Aegina'nın babası nehir tanrısı Asopos, Efira'ya kadar onların izini sürdü. Ve orada Sisifos'la karşılaştı. | TED | تعقبهما والد ايجينا وهو إله النهر أسوبس، وصولاً إلى إيفيرا، حيث قابل سيزفس. |
Üçüncüsü: saat 8:45'te kulübün önünde arkadaşları ile karşılaştı. | Open Subtitles | ثالثاً: قابل بعض أصدقائه أمام الحانة حوالي الساعة 8.45. |
Tavan arasında eskimiş bir takım planları olan bir adamla karşılaştı. | Open Subtitles | قد قابل رجلا ، بالصدفة ، يمتلك بعضا من المخططات القديمة في السقيفة |
Fare erken başlamak için güneş doğar doğmaz uyandı, fakat nehir yolunda at, kaplan ve öküzle karşılaştı. | TED | استيقظ الفأر مع طلوع الشمس لكسب انطلاقة مبكرة، ولكن في الطريق إلى النهر، صادف الحصان والنمر والثور. |
3.5 m boyundaki bir erkek yılan, başka bir erkek Kral kobrayla karşılaştı. | TED | ذكر هذا الثعبان، 12 أقدام التقى ملك كوبرا ذكر آخر. |
Tamam... geçen gün, kalabalık bir odada gözlerimiz karşılaştı, ve aniden-- bir kıvılcım çaktı, tüm yaşamımm boyunca beklediğim ışığı gördüm. | Open Subtitles | حسنا فى يوم ما التقت عيوننا فى غرفه مزدحمه حيث كانت شرارة الحب |
Bir orman maymunu ya da bir koca ayakla karşılaştı ve tehlikeli çevrecilik mesajına rağmen dostu oldu. | Open Subtitles | ,هو قابل قرد غابة , أو مايشبه القرد وعلى الرغم من الرسالة الخطيرة ,المحيطة به أصبح صديقه |
Ertesi sabah, Mike taş ocağında Edie Teyze'yle karşılaştı. | Open Subtitles | صبيحة اليوم التالي مايك قابل خالتي اندي في المحجر |
Pycnopodia dengi olmayan biriyle karşılaştı ve saniyeler içinde yengeç kollarından birini koparıyor. | Open Subtitles | قابل غليظ الأذرع نداً يفوقه وخلال ثوانٍ، يمزّق السرطان إحدى أذرعه. |
İnsanlar Buzul Çağı'nın zorluğuyla doğrudan karşılaştı. | Open Subtitles | قابل الإنسان تمدد العصر الجليدي بالانطلاق. |
Alexander, genc bir Makedon, "çıplak, bilge adam" anlamına gelen bir "gymnosophist" ile orada karşılaştı. | TED | الإسكندر، مقدوني شاب "قابل هناك من سماه بـ "جيمنوسوفست وتعني الرجل العاري، الحكيم |
Orada koridorlarda kayboldu ve bu muhabirle karşılaştı kazayla. | Open Subtitles | و هناك فقد طريقه فى المبنى ...و قابل ذلك المراسل بالصدفه... |
Kimisi beklenmedik ve hafif şiddette bir direnişle karşılaştı. | Open Subtitles | البعض قابل مقاومة هينة لدرجة غير متوقعه |
Fakat daha sonra yıkıldı, vicdan azabıyla çaresizlik içinde mezarlıkta gezinirken, Yunan dili tercümanıyla karşılaştı. | Open Subtitles | في المقبرة ، حيث قابل هناك المترجم اليوناني - كيف عرفت ؟ - كان هناك شاهد عيان ؟ |
Aylak Simon bıcağı ile oynayan Turtacıyla karşılaştı. | Open Subtitles | سيمون البسيط قابل البيمان يلعب مع سكينته . |
Ağaçların yanında gezinerek saatler harcadıktan sonra, belirsiz iki silüetle karşılaştı. | TED | بعد التجوال لعدة ساعات عبر الأشجار، صادف خيالين ظليلين. |
Oradan çıkarken hırsız, güvenlikle karşılaştı ve onu öldüresiye dövdü. | Open Subtitles | وفي طريقه للخروج صادف السارق الحرس وضربه حتى الموت |
Ayrıca, Pioneer gezegenden dışarıya 11 milyon kilometrelik bir yayılma gösteren geniş bir manyetik alanla karşılaştı. | Open Subtitles | صادف "الرائد" أيضا حقل مغناطيسي واسع يمتد لـ 7 مليون ميل خارج الكوكب |
İrfan sahibi Yunan dili tercümanı ölümünün isimsiz yazarıyla nerede karşılaştı? | Open Subtitles | والآن ، مترجم اليونانية الضليع أين التقى بالمؤلف المجهول لقصة موته ؟ |
Öyleyse, Ero-sennin bir Onbaa ile karşılaştı mı? | Open Subtitles | حسنا, وهل التقى الناسك المنحرف مخلوق الأنبو؟ |
Geçen defa asansörde bir sapıkla karşılaştı diye az olay çıkmamıştı. | Open Subtitles | آخر مرة، التقت المنحرف على المصعد. ألقت حلا مثاليا. |
Aslında şehirler, platformların şu an karşılaştığı sosyal ve politik birçok sorunun aynısıyla karşılaştı. | TED | في الواقع، واجهت المدن الكثير من التحديات الاجتماعية والسياسية التي تواجهها المنصات الآن. |