"sakalı" - Traduction Turc en Arabe

• لحية
• اللحية
• لحيته
• بلحية
• الذقن
• لحيه
• لحيتك
• ذقن
• لحيةٌ
• ولحية
• كلحية
• اكليلية
• اللحى
• اللحيه
• سكسوكة

Anladın işte. Ve şu 'haham'ın sakalı? Yüzde yüz at kılı.
أصبت، أما لحية المعلّم فكانت مئة في المئة من شعر الحصان

"sakalı var. 1.80 boylarında. Sağ elinde ay ve yıldız dövmesi var."
لحية ، ستة أقدام وشم على اليد اليمنى ، نجمة و هلال

sakalı var. 1.80 boylarında. Sağ elinde ay ve yıldız dövmesi var.
لحية ، ستة أقدام وشم ، في اليد اليمنى نجمة و هلال

Bir heykel, altın çocuk, uh, peştemallı, firavun sakalı, ve dikdörtgen ölçülerde.
تمثال رجل ذهبي ، لديه مئزر ، وفرعوني اللحية وقدم مستطيلة جداً

Bilemiyorum, sanki sakalı geceliğinin etkisini azaltıyor.
لا أدري، اللحية تفسد تأثير اللباس النسائي

Koyu renk montu vardı. Saçları saman sarısıydı. sakalı vardı.
يرتدي معطف غامق، يحظى بشعر أشقر مائل لرملي مع لحية.

sakalı yoktu, saçları daha seyrekti, ama kesinlikle buna benziyordu.
ليس لديه لحية , والشعر أخف لكن هناك تشابه بالتأكيد

Mümkünse, emin olun o hiçbir bıyık ve sakalı yok.
رجاءاً إذا أمكن تأكدي أنه ليس لديها شاربا أو لحية

Bu adamın sakalı sahte, dişleri sahte her şeyi sahte.
انه لا شيء سوى لحية زائفة و أسنان اصطناعية مزيف في كل شيء

Penguen sahnede haham kılığında kayıyor. Çok komik oluyor. Bir de sakalı var.
البطريق يتزلج على المسرح بملابس حاخام مضحك للغاية، نضع له لحية

Bu alaycı sefilin dediğine göre insan ihtiyarlayınca sakalı kır... yüzü kırışık olurmuş...
ان رجلا عجوزا ذا لحية وتجاعيد واهداب عيونه

Orta boy bir adam, geniş bir şapkası ve kocaman gür bir sakalı var.
أجل، رجل متوسط الطول يرتدي قبعة ولديه لحية شعثاء

Bugün tanıştığım adam daha sıskaydı. sakalı da yoktu.
الرجل الذي قابلته كان أنحف ولم تكن له لحية

Baskılı montunun içinde... manikürlü keçi sakalı ve avrupalı pislikler gibi at kuyruğu bırakıyorsun.
أنت تتباهي بالأحرف علي سترتك من أجل اللحية وذيل الحصان الذي تصنه في شعرك القذر.

Ama sinsi gülüşleri, top sakalı bağrı açık gömleği, kız gibi saçları da var.
لكن هناك ايضاً الضحكة الساخرة و اللحية القميص المفتوح , شَعر الفتيات ؟

Size komik bir şey anlatayım. Bu sakalı altı aydır bırakıyorum.
أترك هذه اللحية بالفعل ستة أشهر من النمو.

sakalı kalemtıraşa sıkıştığı için bizi eve erken gönderdi.
ولقد صادر كل شيء مصنوع من القصدير ومن ثم سمح لنا بالرجوع للمنزل مبكراً لأن لحيته علقت في قلامة أقلام الرصاص

Gri bir sakalı var gibiydi. 50'lerinin onlarında, 60'larının başlarında olabilir.
يبدو بلحية رمادية اواخر الخمسينات اوائل الستينات

Bilirsiniz, şu bıyıksız sakalı olan tipleri. Evet, evet.
هل تعرف أولئك الرجال أصحاب الذقن و الشارب أو ما شابة؟

Fail sarı mı siyah saçlı mı kısa mı uzun boylu mu ve sakalı var mı ya da sakalsız mı?
لقد حوله شعره الأشقر إلى أسمر و تحول من قصير إلى طويل البنيه و إما لديه لحيه أو ليس لديه لحيه على الاطلاق ؟

Daha dört gün oldu Sean. Bu da sakalı daha bir etkileyici kılıyor.
لقد مضى أربعة أيام فقط وبالمناسبة سرعة نمو شعر لحيتك مذهلة جداً

Çenesinin şurasında ufak bir sakalı var, ucunda mavi renkli ışıklı bir yem var uzak mesafelerden bile avlarının ilgisini çekebiliyor.
لديها ايضا ذقن صغير ذو ضوء حيوي ازرق كطعم يستعمل لجذب الفريسة من بعيد.

Yeni adamın siyah ve gri sakalı olduğunu söylediler.
يقولون الشخص الجديد لديه لحيةٌ سوداء ورصاصية

Sizin mesihinizin de bıyığı yok mu? sakalı bile var. Hayır.
مسيحك المنتظر سيكون بشارب أيضاً، ولحية كبيرة.

Herkesi rahatsız ediyorsunuz, ve sanki ayakkabınıza keçi sakalı yapışmış gibi.
أنت تحمل، شيئا كلحية ماعز على حذائك

Ayrıca o çelengin içinde "Erkeç sakalı" olduğunu söyledi.
و قال أيضاً أنه على الأرجح أن بالاكليل اكليلية المروج

sakalı vardı. Sanırım sakallılardan hoşlanıyordu.
أَحْزرُ بأنّها تَحْبُّ اللحى.

Koç süt ürünlerini sakalı büyüttüğünü söyledi. Peynir de süt ürünü değil mi?
المدرب قال أن الألبان تسرع نمو اللحيه و الجبن من الألبان، اليس كذلك؟

Keçi sakalı bırakıyorum. Sonra spor salonuna gitmeye karar verdim
وقد وضعت سكسوكة وافكر بالذهاب لصالة الجيم