Daha çok organizatör. Bu mekanı en kısa sürede doldurabilirim. | Open Subtitles | فنان أكثر من ذلك , لكن بإمكاني ملئ هذا المكان |
Ve göz açıp kapayıncaya kadar, ADM alaşağı ettik, mekanı bastık. | Open Subtitles | وقبل ان نعرف كنا نضرب أ.د.م ونغير على المكان وننهي الأمر |
Bizim için kesindi ki mekanı düzenleyip işletmek amansız bir mücadele olacaktı. | Open Subtitles | لقد كان واضحاً لدينا انه يجب علينا اذا اردنا تشغيل هذا المكان |
Buradan defolup gidin, ve ben de mekanı sizin suratınızla dekore etmeyeyim. | Open Subtitles | إذا خرجتم جميعكم من هنا، فلن أعيد تزيين هذا المكان بأشلاء وجهك. |
mekanı basıp binlerce silah ele geçirip ekibinden birkaç kişiyi tutukladık. | Open Subtitles | هاجمنا المكان, وقبضنا على نحو آلاف الأسلحة, واعتقلنا بعض من طاقمه. |
Güvenlik sistemini mi haritalandırmak yoksa mekanı soymak mı istiyorsun? | Open Subtitles | هل تطلع الى معرفة النظام الأمني او سرقة المكان ؟ |
mekanı basıp binlerce silah ele geçirip ekibinden birkaç kişiyi tutukladık. | Open Subtitles | هاجمنا المكان, وقبضنا على نحو آلاف الأسلحة, واعتقلنا بعض من طاقمه. |
Tüm mekanı yürüyerek geçtin. Ne, nerede tam olarak biliyorsun. | Open Subtitles | لقد مشيت عبر المكان بأكمله وتعرف أين كل شيء بالضبط |
Tüm mekanı yürüyerek geçtin. Ne, nerede tam olarak biliyorsun. | Open Subtitles | لقد مشيت عبر المكان بأكمله وتعرف أين كل شيء بالضبط |
Üç hafta boyunca mekanı gözledik, bir kez bile kullanılmadı. | Open Subtitles | لقد راقبنا المكان لمدة ثلاث اسابيع لم تستخدم لمرة واحدة |
Bilmiyorum. Demek istediğim, bu mekanı biliyorum fakat daha önce hiç gelmedim. | Open Subtitles | لا أعلم، أعني أنني أعرف هذا المكان لكنني لم أتواجد هنا قط |
Bu da bir anda mekanı ulaşılabilir hale getirme yönünden bir fark yaratır. | TED | وفجأة تحدث فرقاً بالنسبة لجعل المكان يمكن الوصول إليه. |
O anda, zamanı ve mekanı aşıyoruz. | TED | في هذة اللحظة نحن نعبر المكان و الزمان معا |
mekanı "Joseph, James Robinson'dur." yazılı tişörtler giyen bir sürü insanla doldurmuştuk. | TED | فقد ملأنا المكان بعملاء يلبسون قمصان كتب عليها "جيمس روبنسون هو يوسف!" |
Bu benim için bir iş teklifinden başka bir şey değil, ve ben bu mekanı o para elimde oluncaya kadar terk etmeyeceğim. | Open Subtitles | أنها مسألة عمل بالنسبة لي وأنا لن أغادر هذا المكان حتى أتلقى هذا ذاك المال في يدي |
Oh, gelmek için yanlış mekanı seçtin, bayım. | Open Subtitles | أوه ، لقد اخترت المكان الخطأ لتأتي إليه يا سيد |
Patronlar beni o yüzden göndermişti. mekanı başka birileri soymasın diye. | Open Subtitles | بالنسبة لي ,فإن الرؤساء أرسلوني لهذا الغرض,أرادوا أن يضمنوا ألا يسرق غيرهم المكان |
Sadece buranın da bir çete mekanı olmasını istemiyoruz. | Open Subtitles | و لكننا فقط لا نريد أن يكون هذا المكان كاستراحة أخرى للمافيا كالفسيفيو القديم |
ve tüm mantığım dedi ki bu mekanı bir daha asla göremeyeceğim. | Open Subtitles | وكنت اظن انني لن ارى هذا المكان ثاني مرة |
mekanı kapatmadık, çünkü hepsini yakalamak istiyoruz. | Open Subtitles | لم نغلق المكان لغاية لأننا نريد أن نقبض عليهم جميعا |
Orası keş mekanı. Gitmelerini istiyoruz. | Open Subtitles | إنّه وكر للمخدرات , نحن نزيد زواله |
Mekânı cennet olsun. | Open Subtitles | الرب يُقدس روحها. |
Zamanı ve Mekânı seçeceğim ve hayatımın aşkıyla olacak. | Open Subtitles | سأختارُ الوقتَ والمكان وسيكُون مع شريكِ حياتِي |
Bak sen şuna! Mekânı gıcır gıcır yapmışsın. | Open Subtitles | لا أصدق هذا لقد جعلت منه مكانا رائعا |
Mekânı temelli kapattığımızdan para lazım olacak. | Open Subtitles | محلُ المداعبة تمّ إغلاقه، لذا نحنُ بحاجه للمال |
Bu Patrick Meighan'ın şekil Mekânı varmış he. | Open Subtitles | يبدو أن (باتريك ميغن) شخص رفيع المستوى |