ويكيبيديا

    "kontrol etmek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • السيطرة على
        
    • تفقد
        
    • فحص
        
    • لتفقد
        
    • للتحقق
        
    • أن أتفقد
        
    • التحقق من
        
    • تفحص
        
    • للسيطرة على
        
    • للتحكم في
        
    • أن أتأكد
        
    • أن أتحقق
        
    • لفحص
        
    • السيطرة عليه
        
    • التحكم في
        
    Yani sivrisinek larvalarını kontrol etmek istiyorsanız, onları bulmak gerçekten oldukça zor olabilir. TED وهكذا، إذا أردت السيطرة على يرقات البعوض، ففي الواقع سيكون الأمر صعبًا جدًا.
    Şimdi tek yapmamız gereken Komutan Foley'nin kayıtlarını kontrol etmek. Open Subtitles كل ما علينا فعله هو تفقد سجلات القائد فوليي الطبية
    Mahkûmlar, çocukların saklanıp gizlendikleri yerleri de kontrol etmek zorundaydı. Open Subtitles كان يتم فحص السجناء فى ذات المكان الذى يخفون فيه الأطفال
    Bunu kontrol etmek için tek yolumuz içeri hırsız gibi sızmak. Open Subtitles الطرقة الوحيدة لتفقد ذلك هي الدخول متلصصين كاللصوص الحقيقين
    Dengesiz trityumu güvenle saklayabilecekleri tüm yerleri talimatlara uyarak kontrol etmek için sirk suçluları adına bir arama bülteni çıkaracağım. Open Subtitles سأعلم الجميع بشأن هذه المستجدات حول مجرمي السيرك مع تعليمات للتحقق من كل الأماكن الممكنة أن يحفظوا فيها التريتيوم بأمان
    Ajandamı kontrol etmek zorundayım. Open Subtitles حسنا . أنا متفرغ السبت القادم بعيدا عن هذا علي أن أتفقد جدولي
    Sonrakine geçelim. Apollo 15 görevlerinde gerçekten çalışan bir NASA astronotu da danışmanımızdı ve becerimi kontrol etmek için oradaydı. TED كان لدينا مستشار من الناسا هو رجل فضاء عمل في بعض المهام بأبولو 15، وكان دوره التحقق من معرفتي العلمية.
    Böyle bir sayıyı kontrol etmek istersem orijinal anketi bularak yola koyulurum. TED حينما أريد تفحص رقم مثل هذا، أبدأ أولاً بإيجاد التساؤل الأصلي.
    Duygularını kontrol etmek için karnını içeri çekmek zorunda mı? Open Subtitles فهل الشد على عقدة البطن علاقة في السيطرة على المشاعر؟
    Her şey yaşamın temel kaynağını, DNA'yı kontrol etmek hakkında. Open Subtitles الأمر هنا هو السيطرة على عناصر الحياة الأساسية.. الحمض النووي.
    Bu ülkeler, bütün âlemi kontrol etmek için hiç durmadan savaşıyor. Open Subtitles نقاتل في حرب لا نهاية لها من أجل السيطرة على العالم
    Sandalyeye otur. Her sabah uyurken korneamı çizmişmiyim diye gözlerimi kontrol etmek zorundayım. Open Subtitles كل صباح عليّ تفقد عينيّ للتأكد من أنني لم أجرح قرنيتي أثناء النوم
    Hayır sadece hikayenizde birkaç şey daha kontrol etmek istiyorum. Open Subtitles .. كلا, نريد فقط نريد تفقد بعض الجوانب من قصتك
    Hastanın böbreklerini kontrol etmek. Böbrek yetmezliği olabilir. Open Subtitles تفقد كليتا المريض, ربما يكون قد تعرض لفشل
    Sanırım kalbini kontrol etmek için götürsem iyi olacak. Open Subtitles أعتقد أنه من الأفضل ان آخذه لعمل فحص للقلب
    Sanırım kalbini kontrol etmek için götürsem iyi olacak. Open Subtitles أعتقد أنه من الأفضل ان آخذه لعمل فحص للقلب
    Tahmin et, mesajları kontrol etmek için telesekreteri aradım. Open Subtitles خمن ماذا عندما أتصلت بالهاتف لتفقد المكالمات..
    Onlara hiç bir davetiye yollamadılar, ve tarihi kontrol etmek için hiç bir websitesi yoktu. TED لم يرسلوا أي دعوات، ولم يكن هناك موقع للتحقق من التاريخ.
    Burası bakacakları son yer, ayrıca Dante'nin eşyalarını kontrol etmek istedim. Open Subtitles هذا أخر مكان سيبحثون فيه, و لقد أردت أيضا أن أتفقد أملاك دانتي
    Gaz sızıntısını kontrol etmek istediğini söylüyor. Kadın da adamı içeri alıyor. Open Subtitles وقال أنّه يريد التحقق من تسرّب للغاز ومن ثمّ سمحت له بالدخول
    Cabinlerin hepsini, 12 tanesinide, kontrol etmek istesem, izne ihtiyacım olurdu, değil mi? Open Subtitles واذا احتجت تفحص الحجرات كلها.اذا علي ان اجلب تصريح اليس كذلك؟
    Bu durumda arabayı kontrol etmek için direksiyonda kesinlikle yapmak isteyeceğiz şey budur. TED وهذا بالضبط ما تريد القيام به على عجلة القيادة للسيطرة على السيارة في هذه الحالة.
    Çünkü ulus devletin hareketleri ne kendiyle sınırlıdır, ne de ulus devlet için yeterlidir kendi bölgesini kontrol etmek için, çünkü ulus devletin dışındaki etkileri artık içeride olanları da etkiliyor. TED لأن أفعال دولة وطنية لا تقتصر لا على ذاتها، ولا هي كافية للدولة الوطنية بذاتها للتحكم في أراضيها، لأن التأثيرات خارج الدولة الوطنية بدأت الآن في التأثير على ما يحدث داخلها.
    Parti cuma günü o yüzden sistemin nasıl çalıştığını kontrol etmek istedim. Open Subtitles الحفل يوم الجمعة,فأردت أن أتأكد بأن النظام كامل تقريبا
    Sizden 30 yıl sonra bunu Batı Kanada'da kontrol etmek istiyorum. TED حسنًا، أودُ أن أتحقق من ذلك بعد ثلاثين عامًا هنا في غرب كندا.
    Gözdeki bozulma izini kontrol etmek için bir radyasyon ekibi gönderebiliriz. Open Subtitles يمكن أن نطلب فريق إشعاع لفحص الآثار المتبقية على الحدقة
    Kontrolün dışında olan şeyleri de kontrol etmek istiyorsun öyle mi? Open Subtitles أتريد ان تسيطر على شيئاً لا يمكن السيطرة عليه , صحيح؟
    Bütün o klonları kontrol etmek çok büyük bir fiziksel güç gerektirmeli. Open Subtitles التحكم في كل هذه النسخ لابد أن يستهلك كمية هائلة من القوة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد