Birisi laboratuvarın orada olduğunu biliyordu ve biri de rüşvet almıştı. | Open Subtitles | أحدهم يعرف أن المختبر كان هناك، وأحدهم صرف النظر عن هذا. |
Abartısız, sanal laboratuvarın içinde gerçekten yürüyormuşum gibi hissettiriyor. | TED | أشعر حرفياَ و كأنني أخطو داخل هذا المختبر الإفتراضي. |
Bir şey onu rahatsız ediyor. İki gündür laboratuvarın etrafında dolanıyor. | Open Subtitles | شيء ما يزعجه ، لقد ظل يحوم حول المختبر خلال اليومين الأخيرين |
Pekâlâ, laboratuvarın hızlanmasını istiyorum ve DNA sonuçları 48 saati içinde masamda olsun. | Open Subtitles | حسناً أريد تسريع عمل المعمل أحضري نتيجة الجينات على مكتبي خلال اليومين التاليين |
Bu laboratuvarın bir mühendislik harikası olduğunu söylebilirim. | Open Subtitles | كما قلت إن مختبرك هذا مصمم بشكل هندسي رائع |
laboratuvarın, Norberg'in ceketinde ne bulduğunu merak ediyordum. | Open Subtitles | أردت معرفة ما توصل إليه المختبر بخصوص سترة نوردبرج |
"laboratuvarın nükleer araştırma üssü olmasına karşın radyoaktif materyal yoktu ve kirlilik riski yok. " | Open Subtitles | بالرغم من أن المختبر كان الموقع من بحث الإنشطار النووي لم يكن هناك مادّة مشعّة ولا خطر التلوّث |
Tüm dokuzu. Planların tutulduğu laboratuvarın yerini bulup, eve döneceksiniz. | Open Subtitles | تحدّدون مكان المختبر حيث الخطط تأخذونها وترجعون للبيت. |
Linda, laboratuvarın yetkilisi sen oldun. Her şeyi senin kontrolüne bırakıyorum. | Open Subtitles | أنت مسؤوله عن المختبر أنا تركت الأمر كله لك |
Gazı laboratuvarın içine parmakların arkasındayken nasıl soktuğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف كيف أوصلت ذلك الغاز إلى المختبر بينما كنت خلف القضبان، |
- Hiç iz yoktu. laboratuvarın patlamasının arkasında kim varsa bir şey bulunmasını istememiş. | Open Subtitles | مهما من كان وراء انفجار المختبر لم يرد من احد إيجاد أي شيء |
laboratuvarın cinsel saldırı sonuçları hakkında emailini bekliyorum. | Open Subtitles | أنا فقط انتظر رسالة الكترونية من المختبر عن، اه، نتائج الاعتداء الجنسي. |
Boşa zaman harcıyor olabiliriz ama laboratuvarın incelemesi gerek. | Open Subtitles | قد يكون ذلك مضيعة للوقت ولكن علينا جعل المختبر يفحصها |
Evet, ama bir şey daha var bir şırıngada laboratuvarın test etmediği bir madde varmış. | Open Subtitles | نعم،لكن هنا هذا الأمر إحدى الحقن تحتوى أثر لعقار المختبر لم يستطيع تحديده. |
laboratuvarın tüfekte bulduğu parmak izinin sahibini buldum. | Open Subtitles | المختبر حصل علي نتيجة من رفع البصمات من علي السلاح |
laboratuvarın tam olarak neden 11'de patladığını hiç merak ettiniz mi? | Open Subtitles | لماذا انفجر المعمل فى الحادية عشر بالتحديد ؟ |
laboratuvarın hatalarına ışık tutuğum fikrinde misin? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنني أسلط الضوء على أخطاء هذا المعمل ؟ |
Hafıza kartları ve DDA makineleri dolu laboratuvarın sence buna yeter mi? | Open Subtitles | مختبرك الصغير هذا وبطاقات اللعب وأجهزة فحص الترددات |
Ve laboratuvarın kapılarını açmanın tek yolu üst katta. | Open Subtitles | والطريقة الوحيدة لفتح أبواب المُختبر موجودة في الطابق العلوي |
Demek burası laboratuvarın, öyle mi? | Open Subtitles | هذا هو معملك إذاً , صحيح؟ |
O yüzden bu laboratuvarın güvenliğiyle ilgili endişelerini söyleyince devletin bulgularına güvendiler. | Open Subtitles | لذا حينما ساورهم القلق علي امان معملهم وثقو بنتائج الحكومة |
Abby Campell'in çalışma alanında boğulduğunu ve o çalışma alanının laboratuvarın tek girişine dönük olduğunu farz edersek... | Open Subtitles | والآن بفرض أن " آبي كامبل " خنقت في ورشة عملها , وبما أن تواجه المدخل الوحيد للمختبر |
Bu yüzden, bunun günlük yaşamımızı etkileyip etkilemediğini gözlemlemek için laboratuvarın dışına çıktım | TED | لذا خرجت خارج المخبر لكي أرى ما إذا كان يتحكم بحياتنا العادية. |
Rakip bir laboratuvarın kodunu sabote etmesiyle sonuçlarının sonundaki tüm sıfırlar kesilip atılmış. | TED | مختبر منافس لك قام بتدمير شيفرتك حيث تم حذف جميع الأصفار في نهاية نتائجك |
Senin laboratuvarın istediğin her şeyi koyabileceğin yer. | Open Subtitles | في الادلة الجنائية لكونكيت مختبركِ انت حيث يمكنك توريط اي شخص تريدين |