| Ama kaza ve hafızamla ilgili Sana söylediğim her şey doğru, lütfen... yalnızca bir umut, belki bana yardım edebilirsin... | Open Subtitles | ولكن أعني، كل ما قلته لك عن الحادث وذاكرتي، رجاء، كل هذا صحيح و كنت اتمنى ربما أنتِ تستطيعى مساعدتي |
| Sana söylediğim en ilham verici söz hangisiydi? | Open Subtitles | ما هو أكثر شيء إلهاماً قلته لك على الإطلاق ؟ |
| Sana söylediğim son şey, ona göz kulak olmanı istememdi. | Open Subtitles | آخر شيء قلته لكِ هو أنني طلبت منكِ العناية بها |
| Ve üçüncüsü, Sana söylediğim her şeyi yapacaksın yoksa herkese bir katil olduğunu söylerim. | Open Subtitles | ثالثاُ يجب عليك فعل ما أقوله لك أو سوف أتأكد من أن الجميع سيعلمون بأنك تخفي أمر ميولك الجنسية عنهم |
| Geçmişe bakıyorsun. Sana söylediğim her şeyin doğru olduğunu göreceksin. | Open Subtitles | إنك تطالع الماضي، وترى أن كل ما أخبرتك به صدق |
| Nasıl göründüğünü biliyorum ama ismim haricinde Sana söylediğim her şey doğruydu. | Open Subtitles | أعلم كيف يبدو الأمر ،لكن كلّ ما قلته لك عدا أسمي ، حقيقيّ. |
| Sana söylediğim onca şeyin yerine kendime bağırıyor olmam gerekirdi. | Open Subtitles | لذا كل ما قلته لك كان يجب أن أصرخ به على نفسي |
| Çocukluğundan beri Sana söylediğim hiçbir şeyi dinlemezsin. | Open Subtitles | لم تصغِ إلى أيّ شيء قد قلته لك منذ أن كنت طفلاً |
| Tuvaletten çıktığımda Sana söylediğim ilk şey buydu. | Open Subtitles | هذا أول شيء قلته لك عندما خرجت من الحمام |
| Sana söylediğim zaman geldi, yani bu işi yapacağız. | Open Subtitles | هذا الوقت الذي قلته لك, لذا هذا الوقت المناسب. الآن أدخليني. |
| Kafede Sana söylediğim her şey sinirliydim. | Open Subtitles | كل ما قلته لك في المقهى كان السبب هو غضبي |
| Şimdi Sana söylediğim şeylere inanıyor musun? Onlar için her şeyden vazgeçtik. | Open Subtitles | الآن هل تصدقين كل ما قلته لكِ من قبل ؟ تخلينا عن كل شيء من أجلهم |
| Sana söylediğim şeyler yüzünden ölene kadar pişmanlık duyacağım. | Open Subtitles | . . ما قلته لكِ أنا نادم عليه إلى يوم مماتي |
| Bu araba bir bok yığını. - İşte. Sana söylediğim şey buydu. | Open Subtitles | إنها كومة فضلات - أجل، هذا ما أقوله لك دوما - |
| Şu an Sana söylediğim şeyle binlerce insanın hayatı söz konusu | Open Subtitles | ما أقوله لك الآن سيقرر حياة الملايين. |
| Sana söylediğim. Eski dünyadan kalanlar. | Open Subtitles | ما أخبرتك به, آخر ما تبقى من العالم القديم |
| Sana söylediğim tam da bu. Ve jüriye söyleyeceğim şey de bu. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما اقوله لك وهذا بالضبط ما ساخبر به المحلفين |
| - Geçen hafta Sana söylediğim. | Open Subtitles | -تلك التي أخبرتك عنها الأسبوع الماضي . |
| En geç yarın akşamüzeri hepsi haberlere çıkacak, aynen Sana söylediğim gibi. | Open Subtitles | كل هذا في أخبار ظهيرة الغد على أقصى تقدير بالضبط كما قلت لكِ |
| Sana söylediğim şeyler senin de kendine sorduğun sorulardı. | Open Subtitles | إن الأشياء التى قلتها لك كانت أسئلة قد سألها قلبك |
| Sana söylediğim pistte herşeyini vemen. | Open Subtitles | ما طلبته منك هو أن تعطي كل ما تملك |
| Sana söylediğim gibi ölçü kullanmalısın ve her ilmiği saymalısın. | Open Subtitles | افعلي حامل للقياس مثل ما اخبرتك واحسبي الغرز التي تغرزينها |
| Hayır.Nerede olduğumu biliyorsun. Sana söylediğim işteydim. | Open Subtitles | لا، تعلمين أين كنت كنت بتلك الوظيفة التي أخبرتُكِ عنها |
| Sana söylediğim gibi, tatlım, bir internet işi. | Open Subtitles | لنه مثل ما اخبرتكِ عزيزتي انه عمل انترنت |
| Sana söylediğim herşey için çok üzgünüm. | Open Subtitles | انني اسفة جداً علي كل هذه الاشياء التي قلتها. |
| Bittiğinde bunu Sana söylediğim yerde bulacaksın. | Open Subtitles | حينما أنتهي ستجدين هذا بالمكان الذي أخبرتك به |