Üç yıl sonra -- çok uzun süren programlama, diğer öğrencilerle laboratuvarda yapılan çalışmalar -- Kismet insanlarla etkileşime hazırdı. | TED | و هكذا بعد ثلاثة سنوات الكثير من البرمجة العمل مع طلاب اخرين في المختبر كيسميت كان مستعدا للتفاعل مع الناس |
Çarptığını gördünüz mü? Aslında kuyruğunu da kullanıyor. Tıpkı laboratuvarda gördüğümüz gibi. | TED | هل رأيتم الإرتطام؟ إنه يستخدم ذيله كذلك تماما كما رأينا في المختبر |
Benim laboratuvarda aldığım beyaz hap ile sizin aldığınız tamamen aynı şeyler. | Open Subtitles | الحبة البيضاء التي أخذتها في المختبر هي نفس الحبوب التي تتعاطينها تماماً |
Dediğim gibi laboratuvarda numuneleri ısıtmak için bunun gibi bir endüstriyel makinemiz var. | TED | و قد قلت أن لدينا مثل هذه الآلة في المعمل لرفع حرارة العينة |
Bu laboratuvarda takımım ile birlikte üzerinde çalıştığım en önemli şeydir. | TED | و هذا هو الشيء الأساسي الذي أعمل عليه مع فريقي بالمختبر |
Bütün olayı çözüyoruz sonra, davalar kahrolasıca laboratuvarda çürümeye yüz tutuyor. | Open Subtitles | نحصل على كل تقييمات التصريحات الرسمية والقضايا تعلق في المختبر المخيف |
Söylesene, hastanedeki laboratuvarda yüzlerce var, kaç tane gerekiyorsa atar cebe, getiririm. | Open Subtitles | في المختبر في العمل. أنا جاك لكم كل الفئران التي تحتاج إليها. |
Seni tekrar laboratuvarda iyi işler yaparken görmek güzel, baba. | Open Subtitles | أنا سعيد لرؤيتك تعمل بإتقان في المختبر مجدداً يا أبي |
Görüyorum ki konuşacak çok şeyiniz var. Ben laboratuvarda ekipmanları hazırlayacağım. | Open Subtitles | أرى أن لديكم كثيرًا لتناقشوه سأكون في المختبر أجهز كل شيء |
Sırtlarında da bir bilgisayar çipi var ve bu böcekleri laboratuvarda uçurabiliyorlar. | TED | لديها رقاقة كمبيوتر مربوطة في ظهورها، ويمكنهم التحكم في طيران هاته المخلوقات حول المختبر. |
Biz, kalbin bu özelliklerini laboratuvarda hücre kültür sistemlerine yerleştirdiğimiz elektrotlarla simüle ediyoruz. | TED | ننسخ ذلك في المختبر بتجهيز أنظمة استنبات الخلايا بإلكترودات. |
Sol tarafta, sıçan hücrelerini kullanarak laboratuvarda oluşturduğum atmakta olan kalp dokusunun küçük bir parçasını görüyoruz. | TED | على اليسار، نرى قطعة صغيرة من نسيج قلب نابض هندستها من خلايا فأر في المختبر. |
laboratuvarda yaptığımız, dikkatle ilgili çoğu araştırmamız beyin dalgalarını kaydetmeyi içeriyor. | TED | ما نفعله في المختبر هو أن الكثير من الدرسات المتعلقة بالوعي تشمل تسجيلات للموجة الدماغية. |
Bu nedenle laboratuvarda yaptığım şey henüz gelişmekte olan deneysel teknoloji için daha iyi deneyimler tasarlamama yardım edecek sanat yaratmak. | TED | لذلك، قد كنت أخلق في المختبر الفن كطريقة لمساعدتي على تصميم خبرات أفضل لمطلع التكنولوجيا. |
laboratuvarda, dron üzerine çalıştıkları yerde derhal bir güvenlik ekibi gerekli. | Open Subtitles | أريد فريق أمن فى المعمل حيث يعملون على الطائره الأليه الأن |
laboratuvarda nasıl örnekler yaptığımızı size göstermek istiyorum. | TED | سأطلعكُم على لمحة من التجارب التي نجريها في المعمل. |
Son olarak, laboratuvarda çalışırken görüyorsunuz beni, çalıştığımın kanıtı, sadece yaptıklarımı anlatmıyorum. | TED | و أخيرا، هذا أنا داخل المعمل كإثبات أني أشارك في العمل، فأنا لا أتحدث فقط عن ما أفعل. |
Peki, ıı, laboratuvarda, Londra Kütüphanesi'nde ne yapıyordun? | Open Subtitles | حسناً ، ماذا كنت تفعل بالمختبر ومكتبة لندن؟ |
Sonuçları defalarca inceledik, ve başka bir laboratuvarda iki kez kontrol ettirdik. | Open Subtitles | لقد اعدنا الاختبارات عدة مرات وتأكدنا منهم فى معمل آخر. |
Davian'ın çantasındaki planlara göre Hengshan Lu binasının 56. katındaki laboratuvarda. | Open Subtitles | ووفقا للاوراق بحقيبة دافين انه بالمعمل بالدور السادس والخمسين من مبنى شنغهاي لو |
İkinci gün: çok sağlam bir rinovirüs numunemiz oldu, ve laboratuvarda yaptığımız doku kültürü deneyinde elde ettiğimiz virüslere çok benziyor. | TED | اليوم الثاني: لاحظنا أعراض الزكام فهي مشابهة لتلك التي في المخبر الناتجة عن تجربة الخلايا المستنبة |
Ben daha çok arazi adamıyım; üzerimde beyaz önlüğümle laboratuvarda saatlerimi geçirdiğim zaman, panik atak geçirip oradan kaçmaya çalışıyorum. | TED | في حين انني شخص ميداني أُصاب بنوبات هلع اذا امضيت ساعات كثيرة في المُختبر مرتديا الرداء الابيض-- أخرجوني من هنا |
Şehir dışında gizli bir laboratuvarda iki yıl boyunca çalıştı. | Open Subtitles | يعملون سرا لمدة عامين في مختبر مخفي في طرف المدينة |
Makalede, kırmızı üzüm kabuğundan elde edilen kimyasal bir maddenin, üzerlerine damlatıldığında bazı kanser hücrelerinde yaptığı değişiklikten bahsediliyor, bir yerlerde bir laboratuvarda, bir tezgahın üzerindeki test tübünde bu olmuş. | TED | إنه وصف التغيرات في إنزيم واحد عندما تقوم بوضع نقطة منزوعة من قشرة حبة عنب حمراء على بعض خلايا السرطان في وعاء إختبار على إحدى طاولات أحد المختبرات في مكان ما. |
Pekala, laboratuvarda biraz daha anti-serum vardı. | Open Subtitles | حَسناً، عِنْدي الكثير من الدواء في المختبرِ |
Sivrisinekleri biyolojik önlemli bir laboratuvarda üretti. Aynı zamanda ABD'de bulunmayan bir türle çalıştı. Bu durumda kaçsalar bile teker teker ölürlerdi, çiftleşecek eş bulamazlardı. | TED | قام بتربية الباعوض في مختبره البيولوجي واستخدم أيضاً أنواعاً ليست من الولايات المتحدة حتى إذا هرب بعضها، فإنها ستموت، ولن يكون أمامها فرصة للتكاثر. |
- Ben mühendislik okurken laboratuvarda elmas üretimini mümkün kılan bir süreç geliştirdim. | Open Subtitles | عندما كنتُ في الكليّة الهندسيّة، طوّرتُ عمليّة لصنع الألماس في مُختبر. |
Geçen hafta senin laboratuvarda çalışmadığını da öğrenmiş oldum. | Open Subtitles | في الحقيقة، الأسبوع الماضي إكتشفتُ أنَّكِ لا تعملينَ بمعمل. |
Fakat bizim laboratuvarda asıl yapmaya çalıştığımız şey bu hücrelerden gerçek dokular üretebilmektir. | TED | لكن ما نحاول القيام به حقا في مختبري هو هندسة أنسجة انطلاقا منها. |
Korktuğunu biliyorum ama biraz durup düşündüm de bu meth laboratuvarı, ailemizin laboratuvarda meth yapmak için en iyi şansı. | Open Subtitles | , الآن , أعرف بأنك ِ خائفة , لكن متى أنت ِ حقا تتوقفين وتفكرين حول ذلك هذا مختبر المخدرات هو فرصة عائلتنا الأفضل |