ويكيبيديا

    "oynadı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لعب
        
    • لعبت
        
    • يلعب
        
    • تلاعب
        
    • تلاعبت
        
    • يتلاعب
        
    • عبث
        
    • ولعب
        
    • مثلت
        
    • لعبوا
        
    • راهن
        
    • يلعبها
        
    • لعبها
        
    • لعبتها
        
    • ولعبت
        
    oynadı. Kazandı. Çünkü bilgisayar sadece geçerli hamlenin ne olduğunu biliyordu. TED و لعب ففاز لأن الحاسبة كانت تعرف الخطوات القانونية في اللعبة
    Şimdiye kadar, üç buçuk milyondan fazla insan oyunu oynadı. TED حتى الآن، لعب أكثر من 3.5 مليون شخص هذه اللعبة.
    Polis o hapisteyken kirli bir numara oynadı biliyor musun? Open Subtitles أتعرف الشرطة لعبت خدعة قذرة عليها عندما كانت في السجن؟
    O zaman muhtemelen bir aracı kullandılar. Biri arada kurye rolünü oynadı. Open Subtitles لذا من الممكن أن يكونوا استخدموا وسيطاً، شخص ما يلعب دور الرسول
    Şansın sana kötü bir oyun oynadı Diye oturup yakınman gerekmiyor. Open Subtitles لا تتكدر بسبب الطريقة التى تلاعب بها الحظ معك
    Annen beynimle oynadı, şimdi de normalde düşünmeyeceğim garip şeyleri düşünüyorum. Open Subtitles تلاعبت بعقلي والآن أفكر في هذه الأمور البائسة التي لا أريد التفكير بها.
    Bu yüzden beyinlerimize görüntüler ve hikayeler yükleyerek akıllarımızla oynadı. Open Subtitles ولذلك فقد لعب بعقولنا ويبث بنا الرؤي والاشياء في عقولنا
    Takımlarınız öyle başa baş oynadı ki bir yazı tura atışı yetmez tabii. Open Subtitles الطريقة التي لعب بها الثلاثة فرق هذه السنة تستحق أكثر من رمية واحدة
    Evet. Jeremy bir aktör ve geçenlerde Mapplethorpe rolünü oynadı. Open Subtitles جيريمي هو ممثل وقد لعب دور ميبل ثيروب في مسرحية
    Kadınları okutma algısının eksikliğiyle birleşen bu şey, bu durumun aklımıza kazınmasında büyük rol oynadı. TED هذا بجانب افتقار الاهتمام بتعليم المرأة الذي لعب دورًا رئيسيًا في نقش هذا الأمر بداخل عقولنا
    Bu sempatiyle, yepyeni bir alan tasarladı, tıbbın acıyı bilmesinde önemli bir rol oynadı. TED ونتاجًا لهذه العاطفة، أدار مجالًا جديدًا كليًا لعب دورًا عظيمًا في جعل الطب يعترف بالألم منه وبسببه
    İlk olarak: Bu John Newton isminde bir adam, İngiliz din bilimci, 1800'lerin başında İngiliz İmparatorluğu'ndan köleliği kaldırmada büyük rol oynadı. TED الأولى: هذا رجل يدعى جون نيوتن، عالم لاهوت بريطاني لعب دوراً محورياً في إلغاء نظام العبودية في الإمبراطورية البريطانية في أوائل الثمانينيات.
    Bir vatandaş öbür vatandaşa yardım etti, ve kurumlar da burada kilit bir rol oynadı. TED إذن فمواطن ساعد مواطنا آخر، لكن الحكومة لعبت دورا محوريا هنا.
    tabii ki büyük anneme de adıyorum. Özellikle aktivist olduğum ve polis tarafından baskı gördüğüm zamanlarda benim için çok önemli bir rol oynadı. TED وبالطبع، أهديه أيضاً إلى جدتي، والتي أعتقد أنها لعبت دوراً هاماً كبيراً، وخاصة بالنسبة لي عندما كنت ناشطا، وكنت أتعرض لمضايقات من قبل الشرطة.
    Keşif Çağı boyunca, uzun mesafeli deniz seferlerinde alkol çok önemli bir rol oynadı. TED في عصر الاكتشافات، لعبت المشروبات الروحية دوراً حساساً في الرحلات البحرية الطويلة.
    Hiç görmediğim bir çocuk bütün gece bir oyun makinesiyle oynadı. Open Subtitles هل انت متأكد انك لم تشاهد اي احد منهم شخص ما لم ارى من قبل كان يلعب في اجهزة الفديو طوال الليل
    - Cincinnati'de oynadı. - Dee Fondi'e transfer oldu. Open Subtitles ــ كان يلعب لسنسنيتيي ــ إنتقل إلى دي فوندي
    Underwood telefonu aldı. Rafineri öldü. Grayson bizimle oynadı. Open Subtitles آندروود تحصل على المكالمة، المصفاة إنتهت، و غرايسون تلاعب بنا.
    Yok oldu. Benimle oynadı, acemi hatası. Open Subtitles لقد اختفى فحسب تلاعب بي، إنه خطئي الساذج
    Annen beynimle oynadı, şimdi de normalde düşünmeyeceğim garip şeyleri düşünüyorum. Open Subtitles تلاعبت بعقلي والآن أفكر في هذه الأمور البائسة التي لا أريد .التفكير بها
    Kızım anlamadın mı? Norbit seninle oynadı. Open Subtitles الم تفهمي الامر بعد نوربت كان يتلاعب بك
    Birisi tadilatlar devam ederken alarm kabloları ile oynadı ve güvenlik ihlalinin olduğunu bildiği pencereyi kırarak içeri girdi. Open Subtitles شخص ما عبث بأسلاك جرس الإنذار عندما كانت الترميمات جارية وبعد ذلك إقتحم النافذة
    Unutma, kimsenin istemediği İyi Kalpli Cadı rolünü, oynamak için gönüllü oldu ve oynadı. Open Subtitles وأيضًا تقدم ولعب دور الساحرة عندما أراد الكل عدم فعل ذلك
    Neena, seninle saplık rekoru kırmış bir kukla gibi oynadı. Open Subtitles نينا مثلت عليك مثل مالك متباهي بأطول شريط مجفف بالعالم
    İngilizler bireysel, Macarlar kolektif oynadı. Open Subtitles . . الإنجليز لعبوا بشكل منفرد و لعب الهنغاريون بصورة جماعية
    Baban dün Yanks'a karşı Seattle'a oynadı ve inanır mısın Griffey düşük temposundan sıyrıldı ve birkaç kere tam kale koşusu yaptı. Open Subtitles لقد راهن والدك البارحة أن سياتل سيتغلب على اليانكس وخرج غريفي من أزمته المادية وتغير وضعه تماماً
    Kane olabilir, ama neden aynı kartı ikinci kez oynadı bilmiyorum. Open Subtitles قد يكون " كين " رغم أني لا أعرف لماذا يلعبها لمرة اخرى
    Belki Higgins... yok, gerçekten iyi oynadı. Open Subtitles ظننتُ أن هوغينز قد.. لا، لقد لعبها بشكل ممتاز
    Hadi yüzleşelim, Yeşil Ranger Rita'nın kozuydu. Onu oynadı ve kazandı. Open Subtitles لنواجه الأمر, المغامر الأخضر هو ورقة ريتا الرابحة وقد لعبتها وفازت
    Küçük kızlar Amazon oyuncak bebekleri ile oynadı ve Amazonlar Yunan vazo boyama işinde favori konuydu. TED ولعبت الفتيات بدمى على شكل الأمازونيات، وكُنَ ملهمات للرسم على المزهريات الإغريقية المشهورة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد