ويكيبيديا

    "nadir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • نادر
        
    • نادرة
        
    • النادرة
        
    • النادر
        
    • أندر
        
    • نادراً
        
    • نادره
        
    • نادرا
        
    • القليلة
        
    • ندرة
        
    • النادره
        
    • الندرة
        
    • اندر
        
    • ونادرة
        
    • ندير
        
    Belki farkında değilsiniz ama şu anda oldukça nadir bir şeye bakıyorsunuz. TED من المحتمل أنك لا تدرك أنك الآن تنظر إلى شيء نادر نسبياً.
    Gana'daki küçük bir göçebe kabile tarafından üretilmiş nadir bir sembol. Open Subtitles انه شعار نادر الوجود للخصوبة من قبيلة رحالة وصغيرة في غانا
    nadir ama çarpıcı durumlarda, bir kişi tarafından söylenen tek bir yalan bu bal peteğinde gerçek sorunlara yol açabilir. TED في حادثة نادرة ولكنها ضاربة، كذبة واحدة تُقال من كيان واحد فقط في خلية النحل هذه قد تقود لمشكلة حقيقية.
    Kafa büyümesine yol açtığı biliniyor ama nadir bir kaç vakada görüldü. Open Subtitles كان معروفاً عنه أنه يؤدي إلى حالة تضخّم، ولكن في حالات نادرة.
    Ve bu nadir vakalarda hukuki yaptırımlar uygulanacak olsa bile, mağdurların ceza davası sonuçlanana kadar hiçbir hakları yok. TED وحتى في تلك الحالات النادرة التي تختار فيها السلطات التدخل، لا يتمتع الضحايا بأي حق خلال الإجراءات الجزائية المترتبة.
    İnsanların çömezliği bu kadar iyi taşıyabildiğini çok nadir görürüm. Open Subtitles من النادر أن أرى أشخاصًا يقضون سنتهم الأولى بشكل جيد
    Dünyanın en nadir amfibik (kara-su) hayvanlarından bazıları bu camın ardında. Open Subtitles بعض من أندر الحيوانات البرمائية في العالم في الداخل أن مقطورة.
    Testlerin sizde kan zehirlenmesinin nadir bir türü olduğunu gösteriyor. Open Subtitles بلدي التجارب تشير لديك نموذج نادر من تسمم في الدم.
    Sizde teratoma denen bir şey var. Yetişkinlerde çok nadir rastlanır. Open Subtitles أنت تعاني بما يسمى المرض المسخي وهو نادر جداً في البالغين
    Yani, bebeklerdeki yapışıklığı ayırma işlemi bile nadir görülür. Ama yetişkinlerdeki yapışıklık... Open Subtitles أقصد , فصل توأم متصل صغار شئ نادر ماذا عن بالغين متصلين؟
    Bay Rayborn çok nadir bir kanser türünden dolayı tedavi görüyordu. Open Subtitles كان السيد ريبورن يتعالج من من نوع نادر جدا من السرطان
    Bazı nadir durumlarda da, aşırı zindelik, uyku hali, hafif halüsinasyonlar. Open Subtitles و هناك حالة نادرة جداً و هي فرط النشاط أحلام اليقظة
    Fakat söylemeliyim ki... nadir derecede bir bedensel çekiciliğe sahipsin. Open Subtitles ولكن يجب ان اقول انك تملك درجة نادرة من الوجودية
    - Nasıl olduğunu bile anlayamadım. - nadir görülen bir durum. Open Subtitles اللعنة لم أعتقد أن هذا ممكن حصوله إنها حالة نادرة جدا
    Adam 30 yıldır nadir bulunan çiçek işindeydi. Herhalde hala ilgisini koruyordur. Open Subtitles الرجل عمل بالزهور النادرة مدة 30 عاماً ،أعتقد أنها لم تفارق اهتمامه
    Bu, her şeyin ters gittiği o nadir anlardan biri Chuck. Open Subtitles هذه إحدى اللحظات النادرة عندما تكون الأشياء غير شرعية , تشاك
    Hadi, bakalım bu nadir orkide için közlerin üzerinde kimler yürüyebilecek. Open Subtitles لنرى من يستطيع السير على النار حتى زهرة الأوركيد النادرة تلك
    Liv, yemek yiyorum ve o ödüyor. Bunun çok nadir olduğunu biliyor musun? Open Subtitles لف، أنا آكل، وهو من سيدفع أتعرفين كم من النادر أن يحدث هذا؟
    Birinin denemesi çok nadir Our Lady'yi kendi başlarına topla. Open Subtitles من النادر جدا لشخص محاولة استدعاء سيدتنا من تلقاء نفسه
    Kabul ediyorum,... Smallville'de yetiştiğin çiftlikte gördüklerinden daha nadir... Open Subtitles و لكن أندر من هؤلاء الذين تعرفهم من القرية
    Belki başlangıç için bir araştırma sonunda çok nadir olarak başarıya ulaşır. Open Subtitles ربما يكون البحث عن البداية نادراً على هذا القدر من السهولة لينتهي
    Yeryüzünde son derece nadir bulunan, ama... karanlik bir yönün de var. Open Subtitles انها حالة نادره على وجه الأرض، ولكن.. هناك شيء مظلم جداً بشأنك.
    Simdi, nadir eserlerle dolu kutuphanemizi gezmeniz icin kisa bir ara veriyoruz. Open Subtitles كنوز مكتبتنا النادرة أتعرف ما الذي يعتبر كتابا نادرا في مكتبة مدرستي؟
    Bu yine ilham verici, yani, benim orada oldugum nadir zamanlarda, TED انه مكان ذاتي الإلهام، أعني المرات القليلة التي أقضيها هناك
    Mor ise en nadir olan renkti, benim için altın gibiydi. TED الأرجواني في الحقيقة هو اللون الأكثر ندرة وكأنه ذهب بالنسبة لي
    Anavatanı Kolombiya Nehri Deltası olan kuvvetli ve nispeten nadir türlerdendir. Open Subtitles إنها قوية الفعالية ومن الأنواع النادره وتعود إلى نهر ديلتا الكولومبى
    Çünkü aday çok nadir bir genetik mutasyona sahip olmalı. Open Subtitles لأن المرشح يجب أن يكون لديه طفرة جينية فائقة الندرة
    Gördün mü, şu an, tamamen dürüst olma şansına sahip olduğun.... ...nadir anlardan biri. Open Subtitles اتفهم ؟ هذه من اندر اللحظات حيث ستنال فرصه اخري لتكون صادق
    İnanılmaz derecede nadir bir yetenektir ve bu yetenek sadece ben ve diğer üç tezgahtarda var. Open Subtitles إنها قدرة نفسية قوية ونادرة ، لا يستعملها أحد سواي وثلاث موظفون آخرون في هذا المتجر
    Abed nadir, ben Özel Ajan Robin Vohlers. Open Subtitles (عابد ندير) (أنا العميله الخاصه (روبن فولرز

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد