Tüm faydaları ve çalışmaları alabilecekleri 15 yıllığına tanımlı bir imtiyaz süresi var olduğunu düşünün. | TED | تخيلوا أن هناك فترة امتيازات محددة ربما في 15 سنة يمكنهم خلالها أخذ كل تلك الفوائد وتشغيلها. |
Sorgunun süresi kaset süresi kadardı: 15 şarkı, 45 dakika. | TED | كانت فترة الإستجواب هي مدة تشغيل شريط الموسيقى: 15 أغنية تستغرق 45 دقيقة. |
Ve iğrenç filminin süresi kim bilir kaç yıl önce doldu! | Open Subtitles | والشريط قد انتهت مدة صلاحيته منذ سنوات لا أحد يعرف عددها |
Aslında araba sürmemem lazım çünkü ehliyetimin süresi çoktan geçti. | Open Subtitles | عملياً لا يجب عليّ قيادتها لأن رخصتي منتهية منذ زمن |
Evet, bu belgenin sadece süresi dolmamış, aynı zamanda antika. | Open Subtitles | أجل , تلك الرخصة ليست منتهية الصلاحية فحسب إنها عتيقة |
Daha sonra kısa dinlenme süresi. Birkaç saniye olabilir. | TED | وهنالك فترة اراحة صغيرة .. قد تستغرق عدة ثواني .. |
Önemli olan diğer iki faktör inkübasyon süresi veya oluşum süresidir. | TED | العاملان الآخران المهمان هما فترة الحضانة والزمن الجيلي. |
LB: Tam olarak kısa inkübasyon süresi ile yüksek geçirgenliğin birleşimidir. | TED | لاري بريليانت: حسناً، إنها بالفعل التركيبة بين قصر فترة الحضانة والانتشار العالي. |
Bu gündelik ilişkimin ideal süresi bir hafta olmalıydı. | Open Subtitles | أسبوع واحد فترة مثاليّة أُفضّل أن تستمر فيه علاقة عَرَضِيّة, |
15 günlük bir bekleme süresi mi var? Yoksa hemen şimdi bir tane alabilir miyim? | Open Subtitles | هل من فترة انتظار من 15 يوماً أم يمكننى أخذ واحدة الآن؟ |
Jerry'nin suçu olduğundan, Margolese ceza süresi kadar onu çalıştırdı. | Open Subtitles | منذ خطأ جيري ، مارغوليس جعله يعمل عنده في فترة السجن |
Hayır, cidden, Şaka değil, inanılmaz. NHS' nin yanıt süresi... | Open Subtitles | هذا ليس مزاحاً, هل تعلمون ان مدة الاستجابة للاسعاف البريطاني |
20 satten az bir uçuş süresi sonucu spor uçuşu sertifikası alabilirsiniz. | TED | طيار رياضي يمكنه الحصول على الرخصة في مدة وجيزة قدرها 20 ساعة من الطيران. |
Güvenliğin gelme süresi burada pek de iyi değil, ama kapana kısılmış durumdayım. | Open Subtitles | زمن الإستجابة الأمنية هنا ليس بتلك السرعة الكبيرة لكني مازلت محتجزا في الداخل |
Bir gün, pulunun süresi bitmiş bir Corvette'yi kenara çekiyor. | Open Subtitles | فى يوم ما قام بقيادة تلك السفينة الحربية منتهية الصلاحية |
Uyuşturucu suçlamasıyla ilgili çektiği ceza süresi Central Park koşucu davasındaki hükümden kaynaklanan eski bir mahkum olmasına göre belirlenmişti. | Open Subtitles | و لكن طول المدة التي يقضيها بسبب قضية مخدرات بنيت على أساس أنه مجرم سابق في قضية مهرولة المنتزه المركزي |
Şimdi, Seks Vize'si için başvurabilirsin, ama vizenin süresi sadece 12 saat olur. | Open Subtitles | الآن تستطعين التقدم لتأشيرة الجنس ولكن صلاحيتها 12 ساعة فقط |
On günlük müşahede süresi dolduğunda sevk edilecek. | Open Subtitles | في اللحظة التي تنتهي فيها صلاحية ..وثيقته ذات ال 10 ايام، سيتم إيداعه |
- Ek süre aldığını sanıyor ama, biri sayesinde, yani benim sayemde... ek süresi yok. | Open Subtitles | لأنه يظن أنه قد حصل على مهلة اضافية؟ وكل هذا بسببي أنا |
Sue'nun el konulduktan sonraki tutukluluk süresi: 229 gün | Open Subtitles | : مُدّة حجز "سو" مُنذُ تمّت مُصادرتها مئتين وتسعةٍ وعشرين يوماً |
Görev Süresi: 5 gün, 8 saat ve 34 dakika ve ben de Benjamin Anderson. | Open Subtitles | إنقضى 5 أيام و 8 دقائق و 34 دقيقه "كابتن "بن أندرسون |
Erkekler için ortalama yaşam süresi 46 ve 48 yıl arası; kabaca Afganistan ve Somali'yle aynı. | TED | إن متوسط العمر المتوقع للرجال بين الـ 46 و الـ 48 سنة، وذلك يكاد يكون نفس معدلات أفغانستان والصومال. |
Sıradan bir arızadır. Sıkça duyduğumuz türden. Arama süresi genelde 3 dakikadır. | Open Subtitles | فيروس شائع، نسمع الكثير عنه إنه عادة اتصال مدته 3 دقائق |
Bu zindanlardaki hücre süresi ne kadar? | Open Subtitles | كيف تبدو مده الحبس الانفرادى فى تلك الزنزانات؟ |
Küçük işletmeler, çalışma süresi veya girişimciler için istisnalar olmamalı. | TED | يجب أن لا يوجد أي استثناءات للشركات الصغيرة، ومدة العمل أو حتى لرواد الأعمال. |