Pekala,... hiç olmazsa, korkularını biraz dindirdim. | Open Subtitles | حسناً إذا لم يكن هناك أي شيء آخر فأنا على الأقل بددت مخاوفك |
Ve unutma Danielle, bütün bu korkularını analiz edip bir şeyler öğrenebilirsin. | Open Subtitles | لكن عليك أن تتذكري يا دانيال كيف تستغلين مخاوفك للبناء عليها والتعلم منها |
Öfkelerini hissedebiliyor musunuz, korkularını, nefretlerini ülkelerinde olup bitenden dolayı hissettikleri? Düşünsenize, | TED | أتستطيعوا أن تحسوا بغضبهم , خوفهم , غضيهم الشديد مما حدث فى بلدهم ؟ أيمكنكم أن تتخيلوا |
Bilirsiniz, kardeşini görmüş, kardeşi de bütün korkularını arkada bırakmasını söylemiş. | Open Subtitles | لقد رأت شقيقتها، و شقيقتها قالت لها أن تترك كل مخاوفها. |
Bir ölümlünün en derindeki korkularını gerçeğe dönüştürmeye yarayan bir güç. | Open Subtitles | قدرة لتحويل مخاوف الهلاك العميقة إلى واقع |
Ve zamanlar sakin bir yer olan... bu kasabanın sakinlerinin korkularını ancak tahmin edebiliriz. | Open Subtitles | البلدة أشبه بمنطقة حرب ونتخيل خوف واحباط سكان هذه البلدة الريفية |
bilgimi oyunculara aktarırım ve korkularını yenmelerine yardımcı olurum. | Open Subtitles | أنا سأعطيك المعرفة لأساعدك فى التغلب على خوفك |
Ve aptalca korkularını yenmelisin. | Open Subtitles | ويجب عليكِ أن تتغلبي على مخاوفكِ السخيفة. |
Çünkü hayallerini ve korkularını paylaşmaktan korkmayan birileriyle vakit geçirmek güzel oluyor. | Open Subtitles | من الرائع قضاءُ الوقت مع شخصٍ لا يخشى مشاركةَ أحلامه و مخاوفه. |
Eğer korkularını yenemezsen başkalarını nasıl yenebilirsin. | Open Subtitles | اذا كنت لا تستطيع ان تتغلب على مخاوفك كيف سيمكنك ان تتغلب على غيرك؟ |
Gördün mü anne korkularını atlattın ve artık... | Open Subtitles | أرأيت يا أمي؟ لقد تغلبت على مخاوفك والآنأنتمستعدةلكي .. |
Gerçek şu ki, senin korkularını yatıştırmak için çok fazla soruna katlandı. | Open Subtitles | والحقيقة، هي تذهب إليها الكثير من المشكلة لتهدئة مخاوفك. |
Yani insanlar sana karşı kötü davranırlarsa bütün korkularını ve kuşkularını bu kutunun içine koy sonra da kilitle. | Open Subtitles | لذا عندما يقسو الناس عليك خذ كل مخاوفك وشكوكك وضعهم هنا في هذا الصندوق |
Sahiplerim en sonunda korkularını kabul ediyor Proteus'tan korktuklarını. | Open Subtitles | الرجال الذين يَمتلكونَني أخيراً يُدخلُ خوفَهم منّي خوفهم من بروتيس |
Ve bu gerçekleştiğinde korkularını kullanacağız ve onları projelerini durdurmaya zorlayacağız. | Open Subtitles | و عندما يحدث هذا اننا سوف نستغل خوفهم و نجبرهم على ايقاف التطور العمراني |
Doğum yaklaşıncaya kadar ona eşlik et, sorularını cevapla, korkularını hafiflet. | Open Subtitles | رافقيها ريثما يحين وقت عمليتها أجيبي على أسئلتها وهدئي من مخاوفها |
Senin duyabilmen için, onu dinlemen için korkularını abartıyordu. | Open Subtitles | إنها تبالغ في مخاوفها كي تسمعها كي تصغي لها |
"10 kolay adımda birinci yıl korkularını yenmek" | Open Subtitles | انهاء مخاوف الطلبه المستجدين فى عشر خطوات |
Fakat cadıları en büyük korkularını kullanarak öldürüyormuş. | Open Subtitles | ولكنه يقتل باستخدام خوف الساحرة ضد نفسها |
Hastalarını ya da kendini öldürerek korkularını yenemeyeceğini biliyorsun. | Open Subtitles | انت تعرف انك لن تتجاوز خوفك بقتل نفسك او مرضاك |
Zayıf yönlerini biliyor. korkularını biliyor. | Open Subtitles | إنه يعلم نقطه ضعفكِ إنه يتغذى من مخاوفكِ |
Biz sadece ailesinin güvenliği ve sağlığı ile ilgili korkularını dindiriyorduk. | Open Subtitles | كنا نحن ليس الا تهدئة مخاوفه عن عائلته في الأمن والصحة |
Hayatta kalma konusunda kaygılısın fakat bütün bu korkularını bırakmak zorundasın. | Open Subtitles | أنت خائف على وجودك ولكنك يجب أن تخضع هذه المخاوف |
Randy'i kandırmak hoşuma gitmiyordu ama onunda korkularını yenebileceğini düşündüm. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أصحب راندي معي ولكنني كنت أتمنى بأن يقضي على خوفه من الطيور |
Adamların korkularını komuta subaylarına söylemelerine çok şaşırdım. | Open Subtitles | أنا مندهش يسرّون بمخاوفهم إلى ضابطهم الآمر |
Onlar korkularını yatıştıracak... rüyalarını gerçekleştirecek... zevkler yaşatacak... ve hasretlerini dindiricek görüntüler bekliyorlar. | Open Subtitles | وهم يتوقعون هذه الصور أن تتحالف مع مخاوفهم وتحقق أحلامهم وتجلب ما يسعدهم |
Bütün kuşkularını ve korkularını içine koyup ejderhayla tekrar savaşmaya gitmiş. | Open Subtitles | داخله وضع كل شكوكه ومخاوفه وبعد ذلك خرج لمواجهة التنين ثانياً |
Böcek zehri, insanların korkularını dayanılmaz bir seviyeye çıkardı. | Open Subtitles | هذه المبيدات قد رفعت حالة الرهبة لديهم لدرجة لا تطاق |