Senin gibi casus olmayabilirim ama onunla konuşurken Sesinin tonu değişiyor. | Open Subtitles | قد لا أكون جاسوسة مثلك لكن صوتك يتغير عندما تتحدثين معه |
Biradan mı yoksa Sesinin tonundan mı bilemiyorum ama, acı bir tat alıyorum. | Open Subtitles | لست متأكداً هل السبب من الجعة أم صوتك لكني أتذوق الكثير من المرارة |
Tıpkı elektrik kesilene kadar buzdolabı Sesinin nasıl sinir bozucu olduğunu bilmememiz gibi. | TED | فالأمر يشبه أن ينقطع التيار الكهربائي لتعلم كم كان مزعجًا صوت الثلاجة لديك. |
Kuzenimin oğlu ağlarken, Sesinin ne kadar gür çıktığına inanamazsın. | Open Subtitles | ليست لديكِ فكرة عن صوت ابن ابن عمي عندما يبكي |
Profesyonel bir konuşmacının Sesinin kısılması için geçerli bir sebebi yoksa tabii. | Open Subtitles | ان كان هناك سبب جيد فقط لمتحدث رسمي كي يكون صوته أجش |
Çok öfkelendiği zaman Sesinin inceldiğini söyle. | Open Subtitles | يمكن أن تعلم متى تصبح غاضبة جداُ لأن صوتها يصبح عالي ورفيع. |
O çekin meblağı neyse, Sesinin değeri de o. | Open Subtitles | ان صوتك يستحق تماما ماهو مكتوب فى الشيك. |
Sesinin, oturduğum ve seni duymaya çalıştığım yere.. | Open Subtitles | يجب أن تتخطي كل ذلك ليسمع صوتك في كل أرجاء القاعة |
Aynen Sesinin şu anda bana senin mutsuz olduğunu söylemesi gibi. | Open Subtitles | تماماً مثل صوتك الآن فهو يخبرني أنك لستَ سعيداً. |
Pek değil. Senin Sesinin tonu komik bir şekilde yükseliyor. | Open Subtitles | ليس تماماً، يرتفع صوتك إلى درجة كوميدية. |
Sesinin 13 yaşında değişeceğini Tanrı biliyor. | Open Subtitles | والرب يعلم ان صوتك سيتغير حيت تبلغ الثالثة عشرة |
Sesinin 13 yaşında değişeceğini Tanrı biliyor. | Open Subtitles | والرب يعلم ان صوتك سيتغير حيت تبلغ الثالثة عشرة |
Genelde bunlara ek olarak Sesinin en yüksek perdesiyle katılan bir şarkıcı olur. | Open Subtitles | وعادة، وهو المنشد الذي يمكن أن تغطي كل هذا، عادة مع صوت شديد. |
Bazı Müslümanlar kadın Sesinin duyulmasının yasak olması gerektiğine inanır. | Open Subtitles | بعض المسلمين يعتقدوا ان صوت المرأة محرم في الأماكن العامة |
Diyeceğim o ki Sesinin, anneninki gibi olmaması için dua ediyorum. | Open Subtitles | كل ما أقوله هو انك لن تحصل على صوت والدتك الغنائي |
Matematikçiler, bir kırbacın ses duvarını aşarken sağa ve sola hareketindeki darbe Sesinin nereden geldiğine bakmak için fotoğraflar kullandılar. | TED | وقد استخدم علماء الرياضيات الصور لرؤية أماكن انحناء والتفاف الصوط التي يحدث فيها صوت الفرقعة عندما يكسر السوط حاجز الصوت |
Onun Sesinin benden çıktığını duyunca bir daha beni normal görmen imkansız olur. | Open Subtitles | أعتقد فقط أن سماع صوته يخرج مني سيجعل من المستحيل أن تريني طبيعيًا |
İnsanların kendisine odaklanmalarını istediği zaman Sesinin şiddedini çok çok aşağı bir seviyeye düşürür ve en iyi şekilde öğrencileri olaya dahil edebilen öğretmenlerde ihtiyacımız olan beceriler bunlardır. | TED | يخفّض صوته لمستوى جد متدني حين يريد من الناس أن يفهموه، وتلك هي المهارات التي نحتاجها لدى المدرّسين الأكثر إشراكا. |
Sesinin bir başka odadan gelmesini sağlamak istiyor. Böyle bir hileniz var mı? | Open Subtitles | لجعل صوته يأتي من غرفة أخرى هل تملك حيلةً لهذا ؟ |
Bazı öğrenciler Sesinin kısılmasını bazıları da hiç olmaması gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | حيث بعض التلاميذ يشتكونَ من أن صوتها مرتفعُ جداً، بينما البعض الأخر، يتسائلُ عن الغرض منها، أساساً. |
Kadında kadar çok Güneyli havası varmış ki Sesinin insana sarılma hissi verdiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | يقال عنها انه لديها جاذبية الجنوب الى حد انه فقط اذا سمعت صوتها تشعرين وانها تعانقك |
Ve korkudan sasirmaya geçen Sesinin tonundan. | Open Subtitles | و إرتفاعة نبرة صوتكَ بالحديث، من الخوف إلى المفاجأة. |
Bu arada, onun yetenekli Sesinin bir kaydı var elimde. | Open Subtitles | بالمناسبة لدي تسجيل لصوتها الموهوب |