Hızla kavgaya dönen tartışmaya pencereden bakan bir komşuları şahit oldu. | Open Subtitles | هذا الشجار تحول سريعاً إلى جسدي وشهده أحد الجيران من نافذه |
komşuları kontrol et! Bir çocuğu ve son birkaç günde onu görenleri arıyoruz. | Open Subtitles | استجوب الجيران نحن نبحث عن الطفل وأي شيئ غريب لاحظوه في الأيام الماضية |
Ortadan kaybolduğu gün komşuları onu sarışın bir kızla konuşurken görmüşler. | Open Subtitles | شاهده الجيران يتحدث مع إمرأة في اليوم الذي اختفى فيه.وهي شقراء. |
Türkiye'nin böyle komşuları olmasını ne kadar isteyeceğinin farkında mısınız? | TED | أتعلمون كم تحب تركيا أن يكون لديها جيران كهؤلاء؟ |
İnsanların telefon direklerinde sallandıklarını gördüm, komşuları tarafından linç edilmişlerdi. | Open Subtitles | لقد رأيت اناس مشنوقون في اعمدة الهاتف, معدومون من قبل جيرانهم |
Kapı komşuları da bu kirlilikten nasibini alıyor. | TED | كما أنها تلوث الجيران القريبين. لذلك فإنهم يلوثون بركهم. |
Altı haftadır iki odalı bir evde pencereden komşuları seyretmekten başka hiçbirşey yapmadan oturuyorum. | Open Subtitles | الجلوس ستة أسابيع فى شقة مكونة من غرفتين دون شىء لفعلة غير مراقبة الجيران من النافذة |
Altı haftadır iki odalı bir evde pencereden komşuları seyretmekten başka hiçbirşey yapmadan oturuyorum. | Open Subtitles | الجلوس ستة أسابيع فى شقة مكونة من غرفتين دون شىء لفعلة غير مراقبة الجيران من النافذة |
Biz bir şey söylemesek bile... komşuları söyleyecektir. | Open Subtitles | .. حتى لو لم ننشر شيء من هذا سيتحدث الجيران عن ما حدث |
Yeni insanlarla tanışmaktan hoşlanırım. Ama civarda sadece eski komşuları görüyorum. | Open Subtitles | أستمتع بمقابلة أشخاص جدد وأنا لا أرى سوى الجيران القدماء |
Onları götürülürken gören bazı komşuları yangının kasıtlı çıkartılmadığını söylediler. | Open Subtitles | بعض الجيران شاهدوهم وهم يٌؤخذون وقالوا أن الحريق ربما لم يكن متعمداَ |
komşuları herhangi bir ziyaretçi gördüklerini hatırlamıyorlar. | Open Subtitles | و الجيران لم يتذكروا أن زاره أحد في تلك الليلة |
Geceleri, mini golf alanımda kertenkele avlarken komşuları uyandırmamak gerekir. | Open Subtitles | اذا أردت صيد السحالي عل ملعبي المصغر ليس هناك داعي لازعاج الجيران |
Karıları kocalarına, çocukları babalarına komşuları bana kışkırtıyor. | Open Subtitles | يقلب الزوجات على أزواجهم ، الأطفال على آبائهم ، ويقلب الجيران ضدي |
Preston'ın komşuları, saat 11:15'te bir gürültü duymuşlar. | Open Subtitles | , جيران بريستون سمعوا ضوضاء شديدة الساعة 11: |
Yüzyıllardır kirli saçlar, durmadan komşularına savaş açmaktaydı, çünkü komşuları, şampuanın formülünü biliyordu. | Open Subtitles | لقرون، كان ذوو الشعر القذر في حالة حرب مع جيرانهم لان جيرانهم |
Ertesi sabah, kadının komşuları, basına, kadının çığlıklarını duyduklarını, ama müdahale etmediklerini söylediler. | TED | صباح اليوم التالي، أخبر جيرانها الصحافة أنهم قد سمعوا صراخها، ولكنهم لم يتدخلوا. |
komşuları sormamdaki neden ise, kesme masası oldukça gürültülü olabiliyor. | Open Subtitles | سبب سؤالي عن الحي هو أن منشار الطاولة بصوت عال |
Bu kadar büyük bir şeyin komşuları üzerinde büyük etkileri olacaktır. | Open Subtitles | شيء بهذه الضخامة لا بد أن يكون له تأثيره على جيرانه |
komşuları, Flatbush caddesindeki... bu evden çığlık sesleri geldiğini duymuşlar. | Open Subtitles | صراخ الجار السمعي مجيئ من هذا البيت... على درب فلاتبوش. |
Buharlı, sırtından ter damlatan, komşuları rahatsız eden kırk sekiz eyalette yasak türden seks. | Open Subtitles | باسلوب اغرائي كان ليجعل ظهرك يتصبب عرقا ويجعل جيرانك يتصنتون عبر الجدران من نوعية الجنس الممنوع في 48 ولاية |
Bir komşuları birkaç gündür onları görmediğini söyledi. | Open Subtitles | تحدثنا للجيران وقالوا أنهم لم يشاهدوهم منذ بضعة أيام |
Mary, Lower Farm'daki yaşlı Bay Abbott'a gidiyorum. komşuları aradı, durumu iyi değilmiş. | Open Subtitles | "ماري"، السيد "آبوت" العجوز في مزرعة (لوار)، اتصل جاره ليقول أنه مريض جداً |
Kapı komşuları olay yerine ilk varanlardı. | Open Subtitles | الحيّ المجاور ذلك كَانَ أولاً في موقع الأحداث. |
Mesela komşuları dolaşıp yiyecek alışverişini nereden yaptıklarını, neden orayı tercih ettiklerini soracakları bir çalışma, dönem ödevi olabilir. | TED | و بخروجنا للمجتمع و مقابلتنا جيراننا عن نوع الأكل الذي يشترونه و من أين و لماذا, هذا فرض مدرسي. |
Bir gün, yeni bir komşuları oluyor. Bakteri ailesi Capuletler. | TED | يومًا ما، سكن بجوارهم جار جديد، عائلة البكتريا كابوليت. |
Hafif sıklet komşuları ise daha hassas davranmak zorunda. | Open Subtitles | جارهم الخفيف الوزن يحتاج إلى طريقة أكثر دقة |
Onurlu komşuları ile bağları kopmuş. | Open Subtitles | لقد قطعت علاقتها بالجيران الذين عندهم صفة الإعتزاز. |