istiyorum. | Open Subtitles | و بالرغم من هذا أنا أريد أن يبقى الحصان هنا |
Onu öldürmek istemedim-- yalnızca kalmasını sağlamak istedim. | Open Subtitles | إننى لم أكن أريد قتله كنت أريده فقط أن يبقى |
Annem, aşklarının sürdüğünü ve babamın suskun kalmasını hatırlatmak için babama yazma riskini, bu korkunç riski göze aldı. | Open Subtitles | ، جازفت أمي بشدة بالكتابة لأبي تذكره بأن يبقى حبهما و يبقي على صمته |
- Neden kalmasını istemedin? - Nedenleri olmalı. | Open Subtitles | ــ لماذا لم تصري على أن يبقى ـ كانت له أسبابه للرحيل |
Dışişleri, müzenin resmi bir açıklama yapılana kadar kapalı kalmasını istedi. | Open Subtitles | وزارة الخارجية سألت الذي المتحف يبقى مغلق حتى هم يمكن أن يتصرّفوا رسميا عليه. |
- "Elimi bırakın." "Olduğu yerde durmasını istiyorum, kalmasını emrediyorum" demedin hiç. | Open Subtitles | أنت لم تقل، إتركوا يدي في مكانها تعجبني هناك، أطالب بأن تبقى |
- Ama burayı sevmezse, burada kalmak istemezse, ondan kalmasını isteyemem. | Open Subtitles | ولكن لا أريدها أن تبقى هنا إلا إذا كانت تريد البقاء هنا |
Ama nasıl sağlarsınız kalmasını Sözlerinize kulak asmasını? | Open Subtitles | لكن كيف يمكنك أن تجعليها تبقى لتستمع لما تقولينه؟ |
- Ama nasıl sağlarsınız kalmasını - Sözlerinize kulak asmasını? | Open Subtitles | لكن كيف يمكنك أن تجعليها تبقى لتستمع لما تقولينه؟ |
O kapıyı korur, ölülerin burada kalmasını sağlar. Fakat nasıl olduysa zincirlerinden kurtuldu. | Open Subtitles | كان من المفروض عليه حماية البوابة إبقاء الموتى هنا حيث ينتمون |
Bu, bana şunu gösterdi ki aynı anda hem tüm samimiyetiyle değişimi görmek isteyen kişi hem de davranışlarıyla sistemin aynı kalmasını sağlayan kişi olmak mümkün. | TED | ما وضحه ذلك لي كان أنه من الممكن أن يكون الشخص الذي يريد رؤية التغيير حقاً هو نفسه الشخص الذي يقوم بأفعال تبقي الأمور على حالها. |
Neden LaTour'un evde kalmasını istemiyordunuz? | Open Subtitles | لماذا لم ترغبى فى بقاء لاتور فى المنزل ؟ |
Çizgilerin kırmızı kalmasını sağlamak için o bayrak üzerine kanımı akıtacağım. | Open Subtitles | ولكني سوف اذرف دمي على العلم الامريكي حت تظل خطوطه حمراء |
kalmasını isterim ama şu anda sandalyeden çok bir lastiğe ihtiyacım var. | Open Subtitles | أود الإحتفاظ به، لكن الآن أنا بحاجة لإطار أكثر من كرسي. |
Eğer bir arkadaşım aynı durumda olsaydı, ona kalmasını söylerdim. | Open Subtitles | لو كانت لدي صديقة بمثل هذه الموقف لأخبرتها بالبقاء |
Dinle, Almanlarla savaştığımdan beri bu silahım var ve bende kalmasını planlıyorum. | Open Subtitles | أسمع؛ هذا السلاح معي منذ حاربت الألمان وإنني اعتزم على الحفاظ عليه |
Bu çalıştığım en iyi ekip, ve bu şekilde kalmasını istiyorum. | Open Subtitles | هذا أفضل فريق عملت معه، وأنا أنوى أن أبقيه هكذا. |
- Güvenlik nedenlerinden dolayı herkesin içeride kalmasını istiyoruz. | Open Subtitles | نحن نطلب من الجميع بأن يبقوا بالداخل لدواعى أمنية |
Şimdi bu köylüler, gerillaların ayakta kalmasını sağlayan köklerdir. | Open Subtitles | حسنا, هذه القرى تمثل الجذور التي يعتمد عليها رجال العصابات للبقاء |
Demek onun hayatta kalmasını sağlayan nikotinmiş. | Open Subtitles | هو كان النيكوتين بنفسه ذلك هل كان يبقيه على قيد الحياة؟ |
Çünkü mesane, bıldırcının rutubetli bir ortamda kalmasını sağlar. | Open Subtitles | كما تعلم, المثانة تساعد على حماية السمّان, و تبقيه نديّاً |