Anladın işte. Ve şu 'haham'ın sakalı? Yüzde yüz at kılı. | Open Subtitles | أصبت، أما لحية المعلّم فكانت مئة في المئة من شعر الحصان |
"sakalı var. 1.80 boylarında. Sağ elinde ay ve yıldız dövmesi var." | Open Subtitles | لحية ، ستة أقدام وشم على اليد اليمنى ، نجمة و هلال |
sakalı var. 1.80 boylarında. Sağ elinde ay ve yıldız dövmesi var. | Open Subtitles | لحية ، ستة أقدام وشم ، في اليد اليمنى نجمة و هلال |
Bir heykel, altın çocuk, uh, peştemallı, firavun sakalı, ve dikdörtgen ölçülerde. | Open Subtitles | تمثال رجل ذهبي ، لديه مئزر ، وفرعوني اللحية وقدم مستطيلة جداً |
Bilemiyorum, sanki sakalı geceliğinin etkisini azaltıyor. | Open Subtitles | لا أدري، اللحية تفسد تأثير اللباس النسائي |
Koyu renk montu vardı. Saçları saman sarısıydı. sakalı vardı. | Open Subtitles | يرتدي معطف غامق، يحظى بشعر أشقر مائل لرملي مع لحية. |
sakalı yoktu, saçları daha seyrekti, ama kesinlikle buna benziyordu. | Open Subtitles | ليس لديه لحية , والشعر أخف لكن هناك تشابه بالتأكيد |
Mümkünse, emin olun o hiçbir bıyık ve sakalı yok. | Open Subtitles | رجاءاً إذا أمكن تأكدي أنه ليس لديها شاربا أو لحية |
Bu adamın sakalı sahte, dişleri sahte her şeyi sahte. | Open Subtitles | انه لا شيء سوى لحية زائفة و أسنان اصطناعية مزيف في كل شيء |
Penguen sahnede haham kılığında kayıyor. Çok komik oluyor. Bir de sakalı var. | Open Subtitles | البطريق يتزلج على المسرح بملابس حاخام مضحك للغاية، نضع له لحية |
Bu alaycı sefilin dediğine göre insan ihtiyarlayınca sakalı kır... yüzü kırışık olurmuş... | Open Subtitles | ان رجلا عجوزا ذا لحية وتجاعيد واهداب عيونه |
Orta boy bir adam, geniş bir şapkası ve kocaman gür bir sakalı var. | Open Subtitles | أجل، رجل متوسط الطول يرتدي قبعة ولديه لحية شعثاء |
Bugün tanıştığım adam daha sıskaydı. sakalı da yoktu. | Open Subtitles | الرجل الذي قابلته كان أنحف ولم تكن له لحية |
Baskılı montunun içinde... manikürlü keçi sakalı ve avrupalı pislikler gibi at kuyruğu bırakıyorsun. | Open Subtitles | أنت تتباهي بالأحرف علي سترتك من أجل اللحية وذيل الحصان الذي تصنه في شعرك القذر. |
Ama sinsi gülüşleri, top sakalı bağrı açık gömleği, kız gibi saçları da var. | Open Subtitles | لكن هناك ايضاً الضحكة الساخرة و اللحية القميص المفتوح , شَعر الفتيات ؟ |
Size komik bir şey anlatayım. Bu sakalı altı aydır bırakıyorum. | Open Subtitles | أترك هذه اللحية بالفعل ستة أشهر من النمو. |
sakalı kalemtıraşa sıkıştığı için bizi eve erken gönderdi. | Open Subtitles | ولقد صادر كل شيء مصنوع من القصدير ومن ثم سمح لنا بالرجوع للمنزل مبكراً لأن لحيته علقت في قلامة أقلام الرصاص |
Gri bir sakalı var gibiydi. 50'lerinin onlarında, 60'larının başlarında olabilir. | Open Subtitles | يبدو بلحية رمادية اواخر الخمسينات اوائل الستينات |
Bilirsiniz, şu bıyıksız sakalı olan tipleri. Evet, evet. | Open Subtitles | هل تعرف أولئك الرجال أصحاب الذقن و الشارب أو ما شابة؟ |
Fail sarı mı siyah saçlı mı kısa mı uzun boylu mu ve sakalı var mı ya da sakalsız mı? | Open Subtitles | لقد حوله شعره الأشقر إلى أسمر و تحول من قصير إلى طويل البنيه و إما لديه لحيه أو ليس لديه لحيه على الاطلاق ؟ |
Daha dört gün oldu Sean. Bu da sakalı daha bir etkileyici kılıyor. | Open Subtitles | لقد مضى أربعة أيام فقط وبالمناسبة سرعة نمو شعر لحيتك مذهلة جداً |
Çenesinin şurasında ufak bir sakalı var, ucunda mavi renkli ışıklı bir yem var uzak mesafelerden bile avlarının ilgisini çekebiliyor. | TED | لديها ايضا ذقن صغير ذو ضوء حيوي ازرق كطعم يستعمل لجذب الفريسة من بعيد. |
Yeni adamın siyah ve gri sakalı olduğunu söylediler. | Open Subtitles | يقولون الشخص الجديد لديه لحيةٌ سوداء ورصاصية |
Sizin mesihinizin de bıyığı yok mu? sakalı bile var. Hayır. | Open Subtitles | مسيحك المنتظر سيكون بشارب أيضاً، ولحية كبيرة. |
Herkesi rahatsız ediyorsunuz, ve sanki ayakkabınıza keçi sakalı yapışmış gibi. | Open Subtitles | أنت تحمل، شيئا كلحية ماعز على حذائك |
Ayrıca o çelengin içinde "Erkeç sakalı" olduğunu söyledi. | Open Subtitles | و قال أيضاً أنه على الأرجح أن بالاكليل اكليلية المروج |
sakalı vardı. Sanırım sakallılardan hoşlanıyordu. | Open Subtitles | أَحْزرُ بأنّها تَحْبُّ اللحى. |
Koç süt ürünlerini sakalı büyüttüğünü söyledi. Peynir de süt ürünü değil mi? | Open Subtitles | المدرب قال أن الألبان تسرع نمو اللحيه و الجبن من الألبان، اليس كذلك؟ |
Keçi sakalı bırakıyorum. Sonra spor salonuna gitmeye karar verdim | Open Subtitles | وقد وضعت سكسوكة وافكر بالذهاب لصالة الجيم |