O sizinle bu diyalog yoluyla bir işbirliği kurmaya çalışırdı. | TED | و سيكون بناء تحالف عمل معكم عن طريق ذلك الحوار |
Daha büyük işletmeler kurmaya ve yeni işlere ihtiyacımız var. | TED | نحن بحاجة إلى بناء شركات كبيرة، ونحن بحاجة لفرص العمل. |
Bu aşamada, bir şirket kurmaya ve bunu daha ileri götürmeye karar verdik çünkü belli ki bu sadece basit bir tıknaz iki ayaklı. | TED | الآن ، في هذه المرحلة ، فقد قررنا إنشاء شركة وتطوير هذا أكثر لأنه من الواضح أن هذا كان مجرد جسم قصير ذو قدمين. |
empati veya bağlantı kurmaya kapasitesi olmayanlardır. Kimse bu konuda konuşmak istemez, | TED | ليس لهم مقدرة للتعاطف الإنسانى أو التواصل. لا أحد يريد التحدث عنه، |
Açık şekilde, bir hanedan kurmaya çalışıyordu. | TED | كان من الواضح أنه كان يحاول تأسيس سُلالة. |
bağlanmış olarak varsaymayalım. Kendi bağlantılarımızı kurmaya başlamalıyız. Eşit ve küresel olarak bağlanmış bir dünya | TED | ينبغي علينا أن نبدأ بوضع علاقاتنا أن ندافع عن فكرة تكوين عالم متساوي وعالمي مترابط فيما بينه. |
Susie'nin anısına yardım fonu kurmaya karar verdim ve Susie'nin en iyi arkadaşı olarak, senin de katılmanı istiyorum. | Open Subtitles | قررت تشكيل مؤسسة خيرية تكريماً لـ سوزي وبصفتك أعز صديقة لـ سوزي، أريد منك المشاركة. |
Avıyla arasında bir bağ kurmaya çalıştığını aklınızdan çıkarmayın. | Open Subtitles | فقط انتبهوا بأنه يميل إلي إقامة علاقة مع فريسته. |
Bu Koreli sanatçı tapınak inşa eden bir şirket kurmaya koyuldu. | TED | وقام هذا الحرفي الكوري بتأسيس شركة لبناء المعبد. |
Aynı zamanda dünya üzerinde bir oyun katmanı kurmaya oldukça kararlıyım. | TED | أنا عازم تماماً على محاولة بناء طبقة العاب على قمة العالم |
Küresel bir takım kurmaya çalışıyorum, dünyanın yüzleşmesi gereken küresel büyük sorunlarla ilgilenecek. | TED | أحاول بناء فريق عالمي، سوف ننظر في التحديات العالمية الكبرى التي يواجهها العالم. |
Ordumu 10 sene önce kurmaya başladığımda diğerleri, onları ayak takımı olarak gördüler. | Open Subtitles | عندما قررت بناء جيشاً منذ عقدِ مضي الرجال الآخرين رأو من البدو رعاعاً. |
Sabah işe gelip Hindistan'da bir hastane kurmaya karar veren üç adamla çalışıyorsunuz. | TED | أقصد، أنت تأتي إلى العمل في الصباح الباكر، و أنت تعمل مع ثلاث أشخاص يقررون فجأة بناء مستشفى في الهند. |
Bunun yerine çok katlı mağazalardan oluşan göz alıcı bir imparatorluk kurmaya devam etti. | TED | بدلاً من ذلك، هو استمر في بناء أمبراطورية متألقة من المتاجر. |
Bir iş birlikteliği kurmaya çabalıyorlardı. Bu işe yaramayınca, suç ortağı oldular. | Open Subtitles | حاولا إنشاء علاقة عمل، وعندما لم ينجح ذلك، أصبحا شريكين في الإجرام. |
İnsanlar arasında bir bağlantı kurmaya ihtiyacımız var. | TED | نحن بحاجة إلى إنشاء اتصال يربط بين البشر. |
Yani eğer tasarım kafasını mimaride ve mimari yoluyla pozitif, yapıcı ilişkiler kurmaya odaklarsak inanıyorum ki bina inşa etmekten çok daha fazlasını yapabiliriz. | TED | لذلك إذا ركّزنا في جوهر التصميم لإيجاد علاقات إيجابية وقوية في الهندسة المعمارية ومن خلالها، أعتقد أننا نستطيع فعل أكثر من إنشاء أبنية منفردة. |
Çünkü beraber vakit geçirip yeniden bağ kurmaya çalışmak istiyorum. | Open Subtitles | لأنني أحاول قضاء بعض الوقت معاً و نحاول اعادة التواصل |
Yaşayan kimse yoktu, oraya bir üs kurmaya karar verdik bizde. | Open Subtitles | لقد كانت غير مؤهلة, لذا قررنا تأسيس قاعدة هناك |
Emekli olmaya ve aile kurmaya hazırım. | Open Subtitles | أنا مستعده للتقاعد والبدء في تكوين عائله |
En kötüsü de, Bugs Bunny ile büyük bir kavgaya giriyorsun... hayatını onu model alarak kurmaya çalıştığın kişiyle. | Open Subtitles | كل شيئ يصبح سيئ لديك معركة مع بيغز باني أعرف بأنّك تحاول إعادة تشكيل حياتك |
... yeni bir hayat kurmaya çalışıyorlardı, ve siz buna tahammül edemezdiniz, değil mi? | Open Subtitles | محاولين إقامة حياة جديدة وأنت لا تستطيع تحمل هذا ، أليس كذلك؟ |
Seçmenlerle dürüst bir bağ kurmaya başlamalısın. | Open Subtitles | يجب أن تبدأ بتكوين روابط صادقة مع الناخبين |
-Sonra da şu lanet çadırı kurmaya çalıştım. | Open Subtitles | ثمّ كنتُ أحاول نصب تلك الخمية اللعينة |
Bir başka Sierra Leoneli genç kadını yeni planlama ve ekonomik kalkınma bakanlığını kurmaya, yönetmeye davet ettim. | TED | تحديت امرأة شابة أخرى من سيراليون لتأسيس وقيادة وزارة التخطيط والتنمية الاقتصادية. |
Bir cüce derneği futbol kulübü kurmaya karar vermiş. | Open Subtitles | جمعية الاقزام. قررت انشاء نادي لكرة القدم. |
Sonrasında, başka bir gelişimsel dönüm noktası açığa çıkar, ve çocuk cümlelerle iletişim kurmaya başlar. | TED | قريبا سننجز مرحلة تطورية أخرى والأطفال سيبدؤون بالتواصل عن طريق جُمَل |
Sadece sizinle irtibat kurmaya istiyorum, fakat birşey var lütfen, | Open Subtitles | أريد أن أتواصل معك, لكن شىء صغير من فضلك. |
Tezgâhı buraya kurmaya karar verirsen, öğle yemeklerindeki en favori mekânının burası olacağını garanti ederim. | Open Subtitles | إن أسستَ محلاً هنا فأضمن لكَ أن تكون هذه وجهتكَ المفضلة عند الغداء |