O güzel partilere girecek, elinde yarım milyonluk mücevherle ön kapıdan çıkacak, with a half a million in high-end jewelry, ve senin ellerin de temiz kalacaktı. | Open Subtitles | يدخل لهذه الحفلات الخياليّة، ويخرج من الباب الأمامي بنصف مليون من المجوهرات الراقية، بينما يديك نظيفة. |
Her şey birkaç mücevherle ilgiliydi. | Open Subtitles | شيئاً ما بشأن بعض المجوهرات |
Ben de Google'a, Bing'e, Altavista'ya Yahoo'ya, Hotbot'a, Galaxy'ye, Alexa'ya ve Cuil'e baktım ve siyah elmaslar üzerine hiçbir şey çıkmadı tabii eğer mücevherle, kayakla veya dövmelerle ilgilenmiyorsan. | Open Subtitles | أجل لقد بحثت في غوغل و بينغ و ألتافيستا و ياهو و كل محركات البحث ... و لم أجد أي شيئ له علاقة بـ "ألماس الأسود" إلا إن كنت تبحث عن المجوهرات ومعدات التزلج أو الوشم |
Sahte mücevherle mi? | Open Subtitles | -بماذا؟ بتحفة زائفة؟ |
Sahte mücevherle mi? | Open Subtitles | -بماذا؟ بتحفة زائفة؟ |
Araç ana raya bağlanana kadar burada mücevherle kal. | Open Subtitles | ابقى هنا مع الحليه اثناء تحويلهم السياره الى الطريق الرئيسى |
Gobinda mücevherle kalacak. | Open Subtitles | جوبيندا سوف يبقى مع الحليه |
Bence muhtemelen seni bir parça mücevherle kandırmıştır. | Open Subtitles | أظن أنه يقوم بمعاملتك كما لو أنك قطعة مجوهرات |