O , parazitlere karşı yapılan savaşta benim gibi babasını kaybetmedi | Open Subtitles | الفوهرر لم يخسر أبا في الحرب ضد هذه الآفات |
Ona verdiğimiz işlerde, bir kadını savunduğu zamanlar tek bir dava kaybetmedi. | Open Subtitles | هذا يتوقف على ما سنرسله فهو لم يخسر قضية امرأة حتى الآن وخاصة حين تكون جميلة مثلك |
Dövüşte mutlak bir hakimiyet kuran Pittsburgh'lu namağlup liseli, harika çocuk Tommy Conlon, turnuva başından beri daha tek bir puan bile kaybetmedi. | Open Subtitles | هيمنة مطلقة من قبل تومي كونلن, طالب بيتسبرغ الجديد الذي لم يُهزم. ولم يخسر نقطة واحدة في البطولة كلها. |
Hiç kimse işini kaybetmedi ve herkes çalıştığı işin karşılığını aldı. | TED | لم يفقد أحد وظيفته، وتمت مكافأة الجميع على العمل الذي أنجزوه. |
Bizim eskiden korktuğumuz gibi ondan korkmayabilirler ama baban içindeki ateşi hâlâ kaybetmedi. | Open Subtitles | ربما لا يخافون منه كما كان في السابق ولكن والدك لم يفقد عصبيته |
Beni kendine çeken o kıvılcımı bir an olsun kaybetmedi. | Open Subtitles | انها لم تفقد البريق الذي جذبني إليها في االمكان الأول |
Kimse benim yüzümden para kaybetmedi, fazladan bir kuruş vergi bile vermedi. | Open Subtitles | لم أرتكب جريمة لم يخسر أحد المال , أو يدفع |
Dört yıldır hiç bir maçı kaybetmedi. | Open Subtitles | ولأربع سنوات لم يخسر ولا حتى مباراة واحدة |
Şükürler olsun ki o gün hayatını kaybetmedi. | TED | لحسن الحظ أنه لم يخسر حياته ذلك اليوم. |
Bu yüzden, Amerikalılar hiç kaybetmedi ve hiç savaş kaybetmeyeceğiz çünkü kaybetme düşüncesi, Amerikalılar için bir utançtır. | Open Subtitles | لهذا السبب لم يخسر الأمريكان .... ولن يخسروا حرباً .... |
Bu yüzden, Amerikalılar hiç kaybetmedi ve hiç savaş kaybetmeyeceğiz çünkü kaybetme düşüncesi, Amerikalılar için bir utançtır. | Open Subtitles | لهذا السبب لم يخسر الأمريكان .... ولن يخسروا حرباً .... |
Şimdiye kadar hiçbir cinayet davasını kaybetmedi. | Open Subtitles | يقول أنه لم يخسر أي قضية قتل قط |
Medici ailesi iktidara geldiğinde, sadece konumunu kaybetmedi aynı zamanda işkence gördü ve kovuldu. | TED | عندما استولت عائلة ميديشي على السلطة، لم يفقد منصبه فقط، ولكن تعرض أيضًا للتعذيب والنفي. |
Miguel yalnızca kız arkadaşını kaybetmedi, tüm sosyal hayatını, Sharon'un kilisesindeki o topluluğu da kaybetti. | TED | فلم يفقد ميغيل حبيبته فقط، فقد حياته الاجتماعية بالكامل، والمجتمع الداعم لكنيسة شارون. |
Evrenin düzgün ve tahmin edilebilir bir yapıya sahip olduğuna dair inancını hiçbir zaman kaybetmedi. | Open Subtitles | فهو لم يفقد أبداً إيمانه بأن الكون يتصرف بطريقة مؤكدة وقابلة للتنبؤ |
Ve sanırım pratik onu mükemmel yapıyor... çünkü hiç dava kaybetmedi. | Open Subtitles | وأنا اعتقد الممارسةً تؤدي الى الاتقان... لأنه أَبَداً لا يفقد قضية. |
Antrenörlük ve yöneticiliğe 60 larda başlamıştı ama yeteneğini hiç kaybetmedi. | Open Subtitles | بدأ التدريب والإدارة في الستينات ولم يفقد أبداً موهبته |
Kimse onun kadar hızlı değil. Henüz hiç adam kaybetmedi. | Open Subtitles | لا يوجد من هو أسرع منه كما أنه لم يفقد أي رجل بعد |
Müttefik Kuvvetler bütünlüğünü kaybetmedi, ve askerlerin morali yüksek. | Open Subtitles | قوات التحالف لم تفقد تماسكها ومعنوياتهم عالية للغاية |
Ve takımın yeni koçu açıklamasını yapmak için hiç vakit kaybetmedi. | Open Subtitles | ...لم يضيع اى وقت قبل هذا الإعلان المفاجئ |
Dört kişilik komando ekibi yaklaşık sekiz yıldır birlikte Dünya'nın dört bir yanında düzinelerce göreve gidip tek bir adam bile kaybetmedi. | Open Subtitles | فرقة المغاوير الرابعة تعمل معاً لمدة ثمانية سنوات بمهام كثيرة في جميع أنحاء العالم ولم يخسروا رجل. |
Bu çocuk onu kesmeme rağmen bir kere bile ses çıkarmadı demek ki konsantrasyonunu kaybetmedi. | Open Subtitles | ... هذا الفتى لا يصدر أي صوت عندما يجرح حتى لا يفقده ذلك تركيزه ... |
Kimse sana karşı bir şey kaybetmedi. | Open Subtitles | لم يقم أحد بتضليلك |
600 yıldır hiçbir şekilde bir savaşı kaybetmedi. | Open Subtitles | وهذا السيف كان شاهداً على صعود وسقوط عدة امبراطوريات |