ويكيبيديا

    "kişisel bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • شخصي
        
    • شخصى
        
    • شخصية
        
    • شخصيًا
        
    • شخصيّ
        
    • شخصيّة
        
    • شخصيّاً
        
    • خاصاً
        
    • الشخصية
        
    • أمراً شخصياً
        
    • شخصيه
        
    • سؤالاً شخصياً
        
    • الشخصي
        
    • هذاشيء خاص
        
    • ليس شخصياً
        
    kişisel bir yönü yok, Komiser, fakat sanırım uygun giyinmişsinizdir? Open Subtitles لا شيء شخصي لكني أفترض أن تحصل على الكساء الملائم
    Sen Bölge Savcısısın. Bu, o herifle aramızda kişisel bir mevzuu oldu. Open Subtitles أنه شيء شخصي مع ذلك اللعين هو كان يسعى خلفي مُنذ سنوات.
    Ve bence birden bire profesyonel düşünmeyi bırakıp kişisel bir kızgınlığa kapıldılar. Open Subtitles و لكنهم فجأة حسب إعتقادي، تحولو من تقييمها مهنيا لمسألة غضب شخصي
    Bunu aktif hâle getirebildim. Bu kişisel bir kalkan, koruyucu deri gibi. Open Subtitles لقد قمت بتنشيط هذا ، إنه درع شخصى و هو يحمى جسدك
    Onun bu adamla kişisel bir ilgisi olduğunu sana söyledim. Open Subtitles أنا أقول لك، انها لديها مصلحة شخصية مع هذا الرجل
    Sana kişisel bir soru sormak istiyorum: Sen de yapıyor musun? TED لذا أود أن اسألك سؤالاً شخصيًا هو: هل تفعل ذلك؟
    Stres çok kişisel bir şeyken bu kadar büyük bir etkisi olabileceğini düşünmek çılgınca. TED إن التوتر أمرٌ شخصيّ للغاية، ومن الجنون أن نفكر بأن لديه مثل هذا التأثير الهائل.
    Benim için kişisel bir konu değil. Sadece kızlarla ilgili. Open Subtitles لا شيء شخصي بالنسبة لي، كل ما يهمني هو الفتاتان
    Pardon evlat, kişisel bir şey değil sedece bir iş. Open Subtitles آسف يا صغير انه امر غير شخصي انه عمل فقط
    Diğer herhangi bir oyuncunuz profesyonel açıdan felakete uğrarsa kişisel bir acısı veya madde bağımlılığı olursa aramaktan çekinmeyin. Open Subtitles الأن إذا أي من لاعبيكم الأخرين يعاني من فاجعة أو ألم شخصي أو من إدمان للمخدرات أرجوكِ لاتترددي بالإتصال
    Bu kişisel bir mesele değil. O yavşak her şeyi engelledi. Open Subtitles لا تأخذ الأمر على محمل شخصي هذا اللعين سدّ كل شيء
    Çıkmıştı ama disiplin suçundan dolayı çıkmadı. kişisel bir durumdu. Open Subtitles لقد فعل ولكنها لم تكن خطوة تأديبية كان الأمر شخصي
    Bak, tamamen başka bir konuda kişisel bir iyilik yapmanı isteyeceğim. Open Subtitles إسمع ، هناك موضوع آخر تماماً أنا في حاجة لمعروف شخصي
    Çünkü benden amatör gecesinde kişisel bir yazımı okumamı istiyor. Open Subtitles لأنه طلب مني أن أقرأ شيء شخصي في مايكروفون مفتوح
    kişisel bir mesele olabilir, Richard Clayvin'e psikiyatrik birimde yaptığı gibi. Open Subtitles ربما هو أمر شخصي كما بتعذيب ريتشارد كلايفين في القسم النفسي
    Bayan Verloc, bunların kişisel bir yanı yok. Öyle mi? Open Subtitles سيدة فيرلوك, لا يوجد شئ شخصى فى كل هذا حقا ؟
    Seninle kişisel bir meselem yok... .. ve bazı konularda çekici bir adam olduğunu kabul ediyorum ama kızımı sıradan bir yerli gibi toprağın üstünde çömelmiş pide hamuru yoğururken görmek istemiyoum. Open Subtitles لذا ليس لدى شئ شخصى حيالك و أرى أنه بين بعض الأوساط ربما تكون شخص مرغوب فيه و لكن إبنتي
    Ben de seni sevmeyeceğimden eminim. kişisel bir şey değil. Open Subtitles و أنا واثق أنني لا أحبك أيضاً ليست مسألة شخصية
    Kızlar bana epilasyonun daha temiz hissettirdiğini, bunun kişisel bir tercih olduğunu söylüyorlar. TED أخبرتني الفتيات بأن إزالة الشعر يجعلهن يشعرن بالنظافة، وأنه كان اختيارًا شخصيًا.
    Bu çocuğu gerçekten savunmak mı istiyorsun yoksa bunu ailende de siyah biri olduğu için kişisel bir problem olarak mı görüyorsun? Open Subtitles حينئذٍ ، يُمكننيّ إسقاط التُهم. أنتِحقاًتوديّالدفاععنذلكَالفتى، أو تأخذين الأمر على محمل شخصيّ.
    Olayın çok içindeydik. kişisel bir mesele hâline getirdiğinde böyle oluyor işte. Open Subtitles كنتَ قريباً جدّاً، هذا ما يحدث عندما تجعل المسألة شخصيّة
    Hayır, kişisel bir şey yok. Başladığım işi bitirmeyi severim sadece. Open Subtitles لا، لم يكن شخصيّاً قطّ و إنّما أرغبُ بإنهاء ما بدأتُه
    Çok kişisel bir soruysa beni affedin. Open Subtitles هل تسامحنى إذا كنت أسأل سؤالاً خاصاً جداً ؟
    Başka bir deyişle; bilim bize evrensel bir bakış kazandırırken; sanat ile kişisel bir tecrübeden evrensel sonuçlar çıkarmayı öğreniriz. TED دعوني أقولها مجدداً بطريقة أخرى: يقدم العلم فهماً لتجربتنا الكونية، و تقدم الفنون فهماً كونياً للتجربة الشخصية.
    Öyle yapmalısın, Yarbay bunun kişisel bir şey olmadığını anlaman gerektiği gibi. Open Subtitles ،يجب أن تعتبره كذلك،كولونيل فقط كما ينبغي أن تدرك أن هذا ليس أمراً شخصياً
    Bu kişisel bir şey lordum. Ama ölüm kalım meselesi. Open Subtitles انها مساله شخصيه سيدي و لكنها ذات اهميه قصوي
    Pardon, daha önce hiç bana kişisel bir soru sorduğunu hatırlamıyorum da. Open Subtitles آسف ، ولكن لا أذكر قط أنك سألتني سؤالاً شخصياً من قبل
    Bilbao bana göre şunu gösteriyor kişisel bir ifade ortaya çıkarıp yine de gereken bütün noktalara parmak basarak şehre uyum sağlayabilirsin. TED بلباو باعتقادي، أظهر إمكانية أن يكون لك هذا التعبير الشخصي وبنفس الوقت لمس كل الأساسيات المطلوبة للاندماج بالمدينة
    - Sen evet, ben değil. Bu çok kişisel bir şey. Open Subtitles - لا, هذاشيء خاص -
    Bu kişisel bir şey değil. Sürekli aynı şeyi tekrar edemem. Hayatında bir defa riske gir! Open Subtitles هذا الأمر ليس شخصياً سام لا أقدر الاستمرار بهذا خاطري ولو مرة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد