| Söz verdiğim gibi Yunanistan senin olacak. Boş ve güzel. Mutlu musun? | Open Subtitles | -الان استطيع اخذ بلاد اليونان كما وعدت,نظيفة و جميلة, الا يسعدك هذا؟ |
| Ben Şerif Biggs. Söz verdiğim gibi tanker yolda. | Open Subtitles | انا الضابط بيجز الوقود فى طريقه اليك كما وعدت |
| İşte buyrun. Söz verdiğim üzere kurabiyeler. | Open Subtitles | حسنا خذ هذا شراب البنش والبسكويت كما وعدت |
| Gördüğün üzere tam zamanında yeni ejderhalarla geldim tıpkı Söz verdiğim gibi. | Open Subtitles | كما ترى، أحضرت دفعة جديدة من التنانين في الموعد تماما كما وعدتك |
| Sana Söz verdiğim paranın iki katı. İşte iki milyon Sestertius. | Open Subtitles | ضاعف المبلغ الذي وعدتك به مليوني سيسترسيس |
| -Hani altı aydır Söz verdiğim balayı seyahati vardı ya? | Open Subtitles | أتعرفين شهر العسل ذلك الذي وعدتكِ به قبل ستة أشهر؟ |
| Daha önce Söz verdiğim yedi buçuk dakikayı kazanacağınız yer işte burası. | TED | وهنا ستكسبون السبع دقائق ونصف الإضافية على حياتكم والتي وعدتكم بها سابقاً |
| Bir gün sana yıldızlarla dolu geceyi göstermek istiyorum Söz verdiğim gibi. | Open Subtitles | يوماً ما ارغب برؤيتك تبرقين .تبرقين كالنجوم في السماء وكما وعدت سأفي بوعدي. |
| Söz verdiğim gibi güvende. Norrington'la evlenecek, söz verdiği gibi sen de söz verdiğin gibi onun için öleceksin. | Open Subtitles | في أمان مثلما وعدت أنا وهي ستتزوج العميد مثلما وعدت هي |
| İşte oradasın. Söz verdiğim gibi, bu akşam yemekte günün avını yiyor olacağız. | Open Subtitles | ها أنت، كما وعدت أنا وأنت سنتعشى سمكاً طازجاً من صيد اليوم |
| Söz verdiğim gibi, bunu bir hayatla telafi edeceğim Kendi hayatımla! | Open Subtitles | كما وعدت , سأعوض عن هذا بحياتي بحياتي وحدي |
| Bu çok güzel Goldie. Tıpkı sana Söz verdiğim gibi ama daha iyisi. | Open Subtitles | هذا جميل غولدي ، كما وعدت بالضبط ، بل أكثر |
| Her zaman yanında olacağıma söz vermiştim ailemi asla riske atmayacağıma dair kendime Söz verdiğim gibi. | Open Subtitles | لقد وعدتها بأنني سأكون دائما هنا كما وعدت نفسي بأن لا أضع عائلتي في الخطر |
| Söz verdiğim gibi uzaylıyı size teslim ettim. | Open Subtitles | لقد ساعدتكم على جلب الكائن الفضائي إليكم كما وعدت |
| Bu sana Söz verdiğim özel geceye pek benzemiyor değil mi? | Open Subtitles | هل هذه هي الليلية الحميمية التي وعدتك بها ؟ |
| Tatlım, sana Söz verdiğim ama onun yerine gidip çocukları almak zorunda kaldığımız egzotik ada tatilini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تتذكرين عزيزتي، كيف وعدتك أننا سنذهب لإجازة في جزيرة |
| Kesinlikle. Söz verdiğim gibi tam dokunulmazlık alırsın. | Open Subtitles | بالطبع ، سوف تحصل على حصانة كاملة كما وعدتك |
| Bak, rütbe yükseltmeden bahsetmişken... ..Söz verdiğim gibi, senin belgeleri Başkan'a yolladım. | Open Subtitles | بالحديث عن الترقيات ، أرسلت طلب ترقيتك كما وعدتك |
| Söz verdiğim gibi fotoğrafını gönderiyorum. | Open Subtitles | أرسلت إليك الصورة التى وعدتك بها لتعلم أنى أفكر دوماً بك |
| O zaman, yıllarca önce sana Söz verdiğim hayatı yaşatacağım birlikte. | Open Subtitles | إذاً، أُريدكِ أن تحظي بالحياة التي وعدتكِ بها مُنذ سنوات معي |
| Şey olay şu, korkarım Söz verdiğim şeyi yerine getiremeyeceğim. | Open Subtitles | حسنا، إليكم الأمر. أخشى أننّي لا أستطيع الوفاء بما وعدتكم. |
| Yaşamasına, yaşayacağına Söz verdiğim 19 yaşındaki bir çocuğa yardım ediyorum. | Open Subtitles | أنا اساعد رجل في 19 من عمره الذي وعدته انه سيعيش |
| Hayır, yalnızca büyükanneme Söz verdiğim için gideceğim. | Open Subtitles | أوه، لا. إنه مجرد شئ وعدتُ القيام بهِ لجدتي |
| Ve onun annesi olmaya ve onu koruyup kollamaya Söz verdiğim andan itibaren bu benim hayatım olmuştu. | Open Subtitles | وكانت تلك هي حياتي منذ أن قطعت وعداً ...بأن أكون والدتها أن أحمي حياتها |
| Söz verdiğim gibi baylar, 500 Euro'mu sizin adınıza yatırdım ve işte bu da karşılığı. | Open Subtitles | كما وعدتكما يا سادة، إستثمرت500باوندنيابةعنكم .. وهذهوالربح. |
| Brooke'a Söz verdiğim için dekorasyona yardım etmeye ona gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | الذي يجب أن أذهب للمساعدة بروك, بتزيين الحفلة لأني وعدتها بذلك. |
| Söz verdiğim gibi sana onu getirdim. | Open Subtitles | أنا أسلمه لك هنا مثل ماوعدت أن أفعل |