Bayan Baily, Rahatsız ettiğim için affedin ama oğlunuza yardım etmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | سيدة بيلي انا حقا اسفة لإزعاجك لكني حقا احاول ان اساعد ابنك |
Rahatsız ettiğim için özür dilerim. Yanlış yere geldim herhalde. | Open Subtitles | انظر, أنا آسف لإزعاجك لا بد أنه لدي المكان الخاطئ |
Sarah, sevgilim Rahatsız ettiğim için üzgünüm, tatlım ama Donna Hayward burada. | Open Subtitles | "ساره" يا عزيزتي، آسف على إزعاجك يا حبيبتي ولكن "دونا هايوارد" هنا |
Rahatsız ettiğim için üzgünüm efendim ama konunun ertelenebileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | متأسفة لمضايقتك سيدي لكنني لا أعتقد بأن هذا يمكنه الانتظار |
Sizi Rahatsız ettiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | آسف بشدة على الإزعاج في هذه اللحظة الرقيقة، |
Rahatsız ettiğim için kusura bakma. Bunları... Bunları evde unutmuşsun. | Open Subtitles | آسف لازعاجك تركتِ هذه في المنزل اعتقدتُ أن أسلمهم لك |
Sizi bu saatte Rahatsız ettiğim için özür dilerim. Eşinizi görebilir miyim? | Open Subtitles | مرحبا، آسف على ازعاجك في هذا الوقت المتأخر هل يمكنني رؤية زوجتك؟ |
Evet daha hızlı kaçsan iyi edersin. Rahatsız ettiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | نعم ، أنت محق من الأفضل لك أن تبتعد عذراً لإزعاجك |
Rahatsız ettiğim için üzgünüm, efendim, ama çöle doğru ilerliyordu. | Open Subtitles | أنا آسف لإزعاجك يا سيدي، لكنها كانت تتجه نحو الصحراء. |
Teşekkür ederim, Mösyö Trefusis. Rahatsız ettiğim için çok özür dilerim. | Open Subtitles | شكرا سيدي ً تريفيوسيس ً أنا في غاية الأسف لإزعاجك |
Sizi Rahatsız ettiğim için özür dilerim efendim, ama tanımlanamayan bir şey bulduk. | Open Subtitles | سيدى ؟ آسف لإزعاجك و لكننا إلتقطنا مركبة مميزة |
Bu saatte Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama halletmemiz gereken bir sorun var. | Open Subtitles | أنا آسف لإزعاجك في هذا الوقت المتأخر لَكنَّنا أصبحنَا في مشكلة نَحتاجُ لمعالجتها الآن. |
Rahatsız ettiğim için özür dilerim Rahibe ama size bir şey sormak istiyorum. | Open Subtitles | آسفة لإزعاجك أختاه، ولكنني أردت سؤالكِ عن شيء ما |
Rahatsız ettiğim için üzgünüm. Siz Absolut Hunk'mısınız? | Open Subtitles | أنا آسف على إزعاجك ولكن هل أنت المثير المطلق؟ |
Hayır. Rahatsız ettiğim için üzgünüm. Balayınıza dön. | Open Subtitles | لا, أنا آسفة على إزعاجك عودي إلى شهر عسلك |
Bu saatte sizi Rahatsız ettiğim için özür dilerim, ama içeri girebilir miyim? - Tabi. | Open Subtitles | آسف لمضايقتك في هذه الساعة لكن هل تسمح لي بالدخول ؟ |
Rahatsız ettiğim için bağışlayın. Kapat şu kapıyı donuyoruz burada! Tamam anne. | Open Subtitles | أسفة على الإزعاج إغلق الباب , الطقس بارد |
Bu saatte Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama hanımefendi gitmiş. | Open Subtitles | اسف لازعاجك في وقت مبكّر، لكن السيّدة قد رحلت |
Sabahın bu saatinde Rahatsız ettiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | آسف لإزعاجكِ في هذه الساعة المبكرة . من الصباح |
Oh, evet. Seni evinde Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama konu biraz acil. | Open Subtitles | أجل ، فأنا اسف لأزعاجك فى منزلك فهذا الأمر عاجل |
Rahatsız ettiğim için üzgünüm. Buraya geldiklerinde sana haber vermemi söylemiştin. | Open Subtitles | آسف على المقاطعة ، طلبتَ مني أنّ أعلمكَ عن مجيئهم فور وصولهم؟ |
Rahatsız ettiğim için özür dilerim. İbrahim'le konuşabilir miyim? | Open Subtitles | أعتذر على إزعاجكِ هل يمكنني الحديث مع ابراهيم؟ |
Afedersiniz. Rahatsız ettiğim için özür dilerim, ama siz Wyatt Earp olabilir misiniz? | Open Subtitles | آسف للإزعاج لكن هل أنت بأي حال وايت إيرب ؟ |
Dediğini anladım. Rahatsız ettiğim için kusura bakma. | Open Subtitles | لا ، استلمت غازاتك اسف على أزعاجك |
Sayın Başkan, Rahatsız ettiğim için özür dilerim ancak, görmeyi isteyebileceğiniz bir şey var. | Open Subtitles | سيدي الرئيس، متأسف للمقاطعة ولكن هناك شيء لابد أن تراه |
Rahatsız ettiğim için üzgünüm... | Open Subtitles | ماذا ؟ آسفه لمقاطعتك لكن عندى مشكلة صغيرة |
Burada Rahatsız ettiğim için üzgünüm, ama pek evde olmuyorsunuz. | Open Subtitles | بأي حال آسف على مضايقتك فلم تكن في المنزل كثيراَ |