mikroplar Jüpiter'in uydusu Europa üzerinde gelişiyor olabilir ve sıvı haldeki okyanus belki de buzlu kabuğun altında uzanıyordur. | TED | ويمكن أن تزدهر الجراثيم في قمر المشتري يوروبا، إذ ربّما تقع محيطات من الماء السائل تحت قشرة جليديّة. |
Her neyse, mikroplar çok hücreli hayat oluştururken birbirlerine bağlandı. | TED | على أي حال، اتحدت الجراثيم بعضها البعض، لتخلق حياة متعددة الخلايا. |
İğrenç mikroplar yıllardır bu duvarlarda cirit atıyor... | Open Subtitles | بعض الجراثيم الخطيرة علقت بين هذه الجدران لقرون. |
Bu rengarenk toplar da şu anda bu salonda, aramızda yüzen mikroplar. | TED | وهذه الدوائر الملونة هي الميكروبات والتي تسبح في الهواء من حولنا .. في هذه الغرفة الآن .. حولنا جميعاً |
Oksijen azalabilir, daha fazla patojen ve bazı mikroplar tarafından üretilen toksinler olabilir. | TED | قد يكون هناك أكسجين أقل، قد يكون هناك المزيد من مسببات الأمراض وقد يكون هناك سموم تُنتجها بعض هذه الميكروبات. |
Küf gibi, mikroplar ve çeşitli parazit unsurlar neden olur. | Open Subtitles | مثل التعفن طبقا ل جراثيم التعفن و مختلف عوامل الطفيليات |
Binalar pencerelerden ve mekanik havalandırma sistemlerinden içeri sızıp havada üreyen mikroplar tarafından doludurlar | TED | المباني محتلة من طرف ميكروبات تنتقل جوا تدخل عن طريق النوافذ وعن طريق أنظمة التهوية الميكانيكية. |
Gizli mikroplar kuytu yerlerinde... gezinip dolaşıyorlar mı? | Open Subtitles | هل تتخذ الجراثيم الأماكن المظلمة مخبأ لها .. |
mikroplar, bize dezenfektan ve sabun satmak için bir komplodur." | Open Subtitles | الجراثيم من وحى خيالاتهم لكى تقوم بشراء الصابون والمنظفات |
mikroplar, bize dezenfektan ve sabun satmak için bir komplodur." | Open Subtitles | ماذا عن الجراثيم قال لي : انه لا يصدق ذلك الجراثيم من وحى خيالاتهم لكى تقوم بشراء الصابون والمنظفات |
Bence üzerine sinen mikroplar ölmüştür. | Open Subtitles | أنا واثق أن الجراثيم التي سقطت عليها قد أزيلت. |
Soguktan degil, mikroplar yuzunden hastalanirsin. | Open Subtitles | إنك لا تصاب بالمرض في البرد .. تصاب به بواسطة الجراثيم |
Gönüllüler arıyorum. Büyük bir işe girmek isteyen mikroplar... | Open Subtitles | أنا أبحث عن بعض المتطوعين بعض الجراثيم التي تريد أن تمرح قليلاً |
Bu mikroplar aslında obeziteye mi sebep oluyor, yoksa obezite mikroplarda değişime mi neden oluyor? | TED | هل تسبب هذه الميكروبات البدانة، أم أن البدانة تسبب تغير المكيروبات؟ |
Ama bağırsaklarımızda önemli olan tek şey mikroplar değildir. | TED | ولكن ليست فقط الميكروبات في امعائنا ما يعتبر مهما. |
Yani evet, mikroplar konuşuyor ve biz de dinliyoruz ve bize konuşuyorlar, oradaki büyük ağabeylerine karşı her seferinde bir gezegeni ve bir Ay'ı ele alalım. | TED | نعم، الميكروبات تتكلم ونحن نستمع، وهي تأخذنا، إلى كوكب في كل مرة وإلى قمر في كل مرة، نحو أخوتها الكبار هناك في الخارج. |
Örneğin mikroplar, skalada, yüksek kalite balık unu için harika alternatifler olabilir. | TED | الميكروبات مثلاً يمكن أن تكون بديلاً عالي الجودة كوجبة للأسماك على نظاق واسع. |
Bu mikroplar hemen doğumdan sonra bizimle. | TED | هذه الميكروبات تصاحبنا منذ ما بعد الولادة بقليل. |
Son 30 yılda son derece farklı çevrelerde yaşayan mikroplar keşfettik. | TED | فخلال الثلاثين عامًا الأخيرة، اكتشفنا جراثيم تعيش في جميع أشكال المناخ القاسية. |
Callie'nin kuru temizleme formülü yıkadığı giysiler arasına minik mikroplar bırakıyor. | Open Subtitles | تركيبة كالي الخاصة بالتنظيف تحتوي على جراثيم صغيرة جدا تستمر بالتنظيف خلال عملية التنظيف |
Üzerlerinde cildimiz, ağzımız ve tükrüğümüzle yakından alakalı mikroplar taşıyorlar. | TED | توجد فيه ميكروبات تربط عادة بجلدنا وبفمنا، لعابنا. |
mikroplar falan umrumuzda değil, çünkü zaten dili ağzımın içinde oluyor. | Open Subtitles | لا نأبه للجراثيم ، لأنهـا وضعت لسـانهـا في فمي |
Örneğin, mikroplar. | Open Subtitles | لنأخذ جيرمز على سبيل المثال |
T-4 geni taşıyan DNA'ların ilişkilendirildiği mikroplar. | Open Subtitles | ميكروب معدل جينياً يحمل المجموعة الوراثية تي-4 |
İster inanın ister inanmayın, doğada yakıt üreten mikroplar var. | TED | هناك مايكروبات تصنع الجازولين ، صدق أو لا تصدق |
Onun genomunuzdan farkı, canlı, yaşayan bir şey olmasıdır ve şu an diyet ve canlı mikroplar kullanarak mikrobiyomunuzu nasıl düzeltebileceğimizi anlamaya doğru büyük kapsamlı araştırmalar yapılmaktadır. | TED | على عكس الجينوم الخاص بكم، إنها أشياء حيَّة، وهناك طيف واسع من الأبحاث التي تجرى الآن لفهم أفضل لكيفية استعادة نبائتنا الميكروبية عندما تسوء الأمور، باستخدام الحميات الغذائية، والميكروبات الحية. |
Hayır, yemek böcekleri çeker ve böceklerde de mikroplar vardır. | Open Subtitles | لا ، الطعام يجذب الحشرات والحشرات مليئة بالجراثيم |