ويكيبيديا

    "konusunda ısrar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الإصرار على
        
    • أصر على
        
    • أصرّت
        
    • وأصر على
        
    • يصر على
        
    • نحن نصر على
        
    • مصر على
        
    • أنا أصر
        
    • أنا أصرّ على
        
    • أصرت على
        
    • أصرت علي
        
    • اصر على
        
    • تُصرّ على أن
        
    Bunu kendi gündemine almak konusunda ısrar etmeseydin de bir marketten normal bir hindi alsaydım her şey harika olacaktı. Open Subtitles لو جعلتني اشتري ديك رومي من المحل بدل من الإصرار على العمل جدول اعمالك الإجتماعي والصحي
    Evine gidince de, pencerenin önünde sevişmemiz konusunda ısrar etti. Open Subtitles لكن، في منزله أصر . على أن نتداعب أمام النّافذة
    Dürüst olmadığı konusunda ısrar ediyordu ve sonunda haklı çıktı. Open Subtitles فقد أصرّت على انه ليس على المستوى المطلوب ,وكانت على حق, لم يكن كذلك
    Onunla gitmem ve dünyanın ümitsiz bir vaka olduğu konusunda ısrar etti. Open Subtitles وأصر على أن أترك ذلك وأغادر معه لأن الأرض كانت قضية خاسرة
    Yanına feneri tutmak için hizmetkâr almadan. Yalnız başına gitmek konusunda ısrar ediyor. Open Subtitles وبدون خدم لحمل الفوانيس يصر على الذهاب وحيداً
    Oh, şey, biz de o zaman, siz ikinizle bu akşam yemeğe gitme konusunda ısrar ediyoruz. Open Subtitles حسنًا، إذن نحن نصر على اصطحابكم لتناول العشاء الليلة.
    İkinci olarak, her birinizin verimliliğinin artması konusunda ısrar ediyorum. Open Subtitles ثانياً, أنا مصر على زيادة المساءلة من كل واحد منكم
    Lizzy! Olduğun yerde kalıp Bay Collins'i dinlemen konusunda ısrar ediyorum. Open Subtitles ليزى,أنا أصر على بقائك حيث أنت وسماع مايريد السيد كولينز أن يقوله
    Bize gelmen ve sana yemek yapmak konusunda ısrar ediyor. Open Subtitles وهي أصرت على أن تأتي إلى المنزل وتطبخ لك
    Çocuğun annesi aradı Bay Cutler. Michael'in babasıyla kalması konusunda ısrar etti. Open Subtitles والدة الفتي اتصلت يا سيد (كتلر) ، لقد أصرت علي أن (مايكل) يرحل مع والده
    Mahkumlara çok sayıda gardiyan verilmesi konusunda ısrar etti. Open Subtitles اصر على عدد كبير من الحراس بالنسبة للسجناء
    Bu bileti sunan tren şirketi ise refakatsiz çocuklara yönelik prosedürleri gereğince 5-16 yaş arası çocukların yalnız başlarına seyahat etmelerine izin verilmemesi konusunda ısrar ediyor. Open Subtitles الشركة التي تمثلها تذكرة هذا القطار تُصرّ على أن الأطفال الذين تتراوح أعمارهم من 5 إلى 16 عام الذين يسافرون وحدهم
    - Abe eve taksiyle dönmem konusunda ısrar etti. Open Subtitles آيب بدأ في الإصرار على أن أستقل تاكسي للمنزل
    İkisi de onun eve tek başına gitme konusunda ısrar ettiğini duymuş. Open Subtitles كل من استمع الإصرار على الذهاب إلى المنزل وحدها ,
    Halatı beline bağlamanız konusunda ısrar etmeseydim ne olurdu merak ediyorum? Open Subtitles إفترض أنني لم أصر على ربط الحبل حول خاصرته ؟
    Majesteleri, sarfettiğiniz efor için siz ödüllendirme konusunda ısrar etti. Open Subtitles ولكن جلالتها أصرّت على مكافأتك نظير مجهوداتك مكافأة ؟
    Yıllardır çişimi yaparken oturmam konusunda ısrar etti. Open Subtitles ولسنوات عدة أصرّت علي أن تجعلني أجلس عندما أتبوّل
    Beni özleyeceğini söylemelisin ki öğretmen Dong Ju'ya karşı çıkıp, yanında kalma konusunda ısrar edeyim. Open Subtitles يجب أن تقول بأنك سوف تشتاق لي حتى أستطيع أن أتناقش مع الطبيب دونغ جو وأصر على أن أبقى بجانبك
    ...zaten kullanılan Kadim teknolojisinden yararlanarak yapılacak bir uyarlamanın arayüzü mükemmelleştireceği konusunda ısrar ediyor. Open Subtitles يصر على أن لدينا فرصة أكبر لإتقان الوصلة إذا عكسنا هندستها بواسطة تقنية القدماء وهذا بالفعل ما سيتم عمله
    Hayır, ne kastettiğinizi anlamak konusunda ısrar ediyoruz, efendim! Open Subtitles نحن نصر على معرفة مقصدك ياسيدى
    İkinci olarak, her birinizin verimliliğinin artması konusunda ısrar ediyorum. Open Subtitles ثانياً, أنا مصر على زيادة المساءلة من كل واحد منكم
    Bugünden başlamak üzere sana bir haftalık tatile çıkman konusunda ısrar ediyorum. Open Subtitles أنا أصر على منحك عطلة لمدة إسبوع بدأ من اليوم لا اعرف ماذا اقول أنا لا أعتقد
    İngiliz Havacılk Kurumu, ödemeler yapıldığı ancak bunların rüşvet olmadığı konusunda ısrar etti.. Open Subtitles شركة الصناعات العسكرية البريطانية اعترفت بأنها دفعت أموالاً ولكنها أصرت على أنها لم تكن رشاوى
    Gelinim, dikkatli olmam konusunda ısrar etti. Open Subtitles كنتي أصرت علي أن أكون حذراً
    Mahkumlara çok yüksek derecede gardiyan konusunda ısrar etti. Open Subtitles اصر على عدد كبير من الحراس بالنسبه للسجناء
    Mesele şu ki, yine de onu olaysız biçimde ikna edebilirim ama önce sizinle konuşmak konusunda ısrar ediyor yüz yüze, anlaşma garantilemek için. Open Subtitles الأمر هو أنّي أستطيع جعلها تقدم بسلام، ولكنّها تُصرّ على أن تتحدّث إليكَ أولاً، -وجهاً لوجه، والتوصل الى إتفاق

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد