| Buranın özel mülk olduğunu biliyorum ama resmî görevle geldim. | Open Subtitles | أعلم أن هذا ملكية خاصة ، ولكن هذا عمل رسمي |
| Pekala, ikinci. Toprak bir çeşit mülktür. Kanun tarafından korunan bir mülk. | TED | حسناً .. ثانياً : إن الأرض هي ملكية .. وهي ملكية محمية بواسطة القانون |
| O mülk, en az 10 - 15 milyon dolar eder. | Open Subtitles | هذه الملكية يمكن أن تساوي من عشر الى خمسة عشر مليون |
| Çocukları mülk için birbirlerine dava açtı. | Open Subtitles | أولادة يقاضون بعضهم للحصول علي الممتلكات |
| Bu çok fazla mülk demek fakat elbette, bu gezegenlerin çoğu değersizdir bilirsiniz, Merkür ya da Neptün gibi. | TED | هذا يساوي العديد من العقارات ،و لكن بالطبع معظم هذه الكواكب ستصبح تقريبا بلا قيمة مثل، كوكب عطارد او نيبتون |
| Ne mal mülk, ne hatıralar ne arkadaşlık, ne aşk ne de bir bağ istiyorum. | Open Subtitles | لم أعد أريد أصدقاءً أو ممتلكات أو .. حب، كل هذه تبدو لى كشراك |
| Annemin mülk edinme hakkı olduğunu öğrendim. | TED | لقد علمت أن أمي كان لديها حق إمتلاك عقار. |
| Büyük boş bir alan bulun, üzerinde hiçbir şey olmamasına ve özel mülk olmasına dikkat edin ve arabanızı kullanmasına izin verin. | TED | ابحث عن قطعة ارض خالية كبيرة تأكد من أنها خالية وانها ملكية خاصة واسمح لهم بقيادة سيارتك |
| Sonra da "iyi bir toprak parçası" falan diye bir mülk hakkında konuşmaya başladı. | Open Subtitles | ،وبدأ التحدث عن شراء ملكية ،قطعة من أرض لائقة |
| Ne de olsa orası benim dairem. Özel bir mülk, kamuya ait bir oyun alanı değil | Open Subtitles | مع ذلك، فهي شقتي ملكية خاصة، ليست ساحة لعب عامة |
| Sen kendi işine baksana. Burası özel mülk. | Open Subtitles | اهتم فقط باعمالك التجارية هذه ملكية خاصة |
| Gerçek mülk olarak zaman sınırı olmadan ve bütün yetkileri ile sahibisiniz. | Open Subtitles | ملكية خالصة إلى الأبد، وبكامل الحقوق الملكية المناسبة |
| CIA paravan şirketleri mülk kayıtları CIA"den doğrulattığım paravan şirketlere bağlı. | Open Subtitles | سجلّات الملكية تربط إلى لما أكدته وهو وجهة لوكالة المخابرات المركزية. |
| Toprağın özel mülk olması ve yüksek arazi fiyatları yüzünden, tüm gelişmekte olan ülke şehirleri büyük bir gecekondu soruna sahip. | TED | لأنه بسبب الملكية الخاصة للأراضي، وسعرها الباهظ، كل مدن البلدان النامية لديها مشكل الأحياء العشوائية. |
| Kişisel mülk zararını karşılamıyoruz. Bu yüzden polis arabalarımız var. | Open Subtitles | نحن لانغطي الممتلكات الشخصية لهذا نقود سيارات الشرطة، |
| Sergilerimizden biri Londra'nın interaktif bir haritasıydı, şehirde ölüm için ayrılan ne kadar mülk olduğunu gösteriyordu. | TED | فقد كان أحد عروضنا هو خريطة تفاعلية لمدينة لندن والتي أوضحت كم العقارات في المدينة التي يتم تخصيصها كمدافن. |
| Barbarlık, mülk, yıkım ve şiddet bu akşam bir sürü tutuklanmayla sonuçlandı. | Open Subtitles | تخريب ممتلكات , شغب , ونشر عنف نتيجته تصاعد الاعتقالات الليلة |
| Üniversite kasabasından bir mülk almak, gerçekten kıçını sızlatır. | Open Subtitles | شراء عقار حقيقى فى المدينه الجامعيه شئ يؤلم مؤخرتك |
| Hayır, hepsi beyaz Protestan, mülk sahibi erkeklerdi. | Open Subtitles | ،كانوا جميعهم بيض، بروتستانت وذكور أصحاب أملاك |
| 5.5 milyon Chicago'daki mülk. | Open Subtitles | ـ عقارات بقيمة 5.5 مليوناً في ـ شيكاغو ـ |
| Bu mülk başkalarına değil de oğluma miras kalacak dul eşim ve diğer çocuklarım da geçimlerini sağlamış olacaklardı. | Open Subtitles | كان للابن بان يرث العقار. ولن نخسر اي جزء منه. وكان له ان يوفر كل شي لارملتي وبقية اطفالي. |
| Çevrede kâr edecek bir şey olmadan kim mülk alır ki? | Open Subtitles | من يشتري ملكيه من دون أخذ صوره عن المحيط الذي يحيطها؟ |
| Burası özel mülk. Gelmenizi isteyen olmadı. | Open Subtitles | هذه ملكيّة خاصّة لم يطلب منكم أحد القدوم إلى هنا |
| Adamın dediğine göre, o hayvan mülk sınırının arka tarafıyla yangın yolunun arasına asılıymış. | Open Subtitles | قال الرجل أن الحيوان كان موجود بين آخر حدود ممتلكاته والطريق السريع |
| Bilmelisiniz ki bu köyde bu büyüklükteki bir mülk çok pahalıya patlar. | Open Subtitles | عليك أن تدرك أن مُلكية بهذا الحجم في هذه القرية، ستكون غالية للغاية. |
| Online açık arttırmalarda mülk satılmıyor olması çok yazık. | Open Subtitles | للأسف أنهم لا يبيعون الملكيات على مزادات الانترنت |
| İyi ki, mal mülk heveslisi değilim. | Open Subtitles | لحسن الحظ ، لستُ معتمده على الأملاك المادية. |