- Yaptığın ve Sahip olduğun şeylerin görevime olan dikkatimi dağıtacağı bana öğretilmişti. | Open Subtitles | الأشياء التي لديك و التي تفعلينها لقد تعلمت أنها تصرف إنتباهي عن واجبي |
Sahip olduğun bu kadar borçla muhtemelen seneye de gidemezsin. | Open Subtitles | حسنًا، وبمقدار الديون التي لديك ربما لا العام القادم أيضًا |
Sanırım hepimiz farkındayız ki Sahip olduğun tek şans, kötü şans. | Open Subtitles | اعتقد اننا متأكدين ان الحظ الوحيد الذي لديك هو الحظ السئ |
Doktor, neredeyse bir şeyin kalmadığında, Sahip olduğun küçük şeylere sıkıca sarılırsın. | Open Subtitles | يا دكتور, عندما تكون بجانب لا شيئ فتتمسك بالشيئ الصغير الذي تملكه |
Teknen senin tüm dünyan ve ayrılırken yanına aldığıkların Sahip olduğun her şeydir. | TED | قاربك هو عالمك، وكل ما تأخده معك عندما تغادر هو كل ما لديك. |
Ama senin Sahip olduğun bu. Sahip olduğun tek hayat bu. | Open Subtitles | لكنها الوحيده التي تملكينها هذه الحياة هي الوحيده التي تملكينها |
Tek Sahip olduğun benim. Güven bana. Çıkar şunu. | Open Subtitles | انا كل مالديك , ثقي بي واخلعيه نعم بأكمله |
Ama Sahip olduğun şeyin kıymetini bilmiyorsun. | Open Subtitles | .ولكنك لم تقدر ما كان بين يديك |
Sahip olduğun özel ekipman bu kadarcık mı? | Open Subtitles | حسناً ، هذه هي المعدات الخاصة الوحيدة التي لديك ؟ |
Korkuyorsun çünkü tüm Sahip olduğun avantajlar, | Open Subtitles | أنك خائف . و مع كل تلك الميزات التي لديك |
Bunu konuşmuştuk. Sahip olduğun anılar sana ait değil. | Open Subtitles | تحدثنا عن هذا ، الذكريات التي لديك ليست ذكرياتك |
Sahip olduğun bu sicille çoktan albay olman gerekirdi. | Open Subtitles | المفروض أن تكون عقيداً الآن طبقاً للسجل الذي لديك |
O, senin Sahip olduğun tek şey. Kıçını kurtarman ona bağlı. | Open Subtitles | إنها الشيء الوحيد الذي لديك أنت على المحك |
Şey, pek değil, ama şu anda Sahip olduğun tek seçenek benim. | Open Subtitles | ليس تماماً، لكن في هذا الوقت أنا الخيار الوحيد الذي تملكه |
Ve bu gerçekten de Sahip olduğun herşeydir. Yani benim durumumda, her neyse. | Open Subtitles | كل هذا الوقت الذي تملكه أقصد, في حالتي, علي أي حال |
Çünkü su altında Sahip olduğun tek şey, yanındaki adamdır. | Open Subtitles | لان ما لديك تحت الماء الرجل الذى بجوارك و لهذا |
...Sahip olduğun güç ve bu güçle neler başarabileceğin. | Open Subtitles | ولكن أيضاً القوة التي تملكينها وما يمكنك فعله بها |
Tüm Sahip olduğun bu mu büyücü? | Open Subtitles | هل هذا كل مالديك أيها الساحر ؟ |
Senin bu hayatta Sahip olduğun her şeyi. | Open Subtitles | كل ما كان بين يديك طوال حياتك |
Veya hayatın boyunca Sahip olduğun yüzlerce bıçakla? | Open Subtitles | أو بالعديد من السكاكين التى كنت تملكها فى حياتك ؟ |
Şimdi, Sahip olduğun her şeyden dolayı sana dava açmadan, kapıyı aç. | Open Subtitles | و الأن أفتح لباب قبل أن أقاضيك حتى تبيع كل ما تملك. |
Anlıyor musun? Sahip olduğun şeyi bana göstermelisin. | Open Subtitles | فيجب أن تحظين بصوت أصلي يجب عليكِ أن تريني ما لديكِ. |
Sanırım benim için söylemesi kolay çünkü Sahip olduğun şeylere sahip değilim. | Open Subtitles | أُخمنْ أنّه من السهل لي أن أقول ذلك . لأنني لا أمتلك ما تمتلكين |
Sahip olduğun her şeyi verip karşılığında bir şey beklememektir. | Open Subtitles | بأن تعطي كل ما تملكينه ولا تنتظري شيئاً بالمقابل |
Ona Sahip olduğun için çok mutlu olmalısın. Sen... iyi misin? | Open Subtitles | لابد إنكِ تحظين بمتعةٍ كبرى لكونها لديكِ هل أنتِ.. |
Nefes aldığın hava, tek başına bu bile, Sahip olduğun şu düşünceler... | Open Subtitles | لكن الهواء الذي تتنفسه هذا وحده الأفكار التي تمتلكها |
Biz zamanlar Sahip olduğun erdem, şiddet ve trajediyle zehirlenmişti. | Open Subtitles | كل الحشمة التي كانت لديك افسدت بسبب المأساة والعنف |