Gelmiş geçmiş en mutlu insan olmayabilirim... ama bu senin suçun değil. | Open Subtitles | ربما لا أكون أسعد انسانة على وجه الحياة ولكنّ هذا ليس خطأك |
Bu, olanların senin suçun olduğunu göstermez. Ondan daha fazlasını yapamazdın. | Open Subtitles | لا يجعل ذلك خطأك لم يكن بمقدوركِ جعل أي شئ مختلفاً |
Ayrıca eve dönüp intihar etmek istemem senin suçun değil. | Open Subtitles | و حقيقة أنني أريد العودة للمنزل و الانتحار ليست غلطتك |
Her şey senin suçun, çok ciddi bir sorunun var? | Open Subtitles | بأن كل هذا خطؤك, بأن هنالك شيء خطير قد أصابك؟ |
Ölümünden lütfen kendini sorumlu tutma. senin suçun yok. | Open Subtitles | رجاءً لا تلوم نفسك .على هذا الشيءِ.فلَيسَ ذنبك |
Evet, bu senin suçun değil. Yani, durumum iyi, ama para içinde yüzmüyorum. | Open Subtitles | نعم , ليس خطأكِ أقصد , لست غني ولكني لست طماع |
Eğer yakalanırlarsa asılacaklar Scarlett! Ve bu senin suçun! Bir kelime daha edersen, bu evden gidersin India! | Open Subtitles | وإن قُبض عليهم سيُشنقوا يا سكارليت وسيكون هذا بسببك |
yeni boşandım. Oh. evet, fakat dün-- tamamiyle senin suçun değildi. | Open Subtitles | نعم، لقد تطلقت لتوي. نعم، ولكن الأمس، لم يكن الأمر خطأك. |
Ona olan hiçbir şey senin suçun değil. Baharatlı Şangay erişte çorbasında... | Open Subtitles | لم يحدث لها شيء و كان خطأك أهذا حساء معكرونة شانغهاي المُبَهّر |
Çünkü bunun, en başından beri senin suçun yüzünden olduğunu kabul etmek istemiyorsun. | Open Subtitles | لأنك لا تود أن تعترف ان هذا الشيء كله هو خطأك بالمقام الأول |
Bu içiçe geçmiş karmaşık durum senin suçun değil, bir ağaç zorla, sonsuza dek, çiçek açıp meyve vermez. | Open Subtitles | اٍنه ليس خطأك أن لففت و التويت مثل شجرة أجبرت أن تزهر اٍلى الأبد ولا تثمر |
Bu gemide olmamalıydı! Hepsi senin suçun! | Open Subtitles | ما كان علينا أن نأتي على هذه السفينة هذا خطأك |
Senin böyle bir tutum içinde olmanı anlayamıyorum. Büyük ihtimalle geziyi kaçıracaklar ve bu tamamen senin suçun. | Open Subtitles | لا اعرف لماذا تتصرف بهذا الشكل انه خطأك وعلى الارجح لن يلحقوا برحلتهم |
Evet, senin suçun. Su sistemine dönünce oldu bunların hepsi! | Open Subtitles | نعم, انها غلطتك , ذلك الهراء ابتدأ منذ التحول للماء |
Şikayet ediyorum çünkü 12 yaşında gibi davranıyorsam, bu senin suçun. | Open Subtitles | انا اشكى لك هذا لأننى ابدو فى الثانية عشر وهذة غلطتك |
Tüm arkadaşlarının işten atılmasının sebebinin, bir şekilde senin suçun olması mı? | Open Subtitles | هل لأنّ كلّ أصدقائك سرّحوا من العمل وذلك هو خطؤك نوعًا ما؟ |
Eğer yardımı olacaksa, ....bana yaptığın şeyin senin suçun olmadığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | والآن، إن كان هذا يساعد، فسأخبرك بأنّ الذنب لم يكن ذنبك أعني ما فعلتَه بي |
Konu öğretmeninle aranda geçenlerse, bunların senin suçun olmadığını anlamalısın. | Open Subtitles | لو كان هذا بشأن ما حدث مع معلمكِ، فعليكِ أن تفهمي أنّه لمْ يكن خطأكِ. |
Baban hakkında soruşturma açıldı ve hepsi senin suçun! | Open Subtitles | إن والدك يتعرض للاستجواب الآن فى العمل وكل هذا بسببك |
Ama işler ne kadar zorlaşsa da, bunda senin suçun yok. | Open Subtitles | ولكن مهما حدثت أمور كثيره .. لا شئ من هذا خطئك |
Adam senin peşinden koşmuş. senin suçun değil ki. | Open Subtitles | إذاً ، الرجل هو الذي جاء إليكِ لم يكن خطؤكِ |
Önemli değil evlat, senin suçun değil. Annenin parmaklarını almışsın. | Open Subtitles | بني ذلك ليس عيبك حصلت على أصابع إبهام أمك |
Hayatındaki bütün erkeklerin kolayca yönlendirilmesi senin suçun değil. | Open Subtitles | ليس ذنبكِ أنّ جميع الرجال في حياتك يسهلُ التلاعب بهم |
Prue, senin suçun değil. güçlerimiz burda işlemiyor, bunu biliyorduk. | Open Subtitles | برو، إنها ليست غلطتكِ. فقدراتنا لا تعمل وهذا ما نعرفه الآن |
Burada yaşanan kötü şeylerin çoğu senin suçun. | Open Subtitles | أغلب الأشياءِ السيئةِ الذي يَحْدثُ هنا عيبَكَ. |
Bir arkadaşa göre senin suçun değilmiş. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لكنت قلت نفس كلامك لانه صديقك و هذا ليس خطاك |
"Bu aptalların etrafta aylak aylak dolaşmalarının hepsi senin suçun!" | Open Subtitles | بسببكِ هذا الأحمق موجود هنا |
senin suçun değil tatlım. Tam olarak yeterli değilsin. | Open Subtitles | انه ليس خطئكِ عزيزتي انت فقط لست جميلة بما فيه الكفاية |