Genlerimizde Müslüman veya Meksikalılardan nefret etmeye dair hiçbir şey yok. | TED | لا يوجد شيء في حمضنا النووي يجعلنا نكره المسلمين أو الكمسيكيين. |
Şu anda bize saldırmak üzere olan bu büyük Müslüman ordusunda ise şehri kaybettikleri dönemde, doğmuş olan yok! | Open Subtitles | ليس بيننا من إستولى على هذه المدينة من المسلمين ما من مسلم من الجيش الرهيب الذى يزحف بإتجاهنا الاّن |
Beni bir Müslüman olarak yarattı başka bir şekilde olmayı seçemem. | Open Subtitles | قد خلقنى فى المجتمع المسلم و لا أستطيع إختيار طريق أخر |
Ve sen de Müslüman değilsin herhalde, sanırım dinin bu değil. | Open Subtitles | يربطونها اليهم وانت من المحتمل لست مسلماً ربما تلك ليست ديانتك |
Resimlerini çekerek insanların ruhunu çalan bir Müslüman hurafesi olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | أفكّر بشأن الخرافة الإسلامية الذي لتصوير شخص ما أن يسرق روحهم. |
Müslüman topluluklarla çalışıp politik eylemlere karışan herkesin dosyasını istiyorum. | Open Subtitles | ثم أريدك أن تستخرجي ملفات جميع الناشطين في المجتمع الإسلامي |
Bir Müslüman'ımız var. Başka vardiyada gelmiş. | Open Subtitles | .نعم لدينا مسلما ً من المحتمل أخذته فرقة الإغائة |
Müslüman bir kız asla yükselemez ve başkanlık talep edemez. | Open Subtitles | ولايمكن لفتاة مسلمة أبدا أن ترتقي وتطالب بأن تكون الرئيس |
Ve Hindu zalimler, kendi Müslüman kadın ve çocuklarımızı katlettiler. | Open Subtitles | او الهندوس المتعصبين في الهند يقتلون أطفال و نساء المسلمين |
Bugün bu kadar Müslüman'ı kenara çekmek nasıl mümkün olabilir? | Open Subtitles | كيف أمكننا أن نوقِف هذا العدد الكبير من المسلمين اليوم؟ |
Avrupa'nın Müslüman İmparatorları hakkında hepimizin bilmesi gerekenleri ele almaya çalışacağım. | Open Subtitles | سأحاول الإمساك بكل ما نريد معرفته اليوم عن أباطرة أوروبا المسلمين |
Ve biz Kuveyt'te devlet okullarında görev yapacak ilk Müslüman olmayan öğretmenlerdik. | TED | وقد كنا أوائل غير المسلمين يقومون بالتدريس في مدارس الكويت |
Kuzey Nijerya'da, politik liderler ve geleneksel Müslüman liderler, lojistik ve halk güvenliği ile ilgili sorunları çözmeye yardım etmek için programa doğrudan dahil oldular. | TED | في شمال نيجيريا، السياسيون ، و شيوخ الدين المسلمين ، اصبحوا جزءا فعالا في البرنامج لكي يساعدونا على حل المشاكل اللوجستية و كسب ثقة المجتمع. |
Senin de kadın vücuduna saygı göstermen gerekiyor, Müslüman çocuk. | Open Subtitles | وانت من المفترض ان تحترم جسد المراة، ايها الولد المسلم |
Müslüman çocuk bile insanları Müslüman yapmak için uğraşılmaması gerektiğini düşünüyor. | Open Subtitles | حتّى هذا الفتى المسلم يعتقد أنّه ليس على الناس اعتناق المسلميّة |
ve cihadın da bu anlama gelmesi gerektiğini düşündük. Ancak bu durumda olanlar sadece bizler değildik. Müslüman Dünyası'nda bile onun cihad anlayışı kabul görmeye başladı. | TED | و لكن ليس فقط نحن، حتى في العالم المسلم تعريفه للجهاد بدأ يلقى قبولاً |
Sen de bir Müslüman isen, ben de kahrolası bir Papa olmalıyım. | Open Subtitles | و إذا كنت أنت مسلماً ، لابد أن أكون أنا بابا الفاتيكان |
Ve adamın bir Müslüman hayır kurumu ağı aracılığıyla para taşıdığını biliyoruz. | Open Subtitles | ونعلم أن ذاك الرجل ينقل أموالًا من خلال شبكة الجمعيات الخيرية الإسلامية |
Yani İslamofobiya sandığım gibi, sadece Müslüman terörismine doğal bir tepki değil. | TED | إذًا فالإسلاموفوبيا ليست استجابة طبيعية للإرهاب الإسلامي كما كنت أتوقع. |
Müslüman olmak ve İslam ulusuna katılmak istiyorsun. | Open Subtitles | و تريد أن تصبح مسلما ً ؟ و تنضم لمنظمة أمة الإسلام ؟ |
O Pakistanlı, Müslüman bir kız. Beyaz bir erkekle evlenemez. | Open Subtitles | أنها فتاة باكستانية مسلمة لا يمكنها الزواج من أجنبي أبيض |
Gazze, Arap dünyası içinde Müslüman ve Hıristiyanların kardeşçe yaşadığı tek yer. | TED | وغزة هي المكان الوحيد في العالم العربي حيث يعيش المسلمون والمسيحيون في جو أخوة متين. |
Bunun tersine Müslüman ve Hıristiyan olan ülkelerde bu dinlerin çoğunluk nüfus tarafından kabul edildiğini görüyoruz. | TED | بينما مع الإسلام والمسيحية كدين أغلبية، يمكنكم مشاهدة بلدان على طول الطريق. |
Müslüman olmayan bir demokraside yaşıyorsak ne olacak? | Open Subtitles | ماذا وإن كنا نعيش تحت ظل الديموقراطية الغير إسلامية |
Okullara gidiyorum. Genç, Müslüman kızlarla konuşuyorum. Onlar da genç yaşta kendi isteklerinin dışında evlendirilmeye karşılar. | TED | انا اذهب الى المدارس لاتكلم مع الفتيات المسلمات الصغيرات حتى لا يقبلو بأن يزوّجو ضد رغبتهم في سن صغيرة |
Sidney'de genç Müslüman bir adam akıl hocasının yardımıyla Bankstown'da bir şair atışması başlattı ve şimdi büyük bir olaya dönüştü. | TED | شاب مسلم في سيدني انتهى به المطاف باستعمال مساعدة معلمه من بدء مجموعة شعرية للصلام في بانكستاون وهي كبيرة جدا الآن. |
Öğrenmek isterseniz, kendinize Müslüman bir rehber tutun. | Open Subtitles | لتعرفوا بذلك ، استأجروا مرشد إسلامي سيكون هذا مضحك جداً |
Şimdiyse, Müslüman kadınlara yönelik bir İngilizce dil dergisinde çalışıyorum. | Open Subtitles | الآن أعمل في مجلة باللغة الإنجليزية انها مجلة للمرأة المسلمة |
Ve ben Müslüman'ım ve Allah, kuşkusuz olan olayları görmezden gelmeme izin vermiyor. | Open Subtitles | و أنا مُسلِم و اللهُ لا يسمحُ لي أن أبتلعَ بعضَ الأشياء |