ويكيبيديا

    "otururdu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يجلس
        
    • كانت تجلس
        
    • جلس
        
    • كانت ستجلس
        
    Ve farenin hareketini canladırmak için içinde biraz su var, değilse olduğu yerde otururdu yalnızca. TED من اجل تحفيز الفأر على التحرك .. لانه بغير هذا سوف يجلس في مكانه
    Bayiye girerdik, annem alışveriş yaparken babam otururdu. TED كنا ندخل وكالة البيع حيثُ كان أبي يجلس في حين تقوم أمي بالتسوق
    Bir adam vardı. Hiç konuşmazdı. Bütün gece bir köşede otururdu. Open Subtitles كان هناك ذلك الرجل، لم يكن ليتكلم أبداً فقط كان يجلس هناك طوال اليوم
    Her zaman aynı yere otururdu, tam şu anda senin oturduğun yere. Open Subtitles ، كانت تجلس دائماً في نفس المكان . حيث تجلس أنت الآن بالضبط
    Nereye gitmek istesem yol boyunca orada öylece otururdu. Open Subtitles لقد جلس هناك ووافقني على كل ما اريد
    İngilizce dersinde yanında otururdu. Open Subtitles أجل , انه الوحيد الذي كان يجلس بجانبك في حصة الانجليزي
    Mesela, iki yaşındayken, köyün bakkalının önünde otururdu... geçen herkes de gelip ona adres sorardı. Open Subtitles ,على سبيل المثل , عندما كان فى الثانية من عمره كان يجلس فى متجر القرية و كل من يمر كان يسأله عن الإتجاهات
    O masa da boştu. O yüzden geldiğinde arasıra oraya otururdu. Open Subtitles كان المكتب خالياً فكان يأتي و يجلس أحياناً
    Normalde aşağıda, beşinci sıranın ortasında otururdu. Open Subtitles في العادة كان يجلس بالاسفل هنا الصف الخامس، بالمنتصف
    Ben çocukken uyumadan önce, babam her akşam yatağımın kenarında otururdu. Open Subtitles عندما كنت طفلاً كان أبي يجلس بجوار سريري كل ليلة قبل أن أنام
    Adam hiç dışarı çıkmazdı. Sadece o evde otururdu. Open Subtitles انظر, إنه لم يخرج مطلقاً, كل ما كان يفعله أن يجلس بالشقة
    Televizyon izleyeceğimiz zaman yanıma otururdu ve ailesi görmeden elimi tutardı. Open Subtitles وعندما كنا نشاهد التلفاز كان يجلس بجانبي ويمسك يدي حتى لا يراه والديه
    Sadece ayı postuyla otururdu Open Subtitles إنه فقط يجلس بدون شيئ سوي فرو الدب
    Ön sıranın köşesinde otururdu. Open Subtitles كان يجلس دائماً فى ركن الصف الأول
    Gazeteler Buz Adam derdi ona çünkü atın üzerinde soğuk soğuk otururdu. Open Subtitles يدعونـه في الصحف برجلالثلج... لأنّـه يجلس بـارداً على الحصـان
    O masada günlerce otururdu. Open Subtitles دائما ما يجلس على المائدة لساعات طوال
    Gut hastalığı bacağını bitirdikten sonra bütün gün bunda otururdu. Open Subtitles ... كان يجلس عليه طيلة اليوم بعد أن أصابه النقرس في ساقيه
    Julia da her zaman oraya otururdu. Open Subtitles جوليا كانت تجلس على ذلك الكرسي دائمًا هي الأخرى
    Ne zaman piyano çalsam gelip yanıma otururdu. Open Subtitles كانت تجلس إلى جانبي عندما كنت أعزف على البيانو
    Burası. Bak, buraya otururdu. Her gün. Open Subtitles هنا، انظر، لقد جلس هنا، كل يوم
    Lut bu kapıda otururdu. Open Subtitles جلس لوط هنا عند هذه البوابة
    Bütün gece boyunca otururdu. Open Subtitles كانت ستجلس هناك طوال الليل.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد