Ama benim annem, bir arkadaşın bile gerekli olmadığına inanıyor. | Open Subtitles | ..ولكن ، حتى والدتي تعتقد أنك لا تحتاج إلى صديق |
Oğlumu kulübeye götüreceğim ve söylediğin hiçbir şey babam olmadığına inandıramaz. | Open Subtitles | ولا يوجد شيء يمكنك قوله حتى تجعلني أعتقد أنك لست والدي |
Otursam iyi olacak. Başka olmadığına emin misin? Evet Piggie. | Open Subtitles | سأجلس هل أنت متأكدة أن لا مزيد هناك من الصور؟ |
- Kesik yerinde kan olmadığına göre bacak ölümden sonra kesilmiş. | Open Subtitles | حسنا مع عدم وجود الاقمشة الطبية حول منطقة الجرح كنت سأقول |
Bir daha örümcek ağı görürseniz dikkatli bakın, kara dul örümceği olmadığına emin olun ve sonra içinden geçin. | TED | إذا، المرة القادمة التي ترى فيها شبكة عناكب، أنظر جيدا وتأكد أنها ليست عنكبوت الأرملة السوداء وسِر بها. |
Babalar ve kızlar için bir benzeri olmadığına çok seviniyorum. | Open Subtitles | أنا سعيدة أنه لا يوجد حفل مشابه للأباء و الفتيات |
Yapabileceğim başka bir şey olmadığına emin misin? | Open Subtitles | متأكده أن ليس هناك أي شئ أستطيع أن أفعله لكي ؟ |
Jimnastik antrenmanlarının ne kadar çılgınca olduğunu görmediniz mi? Şimdiye dek olmadığına şaşırdım. | Open Subtitles | ألم تروا الأمور الجنونيّة التي يؤدّيها هؤلاء المُتخصصين بالجمباز، مندهشة أنّه لا يحدث في أكثر الأحيان |
İçinde buradaki felâketi görmeyen bir parçan olmadığına inanmayı reddediyorum. | Open Subtitles | أرفضُ تصديقَ أنّه ليس بداخلكِ ما يرى مأساةً فيما حدث. |
Bu katırlarda kafa derisi olmadığına emin misin? | Open Subtitles | أمتأكد أنك لا تملك فراء الرؤس على تلك البغال ؟ |
Sanırım bu çok paranoyak olduğum için ama içimde senin böyle olmadığına dair bir his var. | Open Subtitles | أعتقد أنني مرتابة فقط ولكنني أشعر أنك لا تفعلين |
- Haberin olmadığına emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكد أنك لا تعرف ما يحدث ؟ لم يخبرنى أحد |
Yüzmekte o kadar usta olmadığına göre, iyice kafayı bulup gitmeye ne dersin? | Open Subtitles | مُذ أنك لست بسبّاح قويّ، دعنا نقول.. أن نثمل جداً جداً ونذهب لاحقاً.. |
Senin de ev işinden hiç anlamayan çoğu zamane genci gibi olmadığına sevindim. | Open Subtitles | يسعدنى أنك لست مثل بنات اليوم يترفعون عن أعمال البيت الصغيرة |
Diğer kızların senin için doğru kız olmadığına çok sevindim. | Open Subtitles | يسرني أن لا أحد من تلك الفتيات كانت مناسبة لك |
Orada hiçbir şey olmadığına emininim. Kamera yok, hiçbir şey yok. | Open Subtitles | وتأكدت من عدم وجود شيء بها لا كاميرات ولا أي شيء |
Artısını eksisini ölçtük biçtik ve zamanımızın ve kaynaklarımızın kullanılması açısından makul olmadığına karar verdik. | Open Subtitles | لقد قمنا فقط بموازنة جدوى العملية، وقررنا أنها ليست سبباً مُقنعاً لاستخدام الوقت والموارد. |
Grup üyeleri, bu olayın cinayete teşebbüs olmadığına karar verdi. | Open Subtitles | وتبين لهم أنه لا يوجد دليل لدعم تهمة محاولة القتل |
Bu akşam için planın olmadığına göre benimle yemek yemeye ne dersin? | Open Subtitles | بما أن ليس لديك خطط الليلة... ربما تريد الذهاب معى الى العشاء؟ |
Yarım gün kaybedeceksiniz, ama iyi olmak için pek acelesi olmadığına eminim. | Open Subtitles | ستهدرون نصف يوم، متأكد أنّه لا عجلة في أن يتعافى |
Alan, tarihsel önemi olmadığına dair belgelendi. | Open Subtitles | لقد تمّ التصديق على الموقع على أنّه ليس له أيّ أهميّة تاريخيّة على الإطلاق |
Bir kaç saat önce burda olmadığına inanmak çok zor. | Open Subtitles | من الصعب تصديق أنه لم يكن موجودا منذ ساعات قليلة |
Bu sabahtan beri daha iyiyim. Kaygılanacak bir şey olmadığına beni ikna ettin. | Open Subtitles | انا افضل هذا الصباح, بعد ان اقنعتنى انه لا داع للقلق |
Çok yakışıklı biri, senin çarpık bacaklı biri olmadığına şaşmamalı. | Open Subtitles | هو مثير جداً ، أنا متفاجأة انكِ لستِ متقوسة الساقين |
Ama beni öyle olmadığına ikna ettin, mesele halloldu. | Open Subtitles | ولكنك اقنعتني انه لم يكن الامر كذلك والان قد سوينا الامر. |
Alo? Odada ki en deli kişinin sen olmadığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا اصدق بأنك لست الرجل الاكثر جنونا في هذه الغرفة |
Bu yüzden hiç çocuğum olmadığına çok memnunun ve bu yüzden de olmayacak. | Open Subtitles | لهذا أنا جد فخور بأن ليس لدي أبناء، وأيضا السبب بأنني لن أفعل |