| Mesleğinin zirvesinde. Tıp dergisindeki resmini gördüm. Görünüşü bile benziyordu. | Open Subtitles | لقد رايت صورته في الجريدة لقد كان حتى شكله يشبهني |
| O senin gizli sosun. Etikete seve seve senin resmini koyarım. | Open Subtitles | انه الصوص السري الخاص بك أنا سعيد لوضع صورتك على الملصق |
| resmini gördüğünüz Firavun Beşinci Ramses’in ölüm sebebi çiçek hastalığıdır. | TED | وتوفي فرعون رمسيس الخامس، الصورة التي هنا، من فيروس الجدري. |
| Turner'ı İnternete yayın, ve resmini yerel TV istasyonlarına verin. | Open Subtitles | ضع ترنر على الإنترنت ووزع صور له لمحطات التلفزيون المحلية |
| Kartpostala resmini koymuş. Ben asla böyle bir şey yapmam. | Open Subtitles | وضعت صورتها على بطاقتها، لم أفعل شيئاً كهذا من قبل |
| Jerry! Erkek ellinin başka bir resmini almana ihtiyacım var. | Open Subtitles | جيري، اريد ان تحصل على صوره اخرى لصاحبه اليد الذكوريه |
| Çevrenin dışardan bir resmini çekeceğim sonra da aldığımız tüm kayıtları incelememiz gerekecek. | Open Subtitles | سأحصل على المشهد في الخارج. و ينبغي أن نرى جميع الصور التي أرسلنا. |
| Öncelikle sizi, resmini belki tanıyacağınız belki de tanımayacağınız bir kişiyle tanıştırmak istiyorum. | TED | أولاً أريد أن أقدم لكم هذا الشخص والذي من الممكن أن تميزوا صورته أو لا تفعلوا. |
| Onun resmini postanede gördüm sanırım. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّني رأيت صورته على مكتب البريد |
| - Odanda onun resmini gördüm. - O babamın yerini almıştır. | Open Subtitles | لقد رأيت صورته فى غرفتك إنه يأخذ مكان أبى |
| Dün gece,bavul düştü, açıldı, resmini gördüğümde-- | Open Subtitles | وخاصة ليلة أمس عندما رأيت صورتك ومكتوب أسفلها |
| Alışveriş merkezinde resmini tişörte basan bir yer var. | Open Subtitles | هناك متجر جديد في المجمع التجاري يضعون صورتك على القميص |
| Öyleyse sinirleri tepelerinde olmalı. Çünkü kulisten resmini indirdiler. | Open Subtitles | لابد وأنهم مهتاجين لأنهم أزالوا صورتك من الردهه |
| Bu yüzden, Diana, Dodi ve onların hayal edilen melez çocuklarının resmini yarattım. Ve büyük bir halk pretestosuna sebep olan bu resim ortaya çıktı. | TED | و لذلك صنعت صورة لديانا و دودي و ابنهم المزعوم و تم نشر هذه الصورة مما تسبب في غضب عارم من الجمهور في ذلك الوقت. |
| Yaptıklarını anlamamız için, stüdyodaki çalışanlardan biri bize sürecin resmini çizdi. | TED | ولكي نفهم العملية، رسم عامل في الاستوديو نسخة من هذه الصورة. |
| Her yüzün üç boyutlu resmini alıp burada sakladığımız veri bankasıyla karşılaştırır. | Open Subtitles | يأخذ صور ثلاثية لكل وجه ويفحصهم ضد قاعدة البيانات في مكتب الحراسة |
| Yani selam vermek yerine resmini çekip sana mı yollamış? | Open Subtitles | لذا بدلاً من القاء التحية قامت بألتقاط صور وأرسلتهم لك؟ |
| Onu tanıyan biri var mı diye resmini civarda göstereyim. | Open Subtitles | سأجعل الوحدات تعرض صورتها في المكان، محاولين إيجاد شخص يعرفها |
| Size şimdi göstereceğim son birkaç resim Kekertsuatsiak, Grönland'da resmini çektiğim bir buzula ait. | TED | آخر صورة أود أن أريها لكم هي لكتلة جليدية متحركة صورتها في كيكرتسواتسياك في غرينلاند. |
| Bu nedir? Uh... Oh, Aman Tanrım, onun bir resmini çek. | Open Subtitles | ما هذا بحق الجحيم؟ يا الهي التقطي صوره لها يا الهي |
| Geliştirdiğimiz bu resim algoritması, altta yatan kara delik resmini yeniden kurmak için disko topundaki boşlukları doldurur. | TED | خوارزمية الصور التي طورناها تُمكننا من تعويض النقص في كرة الديسكو لكي نتمكن من صنع صورة للثقب الأسود. |
| Gerçekten Paxton'un bir resmini aldın mı yoksa Gary'ye hava mı atıyordun? | Open Subtitles | ا انت تمتلك لوحة لباكستون حقا ام انك كنت تستغفل المستمع فقط؟ |
| Veya Kendi Kelimelerinin resmini Boyayan Şair. Sallanan İmparatorluklar Kung Fu Konuşurlar. | Open Subtitles | أو الشاعر , الذي يرسم صوراً بكلماته ويهزّ إمبراطوريات بكونغ فو الحديث |
| Seninle çocukların bir resmini çekeyim. Büyüdüklerinde... - ...bu hallerini özleyeceksin. | Open Subtitles | دعني ألتقط صورةً لك وللطفلين ستفتقد هذه اللحظات عندما يكبران |
| Temizlen. resmini çektiklerinde iyi gözükmelisin. | Open Subtitles | نظفي نفسكِ ، ستريدين أن تبدي جيدة المظهر عندما يأخذون صورتكِ ، ألست تريدين ذلك ؟ |
| Kendimi korkunç şeylerin resmini çeken ama düzeltmek için müdahale etmeyen bir savaş fotoğrafçısı gibi hissettim. | TED | شعرت كما لو أني مصور حرب الذي يلتقط صورا لاحداث مريعة، و لكن لا يتدخلون من جهتهم |
| Ona şanslı resmini vermen gerektiğini düşünüyor musun? | Open Subtitles | هل تظن انه كان من الصواب ان تعيره لوحتك ؟ |
| resmini girişe ya da gazeteye koysalardı kapalı gişe oynardık. | Open Subtitles | لو وضعوا صورك في الخارج أو في الصحف ستباعّ مباشرةً |