Bu herhalde bizim toplumumuzun karşılaştığı en büyük sorun. | TED | و هذه على الأرجح المشكلة الأكبر التي تواجه مجتمعنا. |
Kuşların karşılaştığı en büyük sorunların başında yaşam alanı kaybı, ve azalan gıda ulaşılabilirliği geliyor. | TED | وعلى رأس المخاطر التي تواجه الطيور لدينا فقدان الموطن وتقلّص كميات الغذاء المتاحة. |
İsa'nın tek başına ölümle karşılaştığı birkaç pasaj vardı belki bakmak istersin. | Open Subtitles | هناك بعض الفقرات عن المسيح, عندما واجه الموت وحيدا ربما تريد تفقدهم |
Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü, depresyonun insanoğlunun karşılaştığı en büyük salgın olduğunu belirtiyor. | TED | وتقول أيضا منظمة الصحة العالمية أن الإكتئاب هو أكبر وباء واجهته البشرية على الإطلاق. |
Bir anlığına 1819 yılına geri dönelim, Essex gemisinin mürettabatının karşılaştığı durumu düşünelim. | TED | حسنًا، دعونا نعود إلى العام 1819 للحظة للوضع الذي واجهه طاقم سفينة إيسيكس |
Batı ve Kuzey Afrika'dan Avrupa'ya geçmeye çalışan kuzenlerimin karşılaştığı riskler bunlar. | TED | هذه هي المخاطر التي يواجهها أصدقائي من شمال وغرب أفريقيا أثناء محاولتهم العبور إلى أوروبا. |
Aslında şehirler, platformların şu an karşılaştığı sosyal ve politik birçok sorunun aynısıyla karşılaştı. | TED | في الواقع، واجهت المدن الكثير من التحديات الاجتماعية والسياسية التي تواجهها المنصات الآن. |
Bu, 1692 Şubat ve 1693 Mayıs tarihleri arasında Massachusetts'in Salem kasabasında büyücülük yapmakla suçlananların karşılaştığı seçimdi. | TED | هذا ما كان يواجهه المتهمون بالشعوذة في جزيرة ساليم، ماساتشوستس بين فبراير 1692 وماي 1693. |
İhtiyar Kadının Aşkı ve karşılaştığı Hınzır Prens; Acemi Bir Aşk Başlıyor | Open Subtitles | الحلقه الاولى : "حب الفتاة الكبيره والامير المشاغب الحب الاخرق قد بدئ |
Aslında, rejimlerin karşılaştığı tehlikeyi tanımlamak için yeterli bilgiye sahip değiller. | TED | أنهم يفتقدون للبيانات التي يحتاجون من أجل التعرف على التهديدات الناشئة التي تواجه الدولة. |
Böylece şehrimizin karşılaştığı gerçek konuları konuşabiliriz. | Open Subtitles | و حينها يمكننا العوده إلى المشاكل الحقيقيه التي تواجه مدينتنا |
Dayanılmaz acının, zihinsel işkencenin ve Manson'un karşılaştığı birçok belirsiz sorunun arasında mağduru oynamayacağından emindi. | TED | وفي خضم الألم المروع، والتعذيب الذهني، واجه مانسون عديداً من أسئلة لا إجابة لها، كان يعلم أنه لن يلعب دور الضحية. |
Korunan tarafla karşılaştığı zaman nöbetteymiş. | Open Subtitles | كان على إتصَال عندما واجه الطرف المحمي. |
Ve bu tür felaketlerle karşılaştığı için de eski sisteme artık güvenmiyor olması hiç de şaşırtıcı değildi. | Open Subtitles | و ليس مما يدعو للدهشة بعد أن واجه كل هذه المؤامرات إنه لم يعد يثق بالضرورة بنظام الحكم القديم |
Hiç kuşku yok ki, komünizm, ...insanlığın karşılaştığı, en çirkin şeytanlardan biri. | Open Subtitles | الشيوعية بدون شك, التجسيد الأكثر شناعة للشرّ الذي واجهته البشريةُ. |
karşılaştığı şiddet dolu durumda Lindsey'nin duygusal tepkisi ve seçtiği sözcükler, bize şunu düşündürüyor... | Open Subtitles | الكلمات التي اختارت ان تقولها في موقف عنيف بقدر التي واجهته يشير بقوة |
Son haftalarda karşılaştığı sorunlar gerçekten umutsuz vaziyetlerdi. | Open Subtitles | ما واجهه خلال الأسابيع الماضية كان أمراً مستحيلاً |
Tanrıların isyanı, Zeus'un karşılaştığı en büyük tehdittir. | Open Subtitles | ثورة الآلهة كانت أعظم ما واجهه زيوس من تحديات |
Yine de dünyanın ve dünyamızın karşılaştığı sorunların karmaşık, tartışmalı ve sürekli değişken olduğunu görmeye beni teşvik etti. | TED | ورغم ذلك، فقد شجعتني لأرى العالم والمشاكل التي يواجهها كمشاكل معقدة ومثيرة للجدل ودائمة التغير. |
Çoğunuz, benim sevgili kıtamın karşılaştığı zorluklar hakkında bilgi sahibisinizdir, | TED | معظمكم يعلم حول التحديات التي تواجهها قارتي الحبيبة، أفريقيا. |
Uzaylı bir yaşam formu, doktor. Komplo teorileri üretenlerin, inanmanızı istediklerinin aksine insanoğlunun karşılaştığı ilk uzaylı. | Open Subtitles | شكل لحياة فضائية يا دكتور، الأوّل من نوعه الذي يواجهه البشر. |
İhtiyar Kadının Aşkı ve karşılaştığı Hınzır Prens; Acemi Bir Aşk Başlıyor | Open Subtitles | الحلقه الاولى : "حب الفتاة الكبيره والامير المشاغب الحب الاخرق قد بدئ |
Beyanda geçen karşılaştığınız zorluklar ise insanlığın şimdiye karşılaştığı en büyük zorluklar. | Open Subtitles | ممن واجهوا التحديات التي واجهتكم هم أعظم من عرفتهم البشرية |
Bir temsilci olarak hükümetin Kızılderililerle ilgili karşılaştığı sorunları görebiliyorum. | Open Subtitles | و باعتبار منصبي فأنا أرى المشكلات التي واجهها القسم الداخلي |
Bir oyun hayal edin, bize birbirimize saygı duymayı öğreten ya da hepimizin gerçek hayatta karşılaştığı sorunları anlamamıza yardım eden bir oyun. | TED | تخيل لعبة تعلمنا احترام بعضنا أو تساعدنا على فهم المشاكل التي نواجهها في الواقع |