Bunun en iyi yanı, konser kulağa hoş gelmiyorsa, bu onların suçu. | TED | الشيء الجيد في هذا، إذا لم يبدُ الحفل جيدًا، فهو خطؤهم. |
Ses dalgalarını seyirciye yansıtan sert yüzeylerle konser salonu da buna yardımcı olur. | TED | تساعد قاعة الحفل كذلك، بأسطحها الصلبة التي تعكس الموجات الصوتية نحو الجمهور. |
Yani çok güzel bir akşam olmalı, bilirsin, konser sonrası. | Open Subtitles | إذاً لابد أنها كانت ليلة هادئةً، كما تعلمين بعد الحفلة |
Grant'ı romantik bir konser için parka getirmek çiçekler göndermek. | Open Subtitles | إغرائها بالخروج للساحة من أجل حضور الحفلة الموسيقية أرسال الورود |
Henry'nin grubu ilk kez konser veriyor, hoş görünmek istiyorum. | Open Subtitles | إنها حفلة فرقة هنري الأولى وأريد ان اكون بشكل حسن |
Onun için, bu öğleden sonranın konser programını imzalar mısınız? | Open Subtitles | هل يمكنك التوقيع لها على برنامج حفل هذا المساء ؟ بالتأكيد |
Üst çimlerde düğün ya da konser organizasyonları da oluyor. | Open Subtitles | نقيم أحياناً حفلات زفاف أو حفلات موسيقية على المرجة العليا |
Müzeler, parklar, tiyatrolar, konser salonları, gece kulüpleri ve sayısız restaurant. | Open Subtitles | المتاحف، المنتزهات، المسارح، الحفلات الموسيقية، الملاهي الليلية والمطاعم التي لا تُحصى |
Sizden bir ricam olacak. konser sonrasında yemek yenecek mi? | Open Subtitles | هل اطلب منك معروفا, هل سترتبين مأدبة عشاء بعد الحفل ؟ |
Sorun da şu ki, konser bittikten sonra ne kadar harika bir program yapılmış olsa da siz kızların gözü hep komedyeni arıyor. | Open Subtitles | المشكلة هي ,أنه بعد الحفل ,لا يهم كم كان العرض رائعاً الفتيات يبحثن عن الفنان الكوميدي ثانيةً |
konser iptal edildi. Viyolonselcilerin ne kadar duygusal olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | لقد الغى الحفل الغنائى و انت تعرف مزاجى المتغير |
Pekala, şimdi sıra bedava konser biletlerini dağıtmada. | Open Subtitles | حسناً ، حان الآن موعد توزيع تذاكر الحفل المجانية |
Mesela orada bir çok bedava konser veriliyor, o alana gittiğinizde doğaüstü bir akustik sistemi olduğunu görürsünüz. | TED | هناك الكثير من الحفلات المجانية، على سبيل المثال الحفلة التي تقام في هذه المنطقة أن فيه نظام صوت مدهش |
Ama onları daha konser başlarken gördüğümü, ve bunun onları son görüşüm olduğunu ona anlattım. | Open Subtitles | لكنني أخبرته أن القفازين كانا لدي حين بدأت الحفلة الموسيقية وكانت تلك آخر مرّة أراهما |
konser boyu eve sadece dört kişi girdi. | Open Subtitles | أربعة أشخاص فقط دخلوا للمنزل خلال الحفلة الموسيقية |
Yaklaşık 40,000 kadar konser var, Grateful Dead'in şu ana kadar yaptığı herşey, internette yer alıyor ki herkes görebilsin ve onların tüm materyallerini dinleyebilsin. | TED | لدينا حوالي 400,000 حفلة كل ما قام الغريتفول ديد بتحميلها على الشبكة بحيث يمكن للناس رؤية وسماع المواد |
Louis Jang'ın konser gecesi, Başkan Joo iş gezisine gitmeyip buraya gelmişti değil mi? | Open Subtitles | ليلة حفلة لويس جانغ.. الرئيس اتى الى هنا عوض السفر لا؟ |
5'i çeyrek geçe elimizdeki bütün imkanlarla yani kap kacak, hayvan sesleri gıcırtılar ve daha neyle isterseniz onunla yeni bir konser. | Open Subtitles | الساعة 5: 15 حفلة موسيقية آخرى : بأى شئ فى المتناول |
..Pazar akşamı burada bir konser istedi. | Open Subtitles | وقد طلب احياء حفل موسيقي مميز ليلة الأحد |
Aralarında ilişki bulamayacağınız insanların arasında ilişki buluyorsunuz ve seyircilerin suratına bakarak konser yaratabiliyorsunuz. | TED | لذا فإنه يمكنك أن تربط بين أناسٍ ليس بينهم أي صلة، ويمكنك أيضا إنشاء حفلات موسيقية بالنظر إلى وجوه الجمهور. |
Bir kaç konser vermek için Gdansk'a gidiyoruz. Gelmek ister misin? | Open Subtitles | سنغادر إلى مدينة غدانسك لإقامة بعض الحفلات, هل تودين الذهاب معنا؟ |
- Elimde konser kaydı bir MP3 var. - Konseri kayıt mı ettin? | Open Subtitles | ـ انا امللك نسخه مهربه للحفله ـ عندك الحفله |
Bir konser salonunu altına bir kasa koyarsan bu oluyormuş demek ki. | Open Subtitles | أعتقد أنّ هذا ما يحدث ، عندما تبني قبو تحت قاعة للحفلات الموسيقية |
Bay Ayers ile 2008'de tanıştım, iki yıl önce, Walt Disney konser salonunda. | TED | قابلت السيد ناثانيل في عام 2008 منذ عامين في قاعة تستضيف حفلاً لولت ديزني |
Birkaç yıl içinde, bir dans konser turuna çıkmaya hazırdık. | Open Subtitles | بعد ذلك بعدة سنوات انا وكوسمو خرجنا لجولة عروض. |
86 konser ciddi bir sayı Justin kim olsa sana aynı şeyi yapar buarada sana özel bir şey söylemiyorum. | Open Subtitles | ستة وثمانون عرضاً كثير من العمل لفعله على صوت احدهم نحن لانتحدث عنك فقط |
Ben, büyük bir konser ayarlanmış? Ama şimdi iptal edilmiş? | Open Subtitles | بين كان هناك حفله كبيره والان لا يوجد اي شي |
Güney Afrikalı müzisyenler denizaşırı ülkelerde konser veremiyordu. | Open Subtitles | موسيقي جنوب أفريقي لم يسمح لهم بالغناء بالخارج |
1940'larda konser piyanisti olmak için okuyormuş. | Open Subtitles | ظهر أنه في الأربعينات كان يدرس ليكون عازف بيانو |
Ve son dakika kargaşası içindeyken konser zamanı bir saat kaymış ve isim bir numaradan gelen bir mesaj öğrencileri değişiklik hakkında uyarmış. | Open Subtitles | وعند آخر دقيقة تمت إضافة ساعة زيادة للحفل وصلت رسالة نصية مجهولة المصدر |