Yapacağı en iyi şeyin iki aileyi birbirine düşürmek olduğuna karar verdi. | TED | لقد قرر أن أفضل رهان له هو دق أسفين الخلاف بين عائلتين. |
Aaron, hem güvenli uçmak hem de stabil çekim yapmak için en iyisinin kameramanla ikili uçmak olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | ءارون قرر أن أفضل وسيلة للحفاظ على الامان والحصول على لقطات ثابتة هو أن يطير جنبا إلى جنب مع مصور. |
O, deneyiminin anlamının arkadaşlığın kıymetini bilmek ve arkadaş edinmeyi öğrenmek olduğuna karar verdi. | TED | لقد قرر أن معنى تجربته ان يدرك بهجة تكوين صداقات وبناء عليه، تعلم تكوين الصداقات |
Her neyse, o akşam, henüz güneş bile batmamışken beni akşam yemeğine davet etmek için iyi bir zaman olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | وقرر أنه وقت جيد ليدعوني .. للعشاء |
Eşitinin bir tek kendi olmadığına ama Joe "Patron" Masseria'dan daha iyi olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | وقرر أنه ليس على قدم المساواة لكنه كان أفضل من (الزعيم (جو ماسريا |
Polis ihbarların aurora ışıkları olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | وقد أصرفت الشرطة النظر عن هذه التقارير على أنها أثار الشفق القطبي |
Özel haberde, polis, Victor Şelalesi'nin yakınlarında bulunan kemik kalıntılarının Willam Kern olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | في حدث حصري، الشرطة تعرفت على البقايا التي وجدت من قبل المتجولين قرب شلالات فيكتور الشهر الماضي على أنها بقايا(ويليام كيرن)، بروفيسور الكيمياء الحيوية |
Suçluluk duygusunun, mutluluk için ödenen küçük bir bedel olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | إنها قررت أن الذنب ثمن ضئيل مقابل السعادة |
Suçluluğun, mutluluk için ödenecek küçük bir bedel olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | .. إنها قررت أن الذنب ثمن ضئيل مقابل السعادة |
Şimdi de arabanın kendisine ait olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | أوه، أنه قرر أن السيارة له. أنا لم أراك أبداً متعلق بأيّ شئِ كهذا، مايكل. |
Ama sonra borçlarını ödemenin tek yolunun Bay Ackroyd'dan yardım istemek olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | و لكنه بعدها قرر أن الطريقة الوحيدة لتصفية ديونه هي "أن يطلب مساعدة السيد "آكرويد |
Mongul tahtını geri alabilmenin tek yolunun tüm evrenin fatihi olmak olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | "مانجول", قرر أن يستعيد عالمه بطريقةُ. وبدايتاَ بغزو المجرة بأكملها. |
JJ sesimin bir peri vaftiz anneninki gibi olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | جى جى قرر أن صوتى كصوت العرابة الجنية |
Bunun çok teklikeli olduğuna karar verdi, Luca. | Open Subtitles | (لقد قرر أن الأمر خطير جداً يا (لوكا |
Kyle, ne oldu? Polis, Victor Şelalesi'nin yakınlarında geçen ay bulunan kemik kalıntılarının Willam Kern olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | الشرطة تعرفت على البقايا التي وجدت الشهر الماضي على أنها بقايا(ويليام كيرن)... |