Hepimiz olduğumuzdan daha genç hissederiz. Çünkü ruh asla yaşlanmaz. | TED | نشعر جميعًا بأننا أصغر من عُمرنا الحقيقي؛ لأن الروح لا تكبر أبدًا. |
Görüyor musun, Aynı yerde olduğumuzdan emin olmak istedim | Open Subtitles | ذلك ما أنا كُنْتُ أَعتقدُ. لكن أردتُ التَأْكيد بأننا كُنّا على نفس الصفحةِ. |
Kıskanıyoruz, kötü insanlar olduğumuzdan değil, ama içimizde kilitlenmiş bir sanatçı olduğundan. | TED | نغار، ليس لأننا أشرار، لكن لأننا نملك فنانون صغار محبسوين داخلنا. |
O zamana kadar hiç ayrılmamış olduğumuzdan, ve hep beraber olacağımızı düşündüğümden, annem gittiğinde ona sarılmadım bile. | TED | و لأننا لم ننفصل أبداً و اعتقدت أننا ستبقى معاً للأبد لم أقم حتى بضمها عندما رحلت. |
Biz insanlar, aslında görsel hayvanlar olduğumuzdan bunu tahmin bile edemeyiz. | TED | وهذا غير متوقع أبدًا، لأننا نحن البشر، نميل إلى كوننا حيوانات جد بصرية. |
Ve bunlar birbirimizi daha önce olduğumuzdan çok daha büyük çok daha hızlı birşeye evrimleşebilen bir şeye bağlıyor. | TED | وكلها تربطنا معا إلى شيء أكبر بكثير وأسرع بكثير وقابل للتطور أكثر مما كنا عليه سابقا. |
Ama birleşimde olduğumuzdan sana masraf almayacağım. | Open Subtitles | لكن بما أننا في التعاونية فالخدمة مجانية |
Şey, bizim herhangi bir grupta olduğumuzdan emin değilim. | Open Subtitles | حسن، تعلمين، لست متأكدة بأننا كنا ننتمي لأي مجموعة في الحقيقة |
Eh, bugün fizikçiler, sahip olduğumuzdan eminler ve Herşeyin Teorisini arayış macerasına | Open Subtitles | حسناً الفيزيائيون اليوم واثقون بأننا جاهزين ونحن فى تقدُّم |
Hepimiz aslında olduğumuzdan farklı kişiler olduğumuzu söyleriz. | Open Subtitles | جميعنا يقول بأننا شيء ما يختلف عما نحن عليه |
İnsanlar hala burada olduğumuzdan şüphelenirlerse bizi yok ederler. | Open Subtitles | اذا اشتبه الرجل بأننا ما زلنا هنا، سوف يقوم بإبادتنا. |
Burada güvende olduğumuzdan emin olmak için dışarı gidip bir göz atacağım. Kimsenin karışmasını istemeyiz. | Open Subtitles | سأذهب وألقي نظرة على المكان لأتأكد بأننا بأمان هنا, لا أريد لأي شخص أن يأتي |
Anesteziden önceki yıllarda olduğumuzdan dolayı, hastanın acı çekmesi, gerçekten ameliyatın kendisi kadar halka açık bir gösterinin bir parçasıydı. | TED | لأننا كنا في زمن ماقبل التخدير ألَمُ المريض المُبرّح كان يشبه تماما الحفلات العامّة كما الجراحة نفسها |
Biz Amerikalılar çok duygusal insanlar olduğumuzdan... sana $5,000 vereceğim. | Open Subtitles | لأننا الأمريكون مرهفو الحس جدا فسأعطيك 5 آلاف دولار |
Savaş nedeniyle kuşatma altında olduğumuzdan kimse ağabeyime karşı çıkmadı. | Open Subtitles | لأننا كنا محاصرين بالحرب, لم يعارض أحد عودة أخي للمدينة مرة أخرى |
Deli gibi aşık olduğumuzdan evlenmedik | Open Subtitles | لم نتزوج لأننا كنا نعشق بعضنا حتى الجنون |
Bizim dünyamızda da, birlikte olurken ayrı olduğumuzdan daha iyiyiz. | Open Subtitles | و عالمنا نحن أفضل مجتمعين عن كوننا منفصلين |
Şunu kastediyorum: Eğer insanlar Peter Dodson'ın çalışmasını dikkate alsalardı ve onunla yol alsalardı şu an sahip olduğumuzdan daha az dinozora sahip olurduk. | TED | ما أعنيه هو ,انهم لو تفهموا عمل الدكتور بيتر دودسون, وانطلقوا به, لكان لدينا الاَن دينصورات أقل مما هو لدينا |
Doğru zamanda doğru yerde olduğumuzdan emin değilim. | Open Subtitles | أنا لستُ واثقاً مِن أننا في المكان الصحيح و التوقيت الصحيح. |
Ve bir cinayet soruşturmasının ortasında olduğumuzdan onun tarafından gösterilecek biraz anlayışı takdir edeceğiz. | Open Subtitles | لكني لستُ مستعدًا لتبرِئتها من ذلك أيضًا. وبما أننا في وسط التحقيق لجريمة قتل. |
Dünyanın neresinde olduğumuzdan haberin var mı? | Open Subtitles | انظر إلى هذا الجزء من العالم الذي نحنُ فيه |
Burda, Nasıl desem, bir şey var Biz göz göze olduğumuzdan emin olmak istiyoruz. | Open Subtitles | هناك مع ذلك، شيء واحد نودّ أن نتأكّد أننا نتوافق عليه. |
Biliyorsun seni her zaman sevdim, oyun arkadaşı olduğumuzdan beri. | Open Subtitles | أنتعرفينبأنيلطالماأحببتكِ، حتى منذ أن كنا نلعب صغارا. |
Kendi okulumuza sahip olduğumuzdan beri, eyalet denetim sonuçlarımız 80 puandan fazla arttı. | TED | ارتفعت نتائج اختباراتنا لأكثر من 80 نقطة منذ أن أصبحنا في مدرستنا الخاصة. |