"karşılaştı" - Translation from Turkish to Arabic

    • قابل
        
    • صادف
        
    • التقى
        
    • التقت
        
    • واجهت
        
    Aegina'nın babası nehir tanrısı Asopos, Efira'ya kadar onların izini sürdü. Ve orada Sisifos'la karşılaştı. TED تعقبهما والد ايجينا وهو إله النهر أسوبس، وصولاً إلى إيفيرا، حيث قابل سيزفس.
    Üçüncüsü: saat 8:45'te kulübün önünde arkadaşları ile karşılaştı. Open Subtitles ثالثاً: قابل بعض أصدقائه أمام الحانة حوالي الساعة 8.45.
    Tavan arasında eskimiş bir takım planları olan bir adamla karşılaştı. Open Subtitles قد قابل رجلا ، بالصدفة ، يمتلك بعضا من المخططات القديمة في السقيفة
    Fare erken başlamak için güneş doğar doğmaz uyandı, fakat nehir yolunda at, kaplan ve öküzle karşılaştı. TED استيقظ الفأر مع طلوع الشمس لكسب انطلاقة مبكرة، ولكن في الطريق إلى النهر، صادف الحصان والنمر والثور.
    3.5 m boyundaki bir erkek yılan, başka bir erkek Kral kobrayla karşılaştı. TED ذكر هذا الثعبان، 12 أقدام التقى ملك كوبرا ذكر آخر.
    Tamam... geçen gün, kalabalık bir odada gözlerimiz karşılaştı, ve aniden-- bir kıvılcım çaktı, tüm yaşamımm boyunca beklediğim ışığı gördüm. Open Subtitles حسنا فى يوم ما التقت عيوننا فى غرفه مزدحمه حيث كانت شرارة الحب
    Bir orman maymunu ya da bir koca ayakla karşılaştı ve tehlikeli çevrecilik mesajına rağmen dostu oldu. Open Subtitles ,هو قابل قرد غابة , أو مايشبه القرد وعلى الرغم من الرسالة الخطيرة ,المحيطة به أصبح صديقه
    Ertesi sabah, Mike taş ocağında Edie Teyze'yle karşılaştı. Open Subtitles صبيحة اليوم التالي مايك قابل خالتي اندي في المحجر
    Pycnopodia dengi olmayan biriyle karşılaştı ve saniyeler içinde yengeç kollarından birini koparıyor. Open Subtitles قابل غليظ الأذرع نداً يفوقه وخلال ثوانٍ، يمزّق السرطان إحدى أذرعه.
    İnsanlar Buzul Çağı'nın zorluğuyla doğrudan karşılaştı. Open Subtitles قابل الإنسان تمدد العصر الجليدي بالانطلاق.
    Alexander, genc bir Makedon, "çıplak, bilge adam" anlamına gelen bir "gymnosophist" ile orada karşılaştı. TED الإسكندر، مقدوني شاب "قابل هناك من سماه بـ "جيمنوسوفست وتعني الرجل العاري، الحكيم
    Orada koridorlarda kayboldu ve bu muhabirle karşılaştı kazayla. Open Subtitles و هناك فقد طريقه فى المبنى ...و قابل ذلك المراسل بالصدفه...
    Kimisi beklenmedik ve hafif şiddette bir direnişle karşılaştı. Open Subtitles البعض قابل مقاومة هينة لدرجة غير متوقعه
    Fakat daha sonra yıkıldı, vicdan azabıyla çaresizlik içinde mezarlıkta gezinirken, Yunan dili tercümanıyla karşılaştı. Open Subtitles في المقبرة ، حيث قابل هناك المترجم اليوناني - كيف عرفت ؟ - كان هناك شاهد عيان ؟
    Aylak Simon bıcağı ile oynayan Turtacıyla karşılaştı. Open Subtitles سيمون البسيط قابل البيمان يلعب مع سكينته .
    Ağaçların yanında gezinerek saatler harcadıktan sonra, belirsiz iki silüetle karşılaştı. TED بعد التجوال لعدة ساعات عبر الأشجار، صادف خيالين ظليلين.
    Oradan çıkarken hırsız, güvenlikle karşılaştı ve onu öldüresiye dövdü. Open Subtitles وفي طريقه للخروج صادف السارق الحرس وضربه حتى الموت
    Ayrıca, Pioneer gezegenden dışarıya 11 milyon kilometrelik bir yayılma gösteren geniş bir manyetik alanla karşılaştı. Open Subtitles صادف "الرائد" أيضا حقل مغناطيسي واسع يمتد لـ 7 مليون ميل خارج الكوكب
    İrfan sahibi Yunan dili tercümanı ölümünün isimsiz yazarıyla nerede karşılaştı? Open Subtitles والآن ، مترجم اليونانية الضليع أين التقى بالمؤلف المجهول لقصة موته ؟
    Öyleyse, Ero-sennin bir Onbaa ile karşılaştı mı? Open Subtitles حسنا, وهل التقى الناسك المنحرف مخلوق الأنبو؟
    Geçen defa asansörde bir sapıkla karşılaştı diye az olay çıkmamıştı. Open Subtitles آخر مرة، التقت المنحرف على المصعد. ألقت حلا مثاليا.
    Aslında şehirler, platformların şu an karşılaştığı sosyal ve politik birçok sorunun aynısıyla karşılaştı. TED في الواقع، واجهت المدن الكثير من التحديات الاجتماعية والسياسية التي تواجهها المنصات الآن.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more