Ve öğrendiğim her şeyi Kökler adlı bir kitapta topladım. | Open Subtitles | و تلك الأشياء التي تعلمتها كتبتها في كتاب أسميته الجذور |
Müdür Humson, yazdığınız bir kitapta, mahkumları çocuklarınız olarak tanımlıyorsunuz. | Open Subtitles | السجان هامسون ، فى كتاب كتبتة أشرت الى السجناء كأولادك |
Müdür Humson, yazdığınız bir kitapta, mahkumları çocuklarınız olarak tanımlıyorsunuz. | Open Subtitles | السجان هامسون ، فى كتاب كتبته اشرت الى السجناء كاولادك |
İşe bakın ki, kısa zaman sonra bu teoriyi, Knopf için üzerinde çalıştığım iki kitapta test etme şansına eriştim. | TED | والمثير للعجب، أنه سرعان ما أخضعت هذه النظرية للتجربة على اثنين من الكتب التي كنت أعمل عليها في نوف. |
1700 yıl öncesi gibi, hâlen kitapta yer almaktadır. | TED | مثل قبل 1700 سنة، إنه موجودٌ هناك، بالكتاب. |
Yazar öyle olduğu için kitapta Türk bir kadın görmek istiyordu. | TED | فقد كان يبحث عن امرأة تركية في الكتاب لأني أنا كذلك. |
Bir keresinde bir kitapta görmüştüm. Turistlere uyar. Maceraya uygun değil. | Open Subtitles | لقد رأيته فى كتاب ذات مره أنه للسياح أنها ليست مغامره |
Kayıp kitapta yer alan son çizimde yaşam kitabının boş olduğunu görmekteyiz, muhtemel bir yok oluşu temsil etmekete, | Open Subtitles | في حين أن الصورة الأخيرة من كتاب نوستراداموس المفقود تطالعنا بكتاب الحياة و هو فارغ , مما يوحي بالفناء |
Amazon'dan baktığınız sinekler hakkında bir kitapta bulabilirsiniz. | TED | على سبيل المثال هذا كتاب عن الحشرات ربما صادفه احدكم اثناء بحثه على مكتبة أمازون الالكترونية |
Bu, ayağının ağrıdığı zamanın veya bir pastayı ısırdığın anın ya da etkileyici bir kitapta kendini kaybettiğin 3 saatin "şimdi"si değil. | TED | هذا ليس الآن لإطلاق النار ألم في قدمك أو الثانية أن كنت لدغة في الحلويات أو الثلاث ساعات أن تفقد نفسك في كتاب عظيم. |
Bu, 2006'da Michael Poter ve Elizabeth Teisberg'in yazdığı bir kitapta güzelce anlatılmıştı. | TED | هذا مشروحاً بشكل جميل في كتاب في عام 2006 بواسطة مايكل بورتر و إليزابيت تيسبرج. |
ZK: Beni favori fikrim mürekkebi bir kitapta kullanmak. | TED | ز.ك: إذن الفكرة المفضلة لدي هي تطبيق هذا الحبر في كتاب. |
Şu anda üzerinde çalıştığım kitapta tavuskuşu gibi azametli bir görsel sunumla kendi fikirlerimi ve sorgularımı keşfederken kelimenin eş anlamlarıyla da oynuyorum. | TED | انا اعمل حاليا على كتاب يتلاعب بحواس الكلمة. كما وضحت بعض افكاري و طلباتي بطريقة تصويرية فيها من عظمة الطاووس |
kitapta böylesi bir savaş için nasıI çarpışma hat kurulacağını anlatan herhangi bir şey hatırlamıyorum.. | Open Subtitles | لا اتذكر اني قرآت اي شئ في كتاب حول وضع خطة لمعركة كهذه |
Bana, suçlunun Guillaume olmadığını düşündüren yegane şey ise kitapta bırakılan 100 frank. | Open Subtitles | الأمر الذي لم يجعلني أشكّ في "غيلوم" أنّني خبّئت الـ100 فرانك في كتاب. |
O günlerde atlar ve binicileri hakkında yalayıp yuttuğum düzinelerce kitapta hiç bahsi geçmeyen bir şey. | TED | شيء لم يذكر أبدا في عشرات الكتب التي تحدثت عن الخيول وفرسانها التي التهمتها في تلك الايام |
Tırnaklarım yenmiş ve kitapta yeri olan her bunalıma maruz. | Open Subtitles | يعد ان قصصت اظافرى, وكل الامراض العصبية فى الكتب |
kitapta lanetlilerin doğum ve ölüm tarihleri de kayıtlı. | Open Subtitles | بعد ان اصبحت ارمله, ظهر بالكتاب اسماء الذين ماتوا اثناء الادانه |
Puştu hadım etmek için adamın adını kitapta bulmaya çalışıyormuş. | Open Subtitles | ويحاول أن يجد إسم شخص في الكتاب كي يقوم بخصيه |
Bunu kitapta mı okudun yoksa beş dakikalık hukuk çalışman mı öyle diyor? | Open Subtitles | أقرأتَ ذلك في كتابٍ أم ذلك ما تعلّمته خلال ممارستك للقانون لخمس دقائق؟ |
İlk önce kitabı basıldı, bununla birlikte kitapta sınıflar arası çatışma ve genetik manipülasyon temaları işleniyor. | Open Subtitles | عموماً , هذه الرواية تمت كتابتها أولاً وهي تكشف عن الصراعات الطبقية والتلاعبات الجينية الوراثية |
Sonra kitapta yazdığı gibi bahislerimi iki katına üç katına çıkarmaya başladım. | Open Subtitles | وبعد ذلك بَدأتُ مُضَاعَفَة ومُضَاعَفَة ثلاث مرات رهاناتِي، مثله تماماً يَقُولُ في الكتابِ. |
kitapta düzüşmenin kanunlara aykırı olduğunu söyleyen bir şey yok. | Open Subtitles | لا شئ فى الكتاب يقول ان المضاجعه مخالفه للقانون |
Onları bana verdiğin kitapta taşıdım. | Open Subtitles | لقد حملتهم معي احتفظت بهم في الكتاب الذي أعطيتني إياه |
kitapta mahsur kaldığını söyledin. Nereden biliyorsun? | Open Subtitles | أنت تقول بأنها وقعت في هذا الكتاب في مصيدة ذلك الكتاب , كيف تعرف ذلك ؟ |
Demek istediğim, kutsal kitapta yeri var, bu nedenle okunabilir. | Open Subtitles | أقصد أنها من الكتاب المجيد وهذا يجعلها قراءة مناسبة |
Hristiyan'sanız, ki ben olduğunuzdan şüpheliyim ayrıca bir de pedersiniz, kitapta açıkça yazar ki bu düşünceyi savunanlar ölene kadar taşlanacaktır. | Open Subtitles | لو كنت مسيحي غير أني أشك في ذلك وقسيس، كما هو معلوم لكنت ترجم حتى الموت |
Bu kitapta iyi iblislerin bir kısmı var. Bak bakalım, seninki burada mı? | Open Subtitles | بعض الشياطين موجودون في هذا الكتاب أنظر فيه لتري إذا كان موجود به |