ويكيبيديا

    "konuşmadı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يتحدث
        
    • يتكلم
        
    • يتحدّث
        
    • لم تتحدث
        
    • يحدثني
        
    • يناقش
        
    • يتكلّم
        
    • لم تتكلم
        
    • يتفوه
        
    • يكلمني
        
    • يقل كلمة
        
    • ليكلمني
        
    • لم تتحدّث
        
    • لمْ تتحدّث
        
    • بالكاد تحدث
        
    Kimse benimle okulda konuşmadı. Beni "Alet-Alma" olarak çağırmaya başladılar. Open Subtitles لا احد يتحدث معي في المدرسه انهم ينادوني قضيب الما
    Ve tabiki bir kalpazan olduğu zamanlar hakkında hiç konuşmadı. TED ولم يتحدث يوماً عن حياته السابقة عندما كان مزوراً
    Benimle asla konuşmadı, gülümsemedi bile." Open Subtitles لديه أبدا يتحدث معي , أبدا ابتسم على عاتقي
    Korkunç ikili: ciddi derece otistikti ve bir daha konuşmadı. TED لم تكن تلك فترة السنتين؛ بل أصيب بتوحد شديد لم يتكلم بعده قط.
    Maaşını arttırmak istemiyor. Bu konuda konuşmadı bile. Open Subtitles لن تحصل على أي زيادة في معاشك بل أنه حتى لن يتكلم في هذا الأمر
    Söylediklerime alındı ve bir saat benimle konuşmadı. Open Subtitles لقد شعر بالإهانة، وغضب.. ولم يتحدّث إليّ لساعة، لكن..
    Halanın direktifiyle kovuldum. Aradığımda benimle konuşmadı bile. Open Subtitles كان طلب عمتك لم تتحدث لي عندما اتصلت بها
    Beş yıl önce babasının öldürüldüğünü gördüğünden beri konuşmadı. Open Subtitles وقال انه لم يتحدث منذ رآه قتل والده قبل خمس سنوات.
    70'li yılların başında yaptığım çizimleri gördükten sonra benimle konuşmadı. Open Subtitles لم يكن يتحدث إليّ بعد ذلك، بعد أن رأى بعض أعمالي في أوائل السبعينات.
    Adam benimle asla konuşmadı. Ben de onunla konuşmadım. Open Subtitles هذا الرجل لم يتحدث معي أبداً وأنا لم أتحدث معه مطلقاً
    O gayet iyiydi. Hiç kimse onunla konuşmadı mı veya birşey hissetmedi mi? Open Subtitles لقد كان بحالة ممتازة ، ألم يتحدث أحدكم معه أو يلاحظ عليه أى شئ ؟
    Annem gelmeden kimse benimle konuşmadı. Odaya koyup kilitlediler. Open Subtitles قبل ان تأتى امى لم يتحدث احد معى لقد وضعونى فى غرفه ، كنت محتجزه
    Ne savaş hakkında, ne de bayrak dikmekle ilgili tek kelime konuşmadı ve bize hiçbir şey anlatmadı. Open Subtitles لم يتحدث ابداً عن الحرب او عن يوم رفع العلم لم يخبرنا باي شيء
    Ne savaş hakkında, ne de bayrak dikmekle ilgili tek kelime konuşmadı ve bize hiçbir şey anlatmadı. Open Subtitles لم يتحدث ابداً عن الحرب او عن يوم رفع العلم لم يخبرنا باي شيء
    Kaliforniya'ya gittiğinden beri bir kere bile benimle konuşmadı. Open Subtitles لم يتحدث معي ولا مره منذ ان غادر كاليفورنيا
    Bunu Carl'ın yüzüne vurduğunda Carl çığırından çıktı, bu konuda konuşmadı bile. Open Subtitles و عندما واجهت كارل انفجر غاضباً و لم يتحدث عن الأمر
    Sağır olduktan sonra pek fazla konuşmadı. Open Subtitles مرةً ما فقد سمعه لم يتكلم كثيراً بعد ذلك.
    Bana oldukça etkili birkaç ağrı kesici vermişti ve gerçekten hiçbir şey hakkında konuşmadı. Open Subtitles أعطاني بعض المسكنات و التي كانت بكفاءة حبوب للصداع و لم يتكلم عن شيء
    Uyanıktı ama hiç konuşmadı. Canı çok yanıyor gibiydi. Open Subtitles كان مستيقظاَ ولم يتكلم كان يشعر بالألم الشديد
    Kimseyi aramadı, şüpheli kimseyle konuşmadı. Open Subtitles لم يهاتف ايّ أحدٍ بعد، ولم يتحدّث إلى أيّ شخصيّة مشبوهة بعد.
    Anlamadığım şey, FBI bu dinleme olayının ayrıntılarını bilebilecek insanlarla konuşmadı bile. Open Subtitles ما لا أستطيع فهمه هو كل أولئك الناس الذين لديهم معلومات عن عملية الإقتحام و لكن المباحث الفيدرالية لم تتحدث معهم مطلقا
    Tanrı kulağıma hiç konuşmadı. Bu iyiliğe mazhar kimseyi de tanımıyorum. Open Subtitles الله لم يحدثني في أذني ولا أذكر شخص فعل معه هذا المعروف
    İnsan haklarının, ajandalarına ekleyecek kadar önemli olmadığına karar verdi ve bunun hakkında konuşmadı. TED الذي قال إن حقوق الإنسان ليست بالاهتمام الكاف ليدرجها في أجندته، لم يناقش حقوق الإنسان.
    Bir çok yönden ideal hastaydı. konuşmadı ağlamadı. Open Subtitles في نواحٍ مختلفة، كان المريض المثالي لم يكن يتكلّم
    Benimle hiç konuşmadı... ve ben ölüme yakın olma konusunda herkesten daha çok deneyime sahibim. Open Subtitles حتى أنها لم تتكلم معي قط و أنا لدي تجارب قريبة من الموت أكثر من أي أحد.
    Tutuklandığından beri konuşmadı. Open Subtitles ولم يتفوه بكلمة منذ تم القبض عليه.
    Ben okulların yemek programını iptal ettikten sonra bir yıl boyunca kimse benimle konuşmadı. Open Subtitles بعد أن ألغيت برنامج الغذاء المدرسي لم يكلمني أحد لمدة سنة
    Emekli olduğunu duydum, ama o zamandan beri hiç konuşmadı. Open Subtitles سمعت أنه تقاعد، لكنه لم يقل كلمة واحدة منذ ذلك الحين
    Benimle tüm gece ve bu sabah konuşmadı. Open Subtitles لم يكن ليكلمني طوال الليلة السابقة أو حتى هذا الصباح.
    Tutuklandığından beri hiç konuşmadı, hiç kimseyle. Fazla beklenti içine girme. Open Subtitles لم تتحدّث منذ إلقاء القبض عليها، ليس لأحد، لذا جهّزي آمالكِ وفقاً لذلك.
    - O kadın, aslında Kirk'le konuşmadı değil mi? Open Subtitles تلك المرأة لمْ تتحدّث حقاً لـ(كيرك)، أليس كذلك؟
    Döndüğümden beri benimle konuşmadı. Open Subtitles بالكاد تحدث معي منذ أن عدت للحملة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد