ويكيبيديا

    "sağladı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • جعلني
        
    • جعلتني
        
    • جعل
        
    • يجعلني
        
    • جعلك
        
    • جعلنا
        
    • جعلنى
        
    • ساعد
        
    • جعلها
        
    • جعلتك
        
    • جعلتنى
        
    • ساعدتني
        
    • جعله
        
    • سمح
        
    • جعلته
        
    Bu dünya beni kör etmiş olabilir ama Tanrı görmemi sağladı. Open Subtitles ربما يكون هذا العالَم قد أصابني بالعمى ولكن الله جعلني أرى
    Her şeyin ne kadar muğlak olduğunu öğrenmemi sağladı bu. Open Subtitles لقد جعلني ذلك أدرك كم كان الضباب يغطي كل شيء
    Kaza hayatımı gözden geçirmemi sağladı ve beni alıp götürdü. Open Subtitles الحادث جعلني أفكر أن المستقبل مجهول وأن الموت يأتي فجأة
    Sözleri hayatım hakkında daha önce düşünmediğim şeyleri gözden geçirmemi sağladı. TED لقد جعلتني أتفحص الأشياء الموجودة بحياتي التي لم آخذها بعين الأعتبار.
    Hayaletten bahsetmem onun sırf dileğini dilediği için gerçek olduğunu sanmasını sağladı. Open Subtitles الشبح جعل الرجل في منتصف طريق التصديق هي كانت واقعيه بمنحه أمنيته
    Ama bulabildiğim tek şey,... bir keresinde çöpten kek yediğin... ki,açıkçası bu durum seni daha çok sevmemi sağladı. Open Subtitles لكن الجُرم الوحيد الذي وجدته أنكِ في أحد الأيام إلتهمتي كعكةً من القمامة، وهذا بصراحة يجعلني أعجب بكِ أكثر.
    Seksi denklemden çıkarmak insanlarla farklı yollardan ilişki kurmamı sağladı. Open Subtitles إخراج الجنس من المعادلة جعلني أرتبط بالناس بطريقة مختلفة تماماً
    Ama onunla çalışmak, bundan sonra ne yapmak istediğimi anlamamı sağladı. Open Subtitles لكن العمل معه جعلني أعرف ماذا اريد أن أفعل بعد هذا
    ...bu bana benim de dürüst olmam gerektiğini fark etmemi sağladı. Open Subtitles ..وهذا جعلني أدرك أن أني يجب أن أكون صادقاً , أيضاً
    Arkadaşlarım için her şeyi yapardım, ki düşündüğüm kadarıyla Dünya'daki herkes de böyle hisseder, bu da sonunda savaşı anlamamı sağladı. Open Subtitles سأقوم بأي شيء من أجل أصدقائي و هو ما أظن بأنه شعور جميع من بالعالم و هذا جعلني أفهم الحرب أخيراً
    Anlattığı olay, kendimi biraz fazla ciddiye aldığımı fark etmemi sağladı. Open Subtitles لكن ذلك جعلني ادرك اني اخذ نفسي على محمل الجد كثيرا
    Bana hiç inancı yoktu, ama daha sıkı çalışmamı sağladı. Open Subtitles التي لم تثق بي، ولكن ذلك جعلني أعمل بجهد أكبر
    Köyde büyükannemle geçirdiğim her okul tatili bu inanılmaz fırsatın kendi ailem içinde yarattığı eşitsizliklerin bilincine varmamı sağladı. TED في كل عطلة مدرسية أقضيها في القرية مع جدتي جعلتني أدرك التفاوتات التي خلقتها هذه الفرصة المدهشة داخل عائلتنا.
    Hoş biri, ama hala başkalarıyla olmaya hazır olmadığımı fark etmemi sağladı. Open Subtitles انها لطيفة ، و لكنها جعلتني أدرك بأنني لست جاهزا للخروج بموعد
    Bu gece bizim ne kadar şanslı olduğumuzu görmemi sağladı. Open Subtitles أتعلم, الليلة جعلتني أفكر حقاً إلى أي مدى نحن محظوظين
    Yapabileceklerini yapan insanlar vardı, aynı anda, tek amaçla, kimin izlediği umurlarında olmadan, bunun gerçekleşmesini sağladı. TED كما ترون، كان الناس يفعلون كل ما بوسعهم، في نفس الزمن ونفس التفكير، بدون الاهتمام بمن يتابع، هذا ما جعل الأمر يحدث.
    Bu sonuçlar beni cesaretlendirdi. En azından uzun vadede kendimi iyi hissetmemi sağladı,... ...Kendini ortaya çıkartıyor. TED ولقد شجّعني ذلك كثيرا. على الأقل يجعلني ذلك أشعر, إلى حد ما ، أن هذا أصبح أمرا بديهيا.
    En başında bu oyunu yazabilmeni kim sağladı onu da düşün istersen. Open Subtitles ربما عليك ان تُفكر بمن جعلك تكتب هذه المسرحية في المقام الأول
    Polisin gelmesi bunun boş bir tehdit olmadığını anlamamızı sağladı. Open Subtitles وصول الشرطة جعلنا نستوعب ان ذلك لم يكن تهديداً فارغًاً
    Bu, dönemlerin ne kadar çabuk geçtiğini fark etmemi sağladı. Open Subtitles لقد جعلنى هذا ادرك ان كل المعالم قد ذهبت بسرعة
    Polonya'nın eğitiminde köklü bir iyileştirme okullar arasındaki farklılıkların azalmasını en başarısız okulların gidişatı tersine çevirip bir dönemden biraz fazla sürede performanslarını artırmasını sağladı. TED ساعد فحص وإصلاح شاملللنظام التعليمي البولندي من التقليل بشكل كبيرمن التفاوت بين المدارس، ومساعدة العديد من المدارسضعيفة الكفاءة، والرفع من الكفاءة تزيد عننصف سنة دراسية.
    Bilmiyorum, onunla yaşadığı deneyim, daha fazla bir arada olmalarını sağladı. Open Subtitles لا أعلم ، مهما كان ما جربته لقد جعلها متماسكة أكثر.
    (Ses kaydı) Az önce yaptığımız konuşma... acaba internette yazdıkların hakkında daha farklı hissetmeni sağladı mı? TED هل المحادثة التى تمت بيننا للتو هل جعلتك تشعر بشكل مختلف عما كتبته على الإنترنت؟
    Evet, enerjimi ortaya çıkarıp seçeneklerimi daha net görmemi sağladı ama bütün payeyi buna vermek de biraz fazla olur. Open Subtitles صحيح أنها جعلتنى أخرج طاقاتى لأرى خياراتى بشكل واضح ولكن كل ذلك لا يستحقه هؤلاء
    Bu etkileşim süreci bana soruna ilişkin daha derin bir anlayış geliştirmemi sağladı. TED عملية المشاركة هذه التي بدأتها ساعدتني على تطوير فهم أعمق للمشكلة.
    "Karısı hamile ve Sloan'un bu işi bırakmasını sağladı çünkü belli ki o da artık bunun bir parçası olmak istemiyordu." Open Subtitles زوجته الحبلى هي من جعله يستقيل لأن لانه لم يريد أن يكون جزءا من هذا الأمر
    Bu da NASA'nın daha önce iniş yapılamayacağı düşünülen bilimin çok ilgili olduğu Gale Krateri'ne tam bir iniş yeri belirlemesini sağladı. TED وهذا سمح لناسا أن تستهدف منطقة معينة في فوهة غيل وهي منطقة ذات أهمية علمية لم تكن قابلة للهبوط عليها من قبل.
    Kendisini o denli sevmesini sağladı ki, asla ölemez. Open Subtitles لقد جعلته يحبها كثيراً لدرجة لا يُمكن أن يموت.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد