- kocanızı ziyarete gelen kadının bu olduğuna emin misiniz? | Open Subtitles | هل أنت واثقة أنها التي جائت لزيارة زوجك ؟ أجل |
Bayan Graham, kocanızı bir süreliğine alıkoyacağım. | Open Subtitles | سيدة جراهام, سوف احرمك من زوجك لفترة قصيرة |
kocanızı birkaç gece evvel gördüğünü söylüyor. Çarşamba gecesi. | Open Subtitles | انها تدّعى انها رأت زوجك منذ عدة ليالى, آخرها الأربعاء الماضى |
Sanırım bunu her kim yaptıysa hem kocanızı hem de beni hedef almıştı. | Open Subtitles | و أظنّ بأنّ الفاعل كان يستهدف زوجكِ و كذلك أنا لا أعرف السبب |
Mahkeme kayıtları kocanızı birden fazla gerekçeyle dava ettiğinizi gösteriyor. | Open Subtitles | تشير وثائق المحكمة بأنكِ قمتِ بمقاضاة زوجكِ السابق عدّة مرّات |
- Evet. Peki nikah töreninde, kocanızı seveceğinize ve onurlandıracağınıza dair söz verdiğinizde bu da bir yalan mıydı? | Open Subtitles | و فى المراسم ، حين أقسمتى أن تحبى و تشرفى و تعزى زوجك |
kocanızı hiç görmedim, ama resimlerini gördüm. | Open Subtitles | لم يتسن لي رؤية زوجك إلا من خلال الصور المنشورة له |
Teyp kaydı sizi kocanızı öldürmekle suçluyordu, değil mi? | Open Subtitles | شريط التسجيل إتهمك بقتل زوجك هل فعلت ذلك ؟ |
kocanızı sizden çalıyorsak bağışlayın, sadece Avusturya'dan birkaç metre içeri. | Open Subtitles | أعذرينا إذا نسرق زوجك فقط بضعة أمتار إلى النمسا |
- Pekâlâ, çürüğünüzün üzerine bir parça buz koyun ve ben de kocanızı bulmaya gideceğim. | Open Subtitles | ضعي بعض الثلج على كدماتك، وانا سأذهب للبحث عن زوجك |
Bu belge, kocanızı Japon ordusuna satılan silahlarla bağlayan tek kanıt. | Open Subtitles | هذا هو أحد الدلائل التي تربط زوجك ببيع الأسلحة لليابانيين |
Benim zorunda olduğum tek şey kocanızı tedavi etmek | Open Subtitles | إن الشئ الوحيد الذى أعرفه حق المعرفة هو أننى أبذل قصارى جهدى من أجل زوجك |
kocanızı kimin öldürdüğünü biliyor musunuz, Leydi Astwell? | Open Subtitles | هل تعرفين من قتل زوجك ليدي ً آىستوال ً ؟ |
Size dediğim gibi bayan, kocanızı ve oğlunuzu arayabilmemiz için kaybolmalarının üzerinden bir hafta geçmesi gerekiyor. | Open Subtitles | أخبرتك يا سيدة ، يجب أن يكون زوجك وابنك مفقودين لمدة أسبوع قبل أن نبدأ البحث عنهم |
Maalesef ki size kocanızı ölü bulduğumuzu söylemek zorundayım. | Open Subtitles | أنى أعتذر لأخبارك أننا وجدنا زوجك مقتولا |
Lucky'yi bodruma kilitleyin, kocanızı mutfaktaki en sağlam masaya götürün Bırakın postacı kapıyı iki kere çalsın | Open Subtitles | وتقفلي على الكلب في القبو وتأخذي زوجك إلى أكثر مائدة مطبخ ثابتة لديك ودعي ساعي البريد يقرع الجرس مرتين |
Parayı göstermeniz için 5 saniyeniz var yoksa kocanızı vururum. | Open Subtitles | لديكِ خمس ثوان لتُريني الأموال وإلا سأطلق النار على زوجكِ |
Vahşi bir kabile kocanızı parçalamaya çalışıyor hatta belki onu kesip yemeye. | Open Subtitles | هناك قبيلة من الهمج تحاول أن تمزق زوجكِ إرباً، وربما يذبحوه ويلتهموه |
kocanızı kim faka bastırdıysa, beni de faka bastırdı. | Open Subtitles | ولكن في العمل، صدقيني بأن الذي ورّط زوجكِ ورطني. لوس أنجليس. |
İlk sıralarda sizin için bir yer ayırdık. Tam da hoş kocanızı takdim etmek üzereydik. | Open Subtitles | عظيم, وهنالك مقعد شاغر لكِ زوجكِ على وشك ان يقدم فقرته |
İki haftadır kocanızı arıyorum, ofisinde bulamıyorum. | Open Subtitles | لقد حاولت الاتصال بزوجك الاسبوعين الماضيين لكنه لم يكن فى مكتبه |
- Bayan Hearst, kocanızı yeğeninizle konuşurken gördünüz diye odanızdan attınız ve... 2 yıldır onunla yatmıyorsunuz sizce çok zalim değil misiniz? | Open Subtitles | بسبب رؤيتك لزوجك يتحدث مع أبنة أختك في الكريسماس قمت بطردة من غرفتك و لم تنامي معة لمدة سنتين0 ألا تعتقدي ان هذا قاسي؟ |
Bizim için en önemli olan şey kocanızı bulmak. | Open Subtitles | الشيء الأكثر أهميةً لنا أَنْ يَجدَ زوجَكَ. |