ويكيبيديا

    "olduğunu biliyordu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • كان يعلم أن
        
    • كان يعرف
        
    • كانت تعرف
        
    • كانت تعلم
        
    • عرف أن
        
    • علم بأن
        
    • يعلم أنّ
        
    • علم أنه
        
    • كان يعلم أنه
        
    • يعلم بأن
        
    • يعرف أن
        
    • يعرف أنّ
        
    • يعرف ان
        
    • علم أنها
        
    • علم أنّ
        
    Ama adalet sistemini değiştirmenin ya da başkalarının adaleti bulmasına yardımcı olmanın tek yolunun mağduru oynamamak olduğunu biliyordu. TED لكنه كان يعلم أن الطريقة الوحيدة لتغيير النظام القضائي أو مساعدة الآخرين للحصول على العدالة هي ألا يلعب دور الضحية.
    Durumun meşum olduğunu biliyordu ve kendi kendisine baş etmeye karar verdi. Open Subtitles كان يعرف بأن حالته متازمة و قرر بان يتعامل معها بقسوة بمفرده
    Oynadı. Kazandı. Çünkü bilgisayar sadece geçerli hamlenin ne olduğunu biliyordu. TED و لعب ففاز لأن الحاسبة كانت تعرف الخطوات القانونية في اللعبة
    Panzehirin onun esas amacını engelleyecek tek şey olduğunu biliyordu. Open Subtitles كانت تعلم ان المضاد هو الشىء الوحيد الذى سيوقف خطته
    Ona bir şey söylemedim, ama büyük bir şeyin olduğunu biliyordu. Open Subtitles لم أخبره بشيء لكنه عرف أن أمرا عظيما يحدث إنه كذلك
    Galiba David Palmer, Jack Bauer'ın hayatta olduğunu biliyordu. Open Subtitles ربما كان دايفيد بالمر على علم بأن جاك باور لازال حياً
    Asıl önemli olan şeyin hayatınızı nasıl geçirdiğiniz olduğunu biliyordu. Open Subtitles كان يعلم أنّ ما كان مهمّا هو كيف تستمتع بعيش حياتك كلّ يوم
    Lorta'nın kaldığı hapishanenin gardiyanı onun eşsiz biri olduğunu biliyordu. Open Subtitles السجان الذي كان في السجن الذي تم وضع لورتا به قد علم أنه فريد من نوعه
    Onu benzetenin ben olduğunu biliyordu. Open Subtitles كان يعلم أنه أنا الذي تسبب في ضربه
    Yolculuklarının altında yatan bir şey olduğunu biliyordu ama devam etmek için elinde sadece bir dürbün bir başka yangının daha olduğu bilgisi ve bir kağıtta yazılı iki kelime vardı. Open Subtitles ,كان يعلم أن هناك شئ فى رحلتهم ,كان كل ما يفكر به هو عدسة التجسس . معرفة أنه هناك حريق أخر فظيع بسبب ورقتان
    Bunun tek yönlü bir gidiş olduğunu biliyordu. Sona gelmeden tahliye edecektir. Open Subtitles لقد كان يعلم أن هذه رحلة ذهاب بلا عودة سيقُوم بالمغادرة قبل النهاية
    Lycanlar ondan her ne istiyorsa... oğlun bunun uğrunda ölmeye değer olduğunu biliyordu. Open Subtitles مهما كان مايُريده الـمُستذئبين منها إبنك كان يعرف بإنه يستحق الموت من أجلها.
    Yanında olduğunu biliyordu. Bence bunun bile çok büyük bir anlamı var. Open Subtitles لقد كان يعرف بان لديه دعمك ومتأكد ان ذلك عنى له الكثير
    Annem bile Bebek Ruth'un kim olduğunu biliyordu, Open Subtitles حتى أمى عندما كانت صغيرة كانت تعرف باب روث
    Duvarlardaki şeklin ne olduğunu biliyordu ve ölen adamı da tanıyordu. Open Subtitles لقد تعرفت علي الأشكال التي علي الحوائط و كانت تعرف الشخص الميت
    Ne kadar tehlikeli olduğunu biliyordu ve yerini hafızamızdan çıkardı. Open Subtitles لقد كانت تعلم مدى خطورة المكان وأخذت منّا هذه الذكرى
    Bir şekilde ipin suyun üstünde yüzmesine izin verecek kadar uzun olduğunu biliyordu. Open Subtitles على مستوى آخر, ربما يكون قد عرف أن الحبل كان طويلاً جداً و لا يمكن أن يسمح له بالغوص
    Ama babam harika bir at için damızlık at kadar kısrağın da önemli olduğunu biliyordu. Open Subtitles ولكن أبي علم بأن الحصان الأصيل يأتي في الغالب من الفرس يشبه والده
    Bunu her kim yaptıysa havalandırmalarda 7 milimetrelik fiber ana kablo olduğunu biliyordu ki arkasına sıkıştırmış. Open Subtitles أياً كان من فعل هذا، فلابدّ أنّه كان يعلم أنّ هُناك كيبل ألياف رئيسي يبلغ 7 مليمتر في فتحة التهوية حتى يضعون قنبلة وراءها.
    - Sakın, sakın. Babam bunun benim için bitmemiş bir iş olduğunu biliyordu. Open Subtitles أبي علم أنه عمل غير منهي بالنسبة لي
    -Yani Cole. Buranın saldırı için iyi bir nokta olduğunu biliyordu. Open Subtitles إذاً " كول " كان يعلم أنه المكان المناسب للفخ
    Buranın vahşi, acımasız olduğunu biliyordu. Open Subtitles كان يعلم بأن هذا المكان رهيب عديم الرحمة
    Birisi laboratuvarın orada olduğunu biliyordu ve biri de rüşvet almıştı. Open Subtitles أحدهم يعرف أن المختبر كان هناك، وأحدهم صرف النظر عن هذا.
    Üstelik bu durum, sistemin çoğu kurucusu tarafından tasdik edildi, yani herkes neler olduğunu biliyordu da. TED كما كان معروفاً من قبل مؤسسي هذا النظام، الجميع يعرف أنّ هذا كان سيحدث.
    Dün olay yerinden bir şey söylemeden gitti bugün de amiralin kurbanla ilgili bir sorunu olduğunu biliyordu. Open Subtitles امس غادر من مسرح الجريمة دون اي استفسارات واليوم، كان يعرف ان الاميرال كان له مشكل مع الضحية
    İşte değişen bu. Yakalanmasının an meselesi olduğunu biliyordu. Open Subtitles هذا ما تغيّر، علم أنها مسألة وقت ليس إلا قبل أن تلقي القبض عليه
    Birimdeki herkes kızın çatlak olduğunu biliyordu. Open Subtitles كل من في الوحدة علم أنّ تلك الفتاة مجنونة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد