Eğer şehvetle baktığınız kişinin gerçekte oğlunuzun ya da kızınızın, annenizin ya da babanızın kılık değiştirmiş halleri olduğunu keşfederseniz yine iş değişir. | TED | سوف تشعر بصورة مختلفة عندما تكتشف ان الشخص الذي تشعر بالرغبة تجاهه هو صورة معدلة عن ابنك او ابنتك او والدك او والدتك |
Yani bu durum, doktorun yeterli olup olmadığı ile ilgili değil de bu kişinin bizim hoşumuza gitmesi ve nasıl etkileştikleri ile ilgilidir. | TED | فذلك لا يتعلق بما إذا كان الطبيب كفء أم لا. لكنه يتعلق فيما اذا أعجبنا هذا الشخص أم لا وكيف تعامل هذا الشخص؟ |
Sonra kendi kendime, beynin için girebilsek ve o mide bulandırıcı hissi o kişinin anısını da bozmadan çıkarabilsek nasıl olurdu diye soruverdim. | TED | و هكذا فكرت، ماذا لو استطعنا أن ندخل الدماغ و نتخلص من ذلك الشعور المثير للغثيان بينما نترك ذكرى ذلك الشخص دون مساس؟ |
Umarım bundan elli yıl sonra, insanlar benim tedavimi duyacak ve bir kişinin bu ilkel bilime nasıl katlandığına bakıp dehşete düşecekler. | TED | لذا أتمنى أن يسمع الناس بعد 50 سنة بالعلاجات التي أخذتها و يشعروا بالفزع من أن أحدهم قد تحمل علم بدائي كهذا. |
Aranızda kaç kişinin, Çamurdan bir evde yaşama deneyimi var? | TED | كم شخصاً منكم هنا جرّب العيش في بيت من الوحل؟ |
Bunun zorlu bir problem olduğunu gördük ama işin püf noktası, kişinin çok sayıdaki fotoğraflarını önceden analiz etmek. | TED | تبيّن أنّ هذه المشكلة صعبة للغاية، لكن الحيلة الأساسية هي أننا سنقوم بتحليل مجموعة كبيرة من صور الشخص سلفاً. |
Kavgacılar kendileriyle ilgili şöyle düşünür: kişinin tamamen kontrol edebileceği tek insan kendisidir. | TED | المشتبكون يدفعهم الإيمان بأن الشخص الوحيد الذي تملك كامل السيطرة عليه هو نفسك. |
Ve grafikten 4 numaralı kişinin de birinci görgü tanığı olduğunu görüyoruz. | TED | ومن الرسم البياني نرى أن الشخص رقم أربعة هو شاهد رئيسي أيضاً. |
Bu durumda, mektubumuz göz hapsinde tutulan kişinin önemli bilgiler aldığını mahkemeye gösterebilir. | TED | في هذه الحالة، يقترح تقريرنا إلى المحكمة أن يسلم الشخص مذكرات بالمعلومات المهمة. |
İkinci bombanın da, aynı kişinin veya grubun işi olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أن هذا العمل تم من خلال نفس الشخص او الجماعة |
Kayıp kişinin, ölü ilan edilebileceğinden emin olmak istedi. - Neden? | Open Subtitles | كانت تريد التاكد من أن الشخص المفقود يُعلن وكأنه ميت قانوناً |
Bir kişinin, aradığım kişi olma ihtimali 6 milyonda bir. | Open Subtitles | احتمالات كون الشخص المثالي لشخص ما هي 6 بلايين لواحد |
Dylan'a boruyla vuran ve sen boruyu elinden aldığında Dylan'ı pencereden iten kişinin. | Open Subtitles | الشخص الثالث هو الذي ضرب ديلان بلأنبوب وعندما أخذتِ الأنبوب دفع من النافذة |
Yani ihbarda bulunan ve misillemede bulunmayan çok kişinin olması beni umutlandırıyor. | TED | لذلك عدد كبير من الناس الذين يبلغون ولا يطالهم الثأر فقدوا الأمل |
Şunu fark ettim ki, birçok kişinin hikâyesi iki ana tema etrafında toplanıyor. | TED | والذي لاحظته هو أنّ معظم قصص الناس تميل إلى الدوران حول عنصرين مفتاحيين. |
Kimse kendisini inciten kişinin ne kadar incittiğini bilmesini istemez. | Open Subtitles | لا أحد يؤذي الناس يريد رؤية كم هؤلاء الناس مُتألمين |
Biriyle tanışmak istiyor ama o kişinin kim olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | يريد أن يقابل شخصاً آخر ولكن لا يعلم من يكون |
GF: Louisville Oteli bir kişinin hayatının yoluna girmesine dair tüm sistem üzerine düşünmek adına çok iyi bir örnek. | TED | جي إف: فندق لويسفيل مثال رائع عن كيفية التفكير في النظام بأكمله الحصول على شخص مرة أخرى على المسار الصحيح. |
Yani, tabii. Karşı karşıya duran iki kişinin istatiksel açıdan ölme olasılığı yok. | Open Subtitles | فرصة موت شخصين بجانب بعضهم البعض , بنفس الشئ غير محتمل بشكل إحصائي |
Yörüngeye ulaşmak için güç lazım. Bir kişinin ağırlığına göre hesap yaptım. | Open Subtitles | نريد الطاقه أن تصل للمدار لقد قمت باعادة حساب الوزن لشخص واحد |
Ve biz Bayan Atwell'i öldüren kişinin Yuri olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعرف بأنّ الرجل الذي قتل الآنسة سوزان هو يوري، |
En az 15 kişinin yaralandığı ve bir kişinin öldüğü söyleniyor. | Open Subtitles | أصيب 15 شخصا على الأقل وقيل لنا أن شخصا قد مات |
Buna göre 3 kişinin Sanderson kanepede uyurken yanından geçip gitmesi lazım. | Open Subtitles | نعم , لكن ذلك يعني ان ثلاث اشخاص تخطوا ساندرسن وهو نائم |
Sevmediğin bir kişinin kuklasını yapıp üzerine iğne batırmayı duymuş muydun? | Open Subtitles | تسطيع أن تصنع صوره خياليه للشخص الذى تكره وتغرز الدبابيس بها |
Akraba olmayan iki kişinin kapması için bir neden yok. | Open Subtitles | لا يوجد سبب منطقي لأن يعاني منه شخصان غير مرتبطين |
Sadece bir kişinin verileriyle ne yapabiliriz? | TED | ما الذي يمكننا فعله ببيانات شخصٍ واحدٍ فقط ؟ |
Bir kişinin başına iyi birşey geldiğinde, diğer herkesin hayatı daha kötü oluyor. | Open Subtitles | حين يحدث شيء جيد لشخص واحد حياة كل فرد آخر تصبح أسوء قليلا |
Sadece bulanın değil, kalan 999 kişinin de emeği vardır bunda. | Open Subtitles | أكتشافه لا يمثل عمله وحده ولكن عمل 999 آخرين بحثوا معه |
Saldırı sırasında bu parkta kaç kişinin öldüğünü biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين كم عدد الأشخاص الذين لقوا حتفهم أثناء الهجوم؟ |