Ya dünyaya teknolojiyle birlikte hükmedeceğiz ya da kafalarımızı kuma gömeceğiz. | Open Subtitles | إما أن نقود العالم من جديد و التكنولوجيا أو سندفنرؤوسنافي الرمال. |
Muhteşem Omaha Kumsalı'ndaki gibi sadece kuma uzanıp Fransız mutfağı çalışırsın. | Open Subtitles | مثل اقتحام شاطئ أوماها، فقط للتوقّف على الرمال لدراسة المطبخ الفرنسي. |
Kıyıdaki dalgalara veya kuru kuma değdiği anda duruyor ve ters yöne yürümeye başlıyor. | TED | وبمجرد دخولها في الماء أو الرمال الجافة، يتوقف ويمشي في الإتجاه المعاكس |
Yatağımın yanında kuma gömülü bir kola cevizi ile uyumak zorundaydım ve 7 cüzzamlı için 7 madeni para gibi şeyler... | TED | ولكن اضطررت الى النوم مع عروق الجوز بجانب سريري, مدفونا في الرمل, ومنح سبع قطع نقدية لسبعة مرضى بالجذام وهلم جرا. |
Kayalıkların her tarafına uzanan bu hasarı ilk gördüğüm zaman, dalış takımımla dipteki kuma çöktüm ve ağladım. | TED | عندما رأيت هذا الضرر لأول مرة؛ تمددتُ علي طول الطريق أسفل الشعاب وغَرقت في الرمل في معدات الغوص، وبكيت. |
Tam da su çekilirken atladı ve boynunu kuma çarptı. | Open Subtitles | لقد قفز مع الجزر تماماً وارتطمت عنقه بالرمال |
Önümdeki kuma bir tane yarım daire çizdim üstünden geçmiyorum ve sanki havada süzülür gibi görünüyorum. | TED | قمت برسم نصف دائرة أمامي في الرمال لن أقوم بتجاوزها وأبدو وكأنني عائمة في الجو. |
Alnıma işaret parmağımla "otjize"ye vurdum ve diz çöktüm. Parmağımla kuma dokundum, tatlı kokulu kırmızı toprağın içindeydi. | TED | مسحت الصبغة عن جبهتي بسبابتي وركعت، ولمست الرمال بإصبعي، مازجة بها الطين الأحمر المملوء برائحة العرق. |
O suyu kuma dökseydim daha iyi olurdu. | Open Subtitles | كان على أن أن أقوم بأفضل من ذلك إذا كنت سكبتها على الرمال |
Etrafından geçmeye çalışırken nerdeyse kuma saplanıyordum. | Open Subtitles | لقد علقت في الرمال عندما حاولت الالتفاف حولها |
Diğer çocuklar, küçüklere hayvan dedikodularını okumayı öğretir çünkü Kalahari'de olan her şey kuma yazılmıştır. | Open Subtitles | الأولاد الأكبر سناً يعلمون الأصغر منهم كيفية قراءة أخبار الحيوانات لأن كل ما يحدث في كالهاري ينطبع على الرمال |
Devekuşu gibi kafanı kuma gömemezsin Liz! | Open Subtitles | لا يمكنك دفن رأسك في الرمال كالنعامة , ليز |
Ben, bu bölümde Edi Büdü'yü kuma gömüyor ve sonra da onu bulamıyor. | Open Subtitles | بن هذا هوا الجزء الذى يدفن فيه ايرنى بيرت فى الرمال ولا يستطيع العثور عليه |
Şehir, Pharaoh'ın emriyle kuma gömülmüş. | Open Subtitles | المقبره مجهزه للغرق فى الرمال بناء على أوامر الفرعون |
Taş çalınınca kuyular kurumuş ve nehir kuma dönmüş. | Open Subtitles | إنه يَقولُ عندما أخذ الحجر المقدس آبار القرية جفّتْ والنهر اتّجه إلى الرمل |
Finn hep buna sahipti 7 aylıktı kardeşi ve ben onu sahile götürmüştük Orada oturdu kuma resim çizdi ve bir gece.. | Open Subtitles | بعمر سبعة أشهر، أنا وأخته أخذناه إلى الشاطئ وأخذ يرسم على الرمل |
Bazıları kuma isim yazmasını çok sever. | Open Subtitles | بعض الناس مثل الأسماء المكتوبة علي الرمل |
Kağıdın dosyaya girerken çıkardığı ses dalganın kuma çarparken çıkardığı sesin aynısıydı. | Open Subtitles | الصوت الذي أصدرته الورقة و هي تحتك بالملف كان كصوت موجة تصطدم بالرمال |
Bizi hisset-- Brian, bir torba kuma dua etmeyi keser misin dostum? | Open Subtitles | براين هل توقفت عن الصلاة الي كيس رمل يا رجل؟ |
Doluymuş, arkadaşları kuma vurulmuş ve öldü. | Open Subtitles | كان محشوا فأصيب صديقهم كاواما ومات |
Benim rehberliğimde işler, senin şaheserin kuma'daki kadar kötü sonuçlanmayacak. | Open Subtitles | بتوجيهي لن تفشل كما فشلت تحفتك كوما |
- Kafamı kuma gömmüyorum. | Open Subtitles | رأسي في الرملِ هنا |
Deniz kenarındaki kuma plastik parçaları kattık. | TED | أضفنا جزيئات بلاستيكية صغيرة على رمال شواطئ المحيطات. |
kuma öldürüldüğünde orada olan hayatta kalan sadece o kaldı. | Open Subtitles | لنتحدث للفتي الاخر انه الوحيد علي قيد الحياه والذي كان حقيقه موجودا عند وفاه كواما |
- Jin'in oğlu kuma arkadaşı Roger Voorhees'in evine gitmişti. | Open Subtitles | ابن جين كاوما ذهب لمنزل صديقه روجر فوريس |
Kafamızı kuma gömmeyeceğiz Marie. Yoksa bu babama zarar verebilir. | Open Subtitles | لن نضع رؤسنا بالرمل يا مارى هذا قد يؤذى والدنا |