| Bu biraz delice görünüyor ama gitmem lazım. Koltuklarını tam olarak Babe Ruth'u sattıkları fiyata sattığının farkındasın. | Open Subtitles | أتدرك أنك تبيع مقاعدك بنفس السعر تماما الذي باعوا فيه بيب روث |
| Koltuklarını tam olarak Babe Ruth'u sattıkları fiyata sattığının farkındasın. | Open Subtitles | أتدرك أنك تبيع مقاعدك بنفس السعر تماما الذي باعوا فيه بيب روث |
| V.I.P Koltuklarını alabilirsin, Cinayet Masası sahaya en uzak koltuklara oturur. | Open Subtitles | خذ مقاعدك المميزة جنائيو بوسطن يجلسون في الصفوف الأخيرة |
| Bu durum yüzünden eyaletteki tüm senatörler Koltuklarını koruma derdine düşecektir. | Open Subtitles | والسيناتور ستقاتلون للحفاظ على مقاعدهم مع هذا الشيء إعادة الدوائر الانتخابية والدك يريدك |
| Hindistan'ın madalya kazanamamasının tek nedeni senin gibi memurların sadece oturup Koltuklarını ısıtmaları. Tamam, kalkayım. | Open Subtitles | سبب عدم فوز الهند بميداليات أن أمثالك متقاعسين على مقاعدهم |
| Gidip onların Koltuklarını çalalım. | Open Subtitles | لنذهب لنسرق مقاعدهم ماذا؟ |
| Bir anlaşmamız var. Koltuklarını alıyorum. | Open Subtitles | أنا سأشتري مقاعدك |
| Playoff serisi için Lakers Koltuklarını istiyorum. Hepsini. | Open Subtitles | أريد جميع مقاعدك لإقصائيات (الليكرز) |
| Tam bu sırada 21. yüzyılda, insanlar koltuk arkasındaki tepsileri kapatıp Koltuklarını dik konuma getiriyorlar çünkü San Francisco'ya inmek üzereler. | Open Subtitles | في هذه الأثناء فإنّ الأشخاص في القرن الواحد والعشرين الذي غادرناه يرفعون الطاولات الصغيرة من أمامهم ويعيدون مقاعدهم إلى وضعية الجلوس استعداداً للهبوط في (سان فرانسيسكو). |