Ben, ben söylemek isterim ki eğer bizlerden birinin ifade vermesi gerekirse aileye yardımı dokunacak her şeyi yapmaktan büyük memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | أدرت أن أقول أنه إذا طلب أحد منا للشهادة سأكون سعيداً بفعل أى شئ لمساعدة العائلة |
Dosyanıza tavsiye mektubu koymaktan memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | حسناً، سأكونُ سعيداً بوضعِ رسالة تزكية في ملفِك |
Sadece bir tane, büyük stres ya da memnuniyet anlarında. | Open Subtitles | اسمح لنفسي بتدخين واحدة فقط في أوقات الاجهاد أو الرضا. |
Eminim mutlu olurlar efendim, ve ben de büyük bir memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | أنا واثقة أنهم سيكونون سعيدين بالاستغناء عنيّ وسأكون في غاية السرور بحضوري |
Bu anlaşmayı başarıyla... sonuca bağlamaktan memnuniyet... duymaktayız. | Open Subtitles | نيابة عن الامبراطور نحن مسرورون لنجاح هذة المفاوضات |
Tavsiyenize uyduğumu söylersem memnuniyet duyarsınız sanırım. | Open Subtitles | ستكون سعيدًا إذا علمتَ بأنّي أخذت نصيحتك |
Nalını değiştirmezseniz, atınız sakat kalır. Sizin için bunu yapmaktan memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | لو لمّ أعيد حدو عقبه ،سيصبح أعرجاً يُسعدني أنّ أتولي مداواته عنكِ. |
Okuduğunuzu görseydim itiraf etmekten memnuniyet duyardım. | Open Subtitles | لو كنت رأيتك تقرئين هذا كنت سأصبح سعيداً لهذا |
Çoğu zaman, beni meşgul olarak bulacaksın Gary, Eğer soru sormak istersen çalışanlarımdan herhangi biri yardım etmekten memnuniyet duyacaktır. | Open Subtitles | سوف تجد ان وقتي مشغول للغايه اذا كانت لديك اسئله اي من موظفي سيكون سعيداً لمساعدتك |
İsteniyor olmak besbelli memnuniyet verici onun için, ...ve açık ki, tüm mutluluğu Camden Place ile sıkı fıkı olmak. | Open Subtitles | فقد كا سعيداً بطلبي وبنى كامل سعادته على علاقته الطيبة في كامدن |
Bak, daha iyi bir fikrin varsa duymaktan büyük bir memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | استمع، لو كان لديك فكرة أفضل سأكون سعيداً بمعرفتها لدي فكرة أفضل لدينا فرصة الآن |
- Yapacak çok işim var ama bir birimi, dosyalarınızı kopyalamak için buraya yığmaktan memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | لدى وظيفة للقيام، ولكن سأكون سعيداً لبدء بإرسال فريق إلى نسخ كافة الملفات الخاصة بك. |
CA: Seth, bizler her ay çalıştığımız yerlerde bilirsin birşeyler üretiyoruz ve bundan dolayı da bir tür memnuniyet duyuyoruz. | TED | كريس: سيث, معظمنا يعملون في مجالات نحصل فيها على نتائج شهرية فنشعر ببعض الرضا. |
Espri anlayışınızı koruyor olmanız memnuniyet verici. | Open Subtitles | أيها السادة , انه شيء يبعث على الرضا أن أراكم و أنتم ما زلتم تتحلون بروح الفكاهة |
Birçoğunuzu burada görmek memnuniyet verici. | Open Subtitles | إنه لمن دواعي السرور أن ارى الكثير منكم هنا. |
Aslında memnuniyet tam olarak karşılamaz bunu. | Open Subtitles | في الحقبه السرور لا يغطي بالكامل |
Mösyö Marillac, Kral Francis'ten getirmiş olduğunuz itimatnameleri kabul etmekten memnuniyet duyarız. | Open Subtitles | سيد ماريلاك , نحن مسرورون بقبول أوراق اعتمادك |
Kardeşlerim ve ben sizinle gelmekten memnuniyet duyarız. | Open Subtitles | إخوتى وأنا سنكون مسرورون أن نأتى معكم |
Lafınızı kestiğim için bağışlayın fakat karşı tarafın avukatıyla konuştum ve uzun lafın kısası, sizi temsil etmekten memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | إعذرني لكوني فظًّا ولكن لقد تحدّثت مع المُحامي المُعارض، وخُلاصة القول هي، أنّني سأكون سعيدًا لأُمثّلكم. |
Ailemizde olup biten her şeyden sizi haberdar etme ilkemiz gereği yürekli bir çiftimizin daha sponsor bulduğunu açıklamaktan memnuniyet duyuyorum. 67 numara! | Open Subtitles | الآن، وكما عودناكم أن نُطلعكم كل شيء يحدث.. في أسرتنا الصغيرة، يُسعدني أن أخبركم بانضمام راعي جديد.. |
Vardığı zaman, Sezar bunu size bizzat söylemekten memnuniyet duyacaktır. | Open Subtitles | . أنا متأكد أنه عندما يصل "قيصر" سيسعد بأخبارك |
Ayrıca bunu duyurmaktan memnuniyet duyuyoruz. Kazanan bir daha öğretmenlik yapmayacak kadar büyük bir para ödülüne sahip olacak. Yüce Tanrım! | Open Subtitles | يسرنا أيضا أن نعلن أن فائزينا سوف يتلقون مبلغا كبيرا من المال بحيث لن يظلوا مضطرين للتدريس مرة ثانية! |
Bilgi vermekten memnuniyet duyarim ki Maldiveler - hevesle gelişimizi bekliyor. - Mmm. | Open Subtitles | يسرّني أن أبلغكِ أنّ جزر المالديف تنتظر بشغف وصولنا |